Dünya sayesinde ahiret kazanılır. Bu gaye için kullanıldığı zaman insana bir gemi olur, suyun üstünde yüzdürür. Gayesi haricinde kullanılırsa cehennemin dibine indirir.
Bir Hadis-i şerif'te şöyle buyuruluyor:
"Haberiniz olsun ki dünya melundur, içindekiler de melundur. Ancak Allah-u Teâlâ'yı zikretmek ve onun rızasına uygun şeylerle, bilen ve öğreten müstesnâdır." (Tirmizî)
Diğer insanlar da ekim yapıyor amma, onlar dünyanın melun kısmına dalmışlar, hayatlarını hiçe müncer etmişler.
"İnsan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur." (Necm: 39)
Gece gündüz çalışmak gerekiyor. Zira burası bir tarladır. Bir ebedî hayatın ekimine geldik. Yâ saadet-i ebediye veya felaket-i ebediye ile karşı karşıyayız.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:
"Dünya müminin cehennemi ve kâfirin cennetidir." (Tirmizi)
Mümin dünyada ne kadar nimet içinde yaşarsa yaşasın, Allah-u Teâlâ'nın Cennet-i âlâ'da ona bahşedeceği nimetler yanında zindanda gibidir. Fakat bir kâfir ne kadar eziyet görürse görsün, cehennem azabının yanında dünya ona cennet gibidir.
"O hanginizin daha güzel amel işleyeceğinizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratandır." (Mülk: 2)