İlâhi ay Muharrem'in "Aşure" adı verilen onuncu günü pek kıymetlidir.
Bir Hadis-i şerif'te şöyle buyuruluyor:
"Bir kimse Aşure gününde ehl-ü iyâlinin rızkını tevsi ederse Cenâb-ı Allah o kimsenin senesini tamamen rızık bolluğu ile geçirir." (C.sağir)
İbn-i Abbas -r. anh- Hazretleri:
"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Aşure günü oruç tutar ve o günün orucunu emir ve tavsiye ederdi." buyurmuştur. (Müslim)
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e Aşure gününün orucundan sorulduğunda:
"Geçmiş senelerin günahlarına kefaret olur." buyurdular. (Müslim)
Yalnız Aşure günü oruç tutmak mekruhtur. Yahudilere muhalefet olsun diye dokuz, on, onbirinci günler oruç tutulur. Bu şekilde oruç tutmak sünnettir.
Âyet-i kerime'de haber verildiğine göre Nuh Aleyhisselâm ve bareberindeki müslümanları taşıyan gemi tufandan sonra suların çekilmesiyle Cudi dağına oturdu.
Nuh Aleyhisselâm ve gemide bulunan müminler Muharrem ayının onuncu günü indiler, o gün şükür orucu tuttular. Artan yiyecek ve içecekleri birbirine katarak Aşûre adını verdikleri bir yemek yaptılar.
Aşure gününde yapılan ve dağıtılan aşure adlı yemek ve tatlılar kaynağını bu hatıradan alan güzel bir adettir.
