Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:
"Allah-u Teâlâ bir emrin infaz olunmasını hükmettiği zaman, melekler düz bir taş üzerine zincir çeker gibi, kanatlarını çırparak, korktuklarını belirtirler. Gönüllerinden bu korku gidince Cebrâil ve Mikâil gibi mukarreb meleklere; 'Ne var? Rabb'imiz ne buyurdu?' diye sorarlar. Onlar ise; 'Hak ve hakikati buyurdu. Allah yücedir, Allah büyüktür!' derler." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1709)
Diğer bir Hadis-i şerif'lerinde ise söyle buyuruyorlar:
"Rabb'imiz Tebâreke ve Teâlâ bir şey takdir buyurdu mu, Arş'ı taşıyan melekler tesbih ederler. Arkasından, onlardan sonra gelen gök ehli tesbih ederler. Tesbih böyle böyle, şu alt semânın sakinlerine ulaşır. Sonra Arş'ı taşıyanların arkasından gelenler Arş'ı taşıyanlara: 'Rabb'iniz ne buyurdu?' diye sorarlar. Onlar da ne buyurduğunu kendilerine haber verirler. Böylece semâvat sakinleri birbirleriyle haberleşir, nihayet haber şu alt semâya ulaşır." (Müslim: 2229)
Bir melek ki, bir fermân-ı ilâhi çıkmadan evvel bu kadar korkuyor. Çıkacak bir fermân-ı ilâhi karşısında bir beşerin ne kadar korkması gerekir? Onun bir tek yapacağı iş, yok olmaktır ve yok olur. Hüküm O'nundur, O nasıl hükmederse öyle olur. Ortada O var, sen yoksun.