Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“Kur’an kendilerine ilim verilen insanların kalplerinde parıldayan apaşikâr âyetlerdir.” (Ankebut: 49)
Gerçek mürşid Hazret-i Allah’tır. Hakiki mutasavvıflar ve hakiki vahdet-i vücudçular; Vücud O, mevcud O olduğunu hem görür, her şeyin “Ol” emr-i şerif’iyle husule geldiğini, her zerrede uluhiyet sırlarının mevcud olduğunu görür ve bilirler.
Onlar Hakk’ı bilir, Hakk’ı görür ve Hakk’ı tarif eder.
“Ben âlimim, ben biliyorum.” diyenlere gelince; onlar nefsini bildi ve onun arzusuna uydu. Gerçekten Allah-u Teâlâ’yı gerçek mânâsı ile bilemedi.
Bu eserde hakiki mutasavvıflar, hakiki Vahdet-i vücutçular ve alâmetleri Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif’lerle arzedilmiş; sun’î, sahte mutasavvıflar ve sahte vahdet-i vücutçular da bir bir izah edilmiştir.
Muhterem müellif bu eserin kıymetini ve hususiyetini şu cümleleriyle izah etmektedir:
"Hazret-i Allah'ı kimi insanların duyması, kimi insanların bilmesi, kimi insanların da bulması için 'Gerçek Mürşid Hazret-i Allah'tır' kitabını okuması lâzımdır.
Özüm Allah, sözüm yine Allah'tır. Bunu duyurmak için içimizdeki duyguyu bu kitapta belirtiyoruz."