Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla!
Bir olan Allah'a hamd olsun; salavât ve selâm Muhammed ve âlinin üzerine olsun!..
Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun; Allah sendeki âfiyet ve selâmetini daim kılsın ve içindeki nimetini katında daha da ziyâdeleştirsin, mânevi askerlerini onunla ilgili olarak muvaffak kılsın!
Yazacaklarım Allah-u Teâlâ'nın sana bir ikramıdır. Bizler Allah-u Teâlâ'nın, övgüye en lâyık olan Rabb'imizin mânevi perdesi içindeyiz. Allah-u Teâlâ'dan onu devam ettirmesini ve fazl-u kereminden onu daha da ziyâdeleştirip arttırmasını dileriz!
Yazdıkların bana vâsıl olup ulaştı. Allah-u Teâlâ onu kesintisiz olarak sürdürsün ve O'na karşı derin bir anlayış bahşetsin…
Sana nefsi tanıyıp bilme ve ona çok az güvenilebileceğine dair zikrettiğim şeylere gelince; sen bana ona karşı alınabilecek tedbirden ve bununla nasıl onu etkisiz hale getirebileceğinden soruyorsun.
Ben nefsi tanıyıp öğrenmeyi ortaya koyduğum iki şeyde mevcud buldum:
Onlardan biri düzgün hale getirmek, diğeri ise tahkir edip aşağılamaktır.
Her kim sıdk ve doğruluk yönünden onu tanıyıp bilmeye râm olursa, yalana karşı doğrulukla mukabele ederek ilerler.
Düşük haliyle ise onu tanıyıp öğrenmeye yönelik karşılıklı bir konuşma dahi mümkün olmaz.
İşte fiil ve icraatlarına karşı uyanık ve gözetim altında bulunulması gereken "Hevâ" budur.
Sıdk ve doğruluğa karşılık gelen her şey, onun tarafından tekzip edilip yalanlanır. Onu beyan edip açıklayacak olan şey ise onda gizlenip saklanan "Hevâ"dır.
Onun ziyneti ise bâtınında duran kötülüktür, tâ ki bununla onu manen zayıflatsın ve hastalıklı kılsın.
Nitekim nefsini tanıyıp bilen, onun yalancılığını da tanıyıp öğrenir ve ondan dolayı Allah-u Teâlâ'ya tevbe ve istiğfâr eder.
İşte bu beyan edilenler, tedbir ve istiğfâr ile birlikte sâdır olunca nefsi temizliğe ve itminâna ulaştırır. Nitekim amel de artık ondan bir şube olur, zihni de aklı da ondan geriye dönmez, tâ ki bu şehvetin içindeki kalıntıları onu tekrar yalancılığa sürükleyinceye kadar…
Şu halde ağaç iki ana parçaya ayrılır:
Onun bir dalı tevbe, istiğfâr ve esasları muhafaza etme hususunda çokça gayret etmektir. Yalan ve aldatmaya gelince; onun ise hepsi, damarlarının içine doğru çektiği onun lezzetinin kalıntılarıdır.