Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- (95) - Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- (95) - Ömer Öngüt
Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- (95)
Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- (95)
Dizi Yazı - "Hâtemü'l-Evliyâ" Hakkındaki Beyan ve İfşaatlar
1 Nisan 2025

 

EVLİYÂ-İ KİRAM
-Kaddesallahu Esrârehüm- HAZERÂTI'NIN
"HÂTEMÜ'L-EVLİYÂ" HAKKINDAKİ
BEYAN ve İFŞAATLARI (291)

Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- (95)

"ED-DÜRRİ'L-MEKNÛN FÎ-ES'İLE MÂ KÂNE VE MÂ YEKÛN" ADLI MECMÛADA YER ALAN ESERLER ve İFŞAATLAR (14)

 

Resulullah Aleyhisselâm'ın;
"Müminin Niyeti Amelinden Daha Hayırlıdır." (Suyûtî)
Buyruğu Hakkında Bir Mesele / 3

[65a] İşte râzı olduğu şeylerle Rabb'ine erişmek maksadıyla, ilâhi marifetin nuruyla kalbinin dirilip ayağa kalkması, O'nun "Vech-i Kerim"inin helâl kılınması, âzâ ve organlarının ilâhi fiilin hareketleriyle emrolunması bundan ibarettir.

O Allah'a arz olununca, onun kalbi yalnız ve ancak Allah'a nazar eder. Bu ilâhi nura nazar ettikçe de, O'nun parlak ışıltıları ile aydınlanıp gözleri kamaşır.

Bu niyete kavuşup erişen kulun kalbinin içine işte bu parlak ışıltılar da yerleşir.

Bu ilâhi nur öylesine güçlü ve ziyadedir ki, kulun kalbine ulaşarak onu sağlamlaştırıp, kuvvetini ve ışığını son haddine dek arttırır.

İşte bu nur-i ilâhi O'nun râzı olacağı bir karşılıkla, kulu Rabb'i ve niyeti ile ilgili olarak kurtuluşa eriştirmiş olur.

O Allah'ın veçhine (cemâline) bakıp nazar eder, onun amelinin karşılığı olarak kavuşması iyice çoğaltılıp ziyadeleştirilir ve onun sayesinde ilâhi nimetlere erişir.

Ömer İbnü'l-Hattâb -radiyallahu anh- bir gün ashâbına:

"Yüzlerimizi Rabb'imizin katında O'nunla bir arada tutan şey nedir?" diye sorunca, bazıları:

"Namaz'dır!" cevabını verdi.

"Hayır, bu değildir!" buyurdu.

Sonra:

"Oruç'tur!" denildi:

"Bu da değildir!" buyurdu.

Daha sonra:

"Cihad'dır!" denildi:

"Bu da değildir!" buyurdu.

İyi amellerden hangi şeyleri zikretseler, sadece:

"Hayır, bu değildir!" buyurup, şöyle devam etti:

"Yüzlerimizi Rabb'imizin katında O'nunla bir arada tutan şey; farzları edâ edip yerine getirmek, haramlardan uzak durmak ve güzel niyettir!" buyurdu.

O'nun katında hakkıyla farzları yerine getiren, haramlardan uzak duran acaba kaç kişidir?

Allah'ın kendisini murâd etmediği şeyi değil, bilâkis O'nun katında farzları lâyıkıyla yerine getirebilen ve haramlardan içtinap edebilen ancak güzel niyet sahibidir.

Bu (diğeri) O'nun kabul edişinin dışındadır; çünkü onun haramlardan içtinap edip uzak kalması da halka karşıdır.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in zamanında nifak ehlinden de düşmanla cihad eden ve namazda hazır bulunanlar çoktu; ne var ki onlar niyeti de, O'na dönük bir istikâmeti de olmayan birer münâfıktı!..

Kendisinden rivâyet edildiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

"Kendisinde (güzel) niyet bulunmayan amel, kendisinde O'na yönelik istikamet bulunmayan ecir yok hükmündedir!"

Yine şöyle buyurdu:

"Şüphesiz ameller ancak niyetlere göredir. Ben, kuvvet yetiremeyeceğiniz bir şeyi size emretmedim. Kimin hicreti Allah'a ve Resul'üne ulaşmak içinse, hicreti onu Allah'a ve Resul'üne ulaştırır. Kimin de hicreti dünya için olursa, ona da ancak o, yahut onunla ilgili bir iş isabet edip onunla nikâhlanır."

O'nun hicreti, onu hicret edilmemesi gerekene [65b] ulaştırmıştır. Onun gerçekte neye ulaştığı sırdır, ameli ise alenidir.

Hâlbuki vasfettiğimiz gizli amel, aleni yapılan amelden yetmiş kat daha üstündür!

İşte Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-den bize gelen "Ameli olmayan niyet" hükmü de bununla ilgilidir: O'nun güzelliği ile yazılan onu tek ve eşsiz kılar; niyeti olmayan amel için ise hiçbir şey yazılmaz.

Mesele tamama erdi.


  Önceki Sonraki