Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
İSLÂM İLMİHALİ - Dâr-ül Harp - Dâr-ül İslâm (3) - Ömer Öngüt
Dâr-ül Harp - Dâr-ül İslâm (3)
İSLÂM İLMİHALİ
Dizi Yazı - İslâm İlmihali
1 Eylül 2024

 

İSLAM İLMİHALİ

Dâr-ül Harp - Dâr-ül İslâm (3)

 

Sual:

O halde memleketimiz dar-ül İslâm mıdır?

 

Cevap:

Dar-ül İslâm'dır denilebilmesi için, ilâhi hükümlerle hükmetmek şarttır. Bir hükümet erkânı bu hükümleri değiştirmeye ve azınlıkta olan küfürü savunanları kaldırmaya gücü yetmezse dar-ül İslâm'dır denilemez. O halde nedir?

Dar-ül harptir denilemediği gibi dar-ül İslâm'dır da denilemez.

O halde ne yapmamız lâzım? Bunu bizzat Allah ve Resul'ünden öğrenelim.

Bir Hadis-i kudsi'de şöyle buyuruluyor:

"Ben Allah'ım! Benden başka ilâh yoktur. Sizi idare edenlerin sahibi ve Meliklerin melikiyim. Onların kalpleri benim kudret elimdedir.

Eğer kullar bana itaat ederlerse, ben de onları onlara rahmet kılarım, merhamet ve şefkatle muamele ederler. Yok eğer kullar bana isyan ederlerse; ben de onları onlara belâ ederim. Kalplerini kin ve gazapla onlara çeviririm. En kötü azap ile azap ederler.

Binaenaleyh sizi idare edenlere karşı sövmekle bedduâ etmekle meşgul olmayınız. Fakat nefislerinizi beni zikretmekle, bana duâ ve tazarru ile meşgul ediniz. Böylece ben de onların hakkından gelirim, sizi onların şerrinden korurum." (Mişkât'ül-Mesabih: 3721)

Bugün müslümanların eziyet altında oluşu, sefahat ve kabahat içinde oluşlarından ileri geliyor. Eğer biz samimi olarak Hazret-i Allah'a sığınsak, Hazret-i Allah onlara bu fırsatı vermez. Sefahat içinde yaşadığımız için başımıza bu haller geliyor. Biz bu hale suçumuzdan ötürü düşmüş oluyoruz. Bu felâketleri kendi elimizle hazırlamışızdır.

Bir insanın kendini beğenmesi veya haset etmesi ilâhi emirleri dinlememek olacağından helâkine vesile olur.

Halbuki Hazret-i Allah Âyet-i kerime'sinde:

"İyilik ve takvâ üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız." buyurmuştur. (Mâide: 2)

O halde Allah-u Teâlâ muhakkak iyilikte birleşmeyi emir buyururken; bizim Allah ve Resul'ünde birleşmemiz mi daha hayırlıdır? Yoksa her bir bölücüye ayrı ayrı tâbi olup, paramparça olmamız mı? "Elbet birliktir" diyeceksiniz. O halde Hazret-i Allah ve Resul'ünde birleşelim.

Birleşmeye dâvet ediyoruz. İç ve dış düşmanlarımıza karşı koyabilmemiz için.

Zira; devlet ittifaktan, devletsizlik ise nifaktan doğar.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde:

"Bir mümin diğer mümin kardeşi için birbirine kenetlenen tuğlalar gibidir. Birbirinden kuvvet alır." buyuruyorlar. (Münavî)

Bir Âyet-i kerime'de de şöyle buyurulmuştur:

"Allah ve Resul'üne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin. Sonra korku ve zaafa düşersiniz ve kuvvetiniz elden gider." (Enfâl: 46)