Mehir dini nikâhın en önemli bir şartıdır. Mehrin nikâh için şart olması, Allah-u Teâlâ'nın kelâmı olan Kur'an-ı kerim'de yer almış olmasından ve emr-i ilâhi olmasından ileri gelir.
Âyet-i kerime'de şöyle buyurulmaktadır:
"Nikâhınıza aldığınız kadınların mehirlerini bir hak olarak seve seve verin." (Nisâ: 4)
Mutlaka uygun bir mehirle onlarla evleniniz, birbirinize bağlılığınızın ve muhabbetinizin nişânesi, Allah-u Teâlâ'dan bir hediye olmak üzere mehirlerini veriniz. Hem de cömertlik ve el açıklığı ile seve seve veriniz.
Buradaki emir vücûb içindir, mehrin vâcip olduğuna delâlet eder.
"Bununla beraber eğer mehirlerin bir kısmını kendiliklerinden gönül hoşnutluğu ile size bağışlarlarsa, onu âfiyetle yiyin." (Nisâ: 4)
Mehirin kadınların ellerine teslim edilmesi gerekir. Zira mehir kadının şahsi malıdır, onu dilediği gibi tasarruf eder, kimse karışamaz, kimse icbar edemez, kocası ondan faydalanamaz.
Fakat kadın arzu ederse, mehirinin tamamını veya bir kısmını, kadını buna mecbur bırakması sebebiyle değil de gönül rızâsı ile kocasına hibe edebilir. Bu hibenin gönül hoşluğu ile olması şarttır. O da onu alır, temiz ve helâl olarak dilediği işinde tasarruf eder.