Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI - HAZRET-İ ÖMER'ÜL-FARUK -Radiyallahu Anh- (44) - Ömer Öngüt
HAZRET-İ ÖMER'ÜL-FARUK -Radiyallahu Anh- (44)
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI
Dizi Yazı - Ashâb-ı Kiram -r. anhüm-
1 Ekim 2025

 

ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN
HAYATI

"Ashâbım Yıldızlar Gibidir. Hangisine Uyarsanız Hidayeti Bulmuş Olursunuz." (Beyhâkî)

HAZRET-İ ÖMER'ÜL-FARUK -Radiyallahu Anh- (44)

 

Hayır ve Hikmetli İşler:

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz halifeliği süresince her yıl Hacc'a gitmişti.

Hacc'da çeşitli memleketlerden, vilayetlerden gelen vali ve idarecilerle görüşür, istişare eder, onların hâl ve ahvallerini kontrol ederdi.

Hacc mevsiminde halkın da şikayetlerini dinler, yapılması gerekenleri emir sahiplerine tevdi ederdi.

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- müslümanların artmasıyla Hüccac'ın tavaf sıkışıklığını gidermek için ilk olarak Harem-i şerif'i genişletmiştir. Kabe'nin etrafındaki komşu evleri satın alarak bunları yıktırıp Harem-i şerif'e katmış, sonra da Harem'in etrafını kısa duvarlarla ördürmüştür.

Yine Medine'nin nüfusunun artması ve gelen ziyaretçilerin çoğalması sebebiyle Mescid-i nebevi'de de ilk genişletmeyi yapmış, civarındaki bazı evleri istimlak ederek mescide dahil etmiştir.

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Kabe'nin örtüsünü her yıl yenisi ile değiştirmiş, eskimiş olan Kabe örtüsünü de gelen hacılara taksim ettirmişlerdir.

Makâm-ı İbrahim'in yerini değiştirmiştir. İbrahim Aleyhisselâm'ın bu makamı sellerle Kabe'ye çok yaklaşmış olduğundan yerini Kabe'den biraz uzaklaştırmış, bugünkü yerine aldırmıştır.

Mekke ile Medine arasına ve muhtelif şehirler arasında yolcular için misafirhaneler yaptırmıştı.

 

Hacer-i Esved:

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz Kabe'yi tavaf ederken Hacer-i esved'i öptükten sonra:

"Çok iyi biliyorum ki, sen zararı ve faydası olmayan bir taşsın. Eğer Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in seni öptüğünü görmeseydim aslâ seni öpmezdim." buyurmuşlardır. (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 791)

Yani; "Ben sendeki esrarı bilmiyorum, amma Resulullah Aleyhisselam biliyordu." demek istediler.

Yemenli bir kimse Abdullah ibn-i Ömer -radiyallahu anhümâ-ya Hacer-i esved'i istilâmın hükmünü sormuştu, ona şu cevabı verdi:

"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in, onu istilâm ettiğini ve öptüğünü gördüm."

O kimse; "Ya sıkıştırılırsam ne dersin?

Ya kalabalığa tesadüf edersem ne dersin?" diye tekrar sorunca buyurdu ki:

"Sen bu ne dersin suallerini Yemen'de bırak! Ben sana Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in bu taşı meshettiğini ve öptüğünü gördüğümü söylüyorum." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 799)

"Hacer-i esved Allah-u Teâlâ'nın yeryüzündeki sağ elidir, onunla dilediği kulu ile, kişinin kardeşi ile musafaha yaptığı gibi musafaha eder."

Diğer taraftan da her elini uzatanın mânevi fotoğrafını çeker, kaydını da yapar. Çünkü Allah-u Teâlâ onu Cennet-i âlâ'dan göndermiştir. İçindeki esrarı bir gönderen bilir, bir de Habib-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-i bilir.

 

Mahviyet:

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- bir gün eline saman çöpü almış, şöyle buyurmuştur:

"Ah ne olaydım, bu saman çöpü olaydım. Ne olaydım da yaratılmamış olaydım. Ne olaydı, anam beni doğurmasaydı. Ne olaydı (şey'i mezkur) anılan biri olmayıp (nesyen mensiyya) unutulup giden biri olaydım."

 

Korku ve Ümit:

"Allah-u Teâlâ bütün kullarını cennetine koyacağını, yalnız bir kuluna azap edeceğini buyursa, günahlarımızın çokluğuna bakarak azap gören o kimse benim derim.

Bütün kullarını cehenneme yalnız bir kulunu cennete koyacağını buyursa, acıması ve ikramı bol olan Allah-u Teâlâ'dan benim cennete gireceğimi ümit ederim."


  Önceki Sonraki