Şehidlik, yeri gelince Allah yolunda canını vermektir.
Allah-u Teâlâ şehidler hakkında Âyet-i kerime'lerinde şöyle buyurmaktadır:
"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın, onlar diridirler. Rabb'leri katında rızıklanmaktadırlar. Allah'ın kendilerine verdiği ihsanlardan dolayı sevinç içindedirler. Arkalarından henüz kendilerine katılmayan kimselere de hiçbir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler.
Onlar Allah'tan olan nimet ve keremin; Allah'ın müminlerin ecrini zâyi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler." (Âl-i İmran: 169-171)
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu mertebeyi her vesile ile temenni etmiş ve ümmet-i muhteremesini daima teşvik buyurmuştur:
"Muhammed'in nefsini kudret elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra tekrar savaşıp öldürülmeyi, sonra tekrar savaşıp öldürülmeyi ne kadar isterdim." (Buhârî - Müslim)
"Hiçbir kul yoktur ki ölsün, Allah katında büyük makamı bulunsun da, dünya ve içindekiler kendisine verilmiş olsa, tekrar dünyaya gelmekten sevinç duysun. Ancak, şehidliğin üstünlüğünü gören insan, dünyaya gelip tekrar öldürülmeyi ister." (Buhârî)
"Şehide, dökülen ilk kanı esnasında altı haslet verilir:
1. Günahları bağışlanır.
2. Cennetteki makamını görür.
3. Cennet hurisiyle evlendirilir.
4. (Kıyametin) büyük korkusuna karşı teminat verilir.
5. Kabir azabından emin kılınır.
6. İman elbisesi ile ziynetlendirilir." (Buhârî)
"Allah'a Allah yolunda dökülen bir damla kandan daha sevimli hiçbir damla yoktur." (Tirmizî)
"Harp safında şehid olan kimse maktül olduğundan dolayı ölüm acısını duymaz. Ancak sizden birisinin âzâsı parmak ile sıkılırken ne kadar zahmet görürse, bu da o kadar zahmet hisseder." (Câmiu's-Sağîr)
Şehidlik mertebesi; borç yani kul hakkı hariç olmak üzere, kulun bütün günahlarının affedilmesine vesile oluyor. Denizde şehid olanların kul hakkından da kurtulacağı belirtilmiştir.
Hadis-i şerif'lerde şöyle buyuruluyor:
"Karada cihad edip şehid olanların günahı, borçlar ve üzerindeki emanetler gibi kul hakkı müstesna olduğu halde bağışlanır.
Deniz muharebesinde şehid olanlara gelince; zimmetlerinde olan kul hakkı dahi af ve mağfiret olarak, onu Cenâb-ı Hakk hazine-i gaybından ihsan eder." (İbn-i Mâce)
"Denizde şehid olanların ecir ve sevabı, karada şehid olanların ecir ve mesubatının iki katıdır." (İbn-i Mâce)
Şehidlik mertebesi ayrıca şefaat makamına da vesile olur.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde:
"Her bir şehid, kendi hâne halkından yetmiş kişi için şefaat etmeye yetkilidir." buyurmuştur. (Ebu Dâvud)