Dinimiz fâiz ile fâizin girdiği bütün kazanç yollarını kesin olarak haram kılmıştır. Haram oluşu hem Âyet-i kerime hem Hadis-i şerif ile sabittir.
"Fâizi yemeyiniz." (Âl-i İmran: 130)
"Allah alış-verişi helâl, fâizi haram kılmıştır." (Bakara: 275)
"Eğer fâizi terketmezseniz, bunun Allah'a ve Peygamber'ine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin." (Bakara: 279)
Hadis-i şerif'lerde şöyle buyuruluyor:
"Allah fâiz yiyeni, yedireni, şahitlerini ve kâtibini lânetlemiştir." (Tirmizi)
"Fâizde alan-veren eşittir. (günaha ortaktır.)" (Müslim)
Resulullah -s.a.v.- Efendimiz fâizin her çeşidinin günahını otuzaltı zinâya eşit saymıştır.
Fâizciler hakkında buyurulan hem lâfzî hem de manevî ve şiddetli tehdit hemen hemen başka hiçbir tahrim âyetinde yer almış değildir. Allah ve Resul'üne harp ilân etmiş olan bu gibi kimseler en şiddetli bir dil ile lânetlenmişlerdir.
Aslında onların ne Hazret-i Allah'la ne de Resul'ü ile harp etmeleri mümkün değildir. Asıl harbi Allah ve Resul'ü onlara açmıştır. Fâizcilerin dünya ve ahirette hezimete uğrayıp perişan olmaları mukadderdir.
Fâizin helâl olduğunu iddiâ etmek küfürdür. Şüpheli şeylerden korunmak mendup olduğu halde, fâiz şüphesinden korunmak vâcibtir.