Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM VE TÜRKÇE MEÂL-İ ÂLİSİ (Rahle Boy) - Ömer Öngüt Görüşleri Sözleri Kitapları Düşünceleri Yazıları Eserleri
Kur’an-ı Kerim ve Meali
KUR'AN-I KERİM VE TÜRKÇE MEÂL-İ ÂLİSİ (Rahle Boy)
Muhterem Müellife ait bu Meâl-i âlinin bilgisayar Hatlı Kur'an-ı Kerim metni Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığı tarafından mühürlüdür. Kuşe kâğıda, yaldızlı 5 renk olarak basılmış olup ciltleri maklepli ve kutuludur.

İnsan

 

İnsan

Sûre-i Şerif’i

(76. Sûre)

(Mekke döneminde inmiştir. 31 âyettir.)

 

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. İnsan anılmaya değer bir şey olana kadar, üzerinden uzun bir zaman geçmemiş midir?

2. Biz insanı imtihan etmek için, erkek ve dişi suları ile karışık bir nutfeden yarattık. Onu işitici ve görücü kıldık.

3. Biz ona hidayet yolunu gösterdik. İster şükredici olsun, isterse nankör olsun.

4. Doğrusu biz kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.

5. Ebrar (iyiler), kâfur katılmış dolu bir kâseden içerler.

6. Bu öyle bir pınardır ki, ondan Allah’ın kulları içer, (istedikleri yere) onu kolayca akıtırlar.

7. O kullar adakları yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar.

8. Kendi canları çektiği halde; yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.

9. “Biz sizi sadece Allah rızâsı için yediriyoruz, sizlerden ne bir karşılık ne de bir teşekkür beklemiyoruz.”

10. “Biz sert ve belâlı bir günde Rabb’imizden korkarız.”

11. Allah da onları bu yüzden o günün fenalığından korur, onların yüzüne parlaklık ve sevinç verir.

12. Sabretmelerine karşılık onları cennet ve ipekle mükâfatlandırmıştır.

13. Orada koltuklara yaslanırlar. Ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.

14. Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış, meyveleri de aşağıya eğdirildikçe eğdirilmiştir.

15. Çevrelerinde gümüş kaplar ve billur kâseler dolaştırılır.

16. Billurları gümüş gibi parlaktır. Onları türlü türlü biçimlere koymuşlardır.

17. Onlara orada bir kâseden içirilir ki, karışımında zencefil vardır.

18. O pınara Selsebil adı verilir.

19. Etraflarında ölümsüz gençler dolaşır. Sen onları gördüğün zaman, saçılmış birer inci sanırsın.

20. Orada her nereye baksan, bir nimet ve pek büyük bir saltanat görürsün.

21. Üzerlerinde yeşil ipekten ince ve kalın elbiseler vardır. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rabb’leri onlara tertemiz bir içki içirir.

22. Bu sizin için bir mükâfattır, çalışmalarınız mükâfata lâyık görülmüştür.

23. Resul’üm! Kur’an’ı sana biz, evet biz indirdik.

24. Öyleyse Rabb’inin hükmüne sabret ve onlardan hiçbir günahkâra yahut hiçbir nanköre itaat etme.

25. Sabah akşam Rabb’inin ismini zikret!

26. Gecenin bir kısmında O’na secde et ve O’nu geceleri uzun uzun tesbih et!

27. Doğrusu onlar çabuk geçeni (dünyayı) seviyorlar da önlerindeki o çetin günü (ahireti) bırakıyorlar.

28. Onları biz yarattık, mafsallarını biz pekiştirdik. Dilediğimiz zaman yerlerine başka benzerlerini getiririz.

29. Şüphesiz ki bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabb’ine varan bir yol tutar.

30. Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Şüphesiz ki Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

31. Dilediğini rahmetinin içine sokar. Zâlimlere ise elem verici bir azab hazırlamıştır.


  Önceki Sonraki