Hacc yolculuğu âhiret yolculuğunun bir benzeridir. Bu yolculuğa hazırlanırken âhiret yolculuğunu da gözden uzak tutmamalıdır. Bir ay gibi bir zaman sürecek olan bir yolculuk için bu kadar tedbirler alınıyor, hazırlıklar yapılıyor. Halbuki belki de ölüm yolculuğu kendisine bu yolculuktan daha yakındır. Bunun içindir ki:
"Her insan ölümü tadacaktır." (Âl-i İmran: 185)
Âyet-i kerime'si mucibince, muhakkak olan ölümün amansız pençesine düşeceğini ve bilcümle malından, çocuklarından ayrılarak sadece bir kefen ile âhiret yolculuğuna çıkacağını düşünmelidir.
"O gün ki ne mallar fayda verir ne de oğullar... Meğer ki Allah'a tamamen sâlim ve temiz bir kalb ile gelenler ola." (Şuarâ: 88-89)
İhramlarını alıp bavuluna koyarken, öldüğünde sarılacağı kefen olarak düşünmelidir. Orada bavulunu açacaksın, âhirette amel bavulunu açacaksın.
İhram giyen hacılar, dünyalık elbisesini çıkarıp âhiret kefenine bürünmüş, kendilerinin bir ölüden farksız olduklarını farzederek, bütün dünyevî alâkalardan ilgilerini kesmişler demektir. Ölümü nefse muhakkak duyurmak gerekiyor. Çünkü gidenle kalan arasında bir gün fark var. Hacc ibadetinin bütün vazifeleri insana âhiret menzillerini hatırlatır.
Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:
"Tâ ki kendilerine âit bir takım faydaları yakînen görsünler." (Hacc: 28)
Hacc'ın hikmetleri olan bu menfaatler, hem dünya hem de ahiretle ilgilidir.