Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ- bir deve satın alarak meraya salmıştı. Deve orada otlayarak hayli beslendi.
Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- çarşıda gördüğü bu besili devenin kime ait olduğunu sordu. Oğlunun olduğunu öğrenince onu çağırttı. Kendisini dinledikten sonra çok celallendi.
"Emirül-müminin'in oğlunun devesini güdün, sulayın, besleyin öyle mi? Olmaz böyle şey! Ey Abdullah! Deveyi sat, sermayeni al, fazlasını beytülmâle koy." buyurdu ve öyle de yapıldı.
•
Ömer bin Abdulaziz -rahmetullahi aleyh- in canı meyve istemişti. O anda ne meyvesi vardı, ne de meyve alacak parası vardı. Halifeye hediye olarak meyve getirilmişti. Fakat o, meyveden bir tanesini alıp kokladıktan sonra tabağa geri koydu. Yanındakiler "Resulullah Aleyhisselâm ve onun halifeleri hediye kabul ederlerdi. Sen niye kabul etmiyorsun?" diye sordular. O da şu cevabı verdi:
"Hediye Resulullah Aleyhisselâm zamanında hediye idi, fakat onlardan sonra hediye memurlar hakkında rüşvettir."