Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI - HAZRET-İ ÖMER'ÜL-FARUK -Radiyallahu Anh- (37) - Ömer Öngüt
HAZRET-İ ÖMER'ÜL-FARUK -Radiyallahu Anh- (37)
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI
Dizi Yazı - Ashâb-ı Kiram -r. anhüm-
1 Mart 2025

 

ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN
HAYATI

"Ashâbım Yıldızlar Gibidir. Hangisine Uyarsanız Hidayeti Bulmuş Olursunuz." (Beyhâkî)

HAZRET-İ ÖMER'ÜL-FARUK -Radiyallahu Anh- (37)

 

İnce Bir Hassasiyet:

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyuruyorlar:

"Halktan istemek berelenmektir. İnsan onunla kendi yüzünü berelemiş olur." (Tirmizî)

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- der ki:

"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bazen bana Beytü'l-mal'den bir şeyler verir, ben de:

"Bunu benden daha fakirine ver!" derdim.

Hatta bir defasında bana bir mal vermişti de:

"Onu benden fakir birine ver!" dedim.

Bunun üzerine Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurdu:

'Sen bunu al! Bu kabilden göz dikmediğin ve istemediğin halde sana gelen malı da al. Böyle olmayan bir malı ise canın çekmesin.'" (Müslim: 1045)

Gönülde böyle bir istek olmadığı durumlarda kişiye verilen böyle bir atiyyenin alınması gerekir.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz diğer Hadis-i şerif'lerinde ise şöyle buyuruluyor:

"Kimseden bir şey istemeyin." (Müslim)

"Kim halktan bir şey istemekten sakınırsa, Allah onu iffetli kılar, korur. Kim kendini (halkın yardımından) müstağni bulursa, Allah o kimseyi zengin kılar." (Buhârî - Müslim)

"Kim başkasına el açmayacağı hususunda bana kesin söz verirse yerinin cennet olacağına kefil olurum." (Ebu Dâvud)

 

Rivayet Ettikleri Hadis-i Şerif:

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in huzuruna Hevazin kabilesinden birtakım esirler gelmişti.

Bunların içinde emzikli bir kadın vardı, çocuğunu kaybetmişti. O kadın göğsüne biriken sütü sağıyor, çocuklara veriyor, emziriyordu.

Bu kadın, esirler arasında çocuğunu bulunca hemen alıp onu sinesine bastı ve derin bir şefkatle çocuğunu emzirmeye başladı.

Bu yüksek şefkat levhasını gören Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz orada bulunanlara:

"Şu kadının kendi çocuğunu ateşe atacağını sanır mısınız?" diye sordu.

Onlar: "Hayır! Atmamaya muktedir oldukça atmaz." dediler.

Bunun üzerine buyurdu ki:

"İşte Allah, kullarına bu kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir." (Buhârî)

 

Çocukların Peygamber Sevgisinin Tezahürü:

Bahreyn sakinlerinden bir grup çocuk, ucu eğri değnekle oynanan bir oyun oynuyorlardı. Bahreyn piskoposu da orada oturuyordu. Çocukların oyun âleti birden piskoposun kucağına düştü, o da onu eline aldı ve ne kadar istedilerse vermedi.

İçlerinden bir çocuk:

"Muhammed Aleyhisselâm hakkı için istersem onu bize verirsin değil mi?" dedi.

Fakat o yine vermedi ve Resulullah Aleyhisselâm'a sövmekten çekinmedi. Bunun üzerine bütün çocuklar değneklerle üzerine saldırdılar, ölünceye kadar adama vurmaya devam ettiler.

Bu hadise halife Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-e duyuruldu.

Râvi der ki:

"Yemin ediyorum, Ömer -radiyallahu anh- çocukların bu piskoposu öldürmelerine sevindiği kadar hiçbir fetih ve elde edilen ganimete sevinmemişti."

Şöyle söyledi:

"Artık şimdi İslâm izzet buldu ve güçlendi. Peygamber'ine sövülen küçük çocuklar öfkelenmişler ve zafer elde etmişlerdir. Piskoposun kanı heder olmuştur, herhangi bir diyet bahis mevzuu değildir. Allah-u Teâlâ daha iyi bilir."


  Önceki Sonraki