Bir vefat haberi üzerine sözleri:
"Allah'ımız kâmil iman ihsan buyursun. Rızâsı yolunda çalışıp hazırlık yapanlardan, hazırlıklı bulunanlardan etsin.
Yarından emin olmayan fâni bir âlemde bulunuyoruz. Mühim olan, Var olan Hazret-i Allah'ın varlığını düşünerek, ölmeden evvel fâni olabilmektir. Fenâdan sonra ancak "Bekâ" husule gelir ve;
"Yeryüzünde bulunan her şey fenâ bulacak.
Ancak azamet ve ikram sahibi olan Rabb'inin veçhi (zâtı) bâki kalacak." (Rahmân: 26-27)
Âyet-i kerimesi tecelli eder.
Bu noktada Halîk mahlûkunu kendi katına alıyor. İnsana bu gerek. Bunun için yaşamalı, bunun için ölmesini bilmeli. Yoksa hepimiz gideceğiz. Her nefes bizi kabre çekiyor. O bizden de gençti. Bakıyorsun dün hayatta, bugün toprakta. Bizi gönderen sahibimiz, gönderirken bize sormadı, alacağı zaman da soracak değildir.
Şu halde muvakkaten burada bulunduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Ölmemek elimizde değil, fakat hazırlanmak elimizde. Çantamız elimizde hazır olursa, "Geç!" dedikleri zaman hemen geçiveririz."
Bir kardeşimiz zikrullah esnasındaki müşahadesini arz etti:
"Abdulvahap -radiyallahu anh- Hazretleri'nin makamında bulunuyoruz. Halka-i şerif'te Şâh-ı Nakşibend -kuddise sırruh- Hazretlerimiz, Şeyh Es'ad Efendi -kuddise sırruh- Hazretlerimiz ve daha birçok veliler vardı. Tesbih Abdulvahap -radiyallahu anh- Hazretleri'nin elindeydi. Bir ara Eşrefoğlu Rûmî -kuddise sırruh- Hazretleri de geldi aramıza oturdu. Halkada bir kişilik boş bir yer ayrılmıştı. Oraya da Zât-ı âliniz gelip oturdunuz. Bu arada Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz teftişe geldi, gerisini göremedim."
"Zikrullah halkasında yanımızda kimlerin bulunabileceğini hesaba katarak edebi muhafaza etmemiz gerekiyor.
Allah'ımız mübarek eylesin. Onları görme şerefine nâil ettiren Hazret-i Allah'a şükürler olsun. Yol onların yolu.
Ne büyük bir devlet... Bir ihsan-ı ilâhi olan bu nimetin kıymetini bilelim, Allah'ımız elimizden almasın."
"İş icabı bir müddet Suudi Arabistan'da kalmam icabediyor." diyen bir misafire beyanları:
"Size bir-iki kelime arz edelim kardeşim.
Orada büyük bir aşk deryası vardır, sizin göremeyeceğiniz bir âlem mevcuttur. Nefis belki orada aradığını bulamayacak, feveran ederse kulağını çekin!
Orada işlenen küçük bir hata çok büyüktür. En büyük zarar lâubalîlikten gelir. Nefis lâubalî bir hâl aldığı zaman artık orada durmamak gerekiyor. Kişi her zaman edebini muhafaza etmek; içini, dişini, dışını temiz tutmak zorundadır. Böyle hareket edilirse büyük lütuflara nâil olunur.
Orada bulunduğunuza ayrıca şükredin."
"Mânâda çok işçisi olan bir fabrikada müdürlük yapıyormuşum."
"Bir çalışan işçilerin bulunduğu fabrika vardır. Bir de müridanın çalıştığı fabrika vardır. İşçiler hangi branşın üzerinde çalışıyorlarsa o işi yaparlar. Müridan da hangi niyet üzerinde çalışırsa, niyetine göre ücret alırlar.
En makbul en mühim fabrika mânevidir. Her fabrikanın kazancı dünyada kalacak, bu fabrikanın kazancı ise ahirete intikal edecek.
•
Tebşirli bir rüyâ üzerine sözleri:
"Mevlâ hep dilediği gibi yapar. Allah'ımız akıbetimizi hayırlı etsin. Ezelde ne takdir etmişse, ezeli filme ne koymuşsa, ondan başkası husule gelmez. An be an o çıkar. Onun için telâşe lüzum yok.
Âyet-i kerime'sinde:
"İnsan aceleci olarak yaratılmıştır. Size âyetlerimi göstereceğim, bunu benden acele istemeyin." buyuruyor. (Enbiyâ: 37)
Fakat biz insanlar o vaktin gelmesine sabırsızlanıyoruz. Rüyânızı Allah'ımız hayra tebdil etsin. İnşallah zamanı gelince o da olacak."
"Biz Cenâb-ı Hakk'ın rızâsını tahsil için her şeyi muhkem yaparsak, Hazret-i Allah da bizi her şeyden çevirir.
Boşluk bırakırsak, o boşluktan sızan şeyler bizi, çocuklarımızı ve ailemizi rızâsı haricine kaydırır."
•
"Hayat boyunca yapacağınız işlere dikkat edin. O işte Hazret-i Allah'ın rızâsı varsa yapın, yoksa yapmayın. Bu noktadan çok büyük kâr elde etmiş olacaksınız."
•
"Biz herkese değer veririz. Küçücük çocuğu bile büyük görürüz. İtimat edin biz ihvanın halinden feyz alıyoruz, onlara verilenden istifade etmeye çalışırız."