Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 356.SAYI - Ömer Öngüt
356.SAYI, Mayıs 2023
Hakikat 356. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Küfrün ve azgınlığın ayyuka çıktığı; küffar milletlerinin kin ve düşmanlıklarının, sinsilik ve kötü niyetlerinin zirveye ulaştığı bir zamandayız.

Bir yandan sürekli kutsalımıza, maneviyâtımıza taarruz ediyor, Kur'an-ı kerim'e, bayrağımıza hakaret ediyor, yakıyorlar; diğer yandan Türkiye'yi bölmek istediğini gizlemeyen terör örgütlerini açıktan destekliyorlar; öbür yandan etrafımızdaki taşeron devletleri bize karşı körüklüyor, sınırlarımızı askerî üslerle çevirmeye, bizi kuşatmaya çalışıyorlar. Başkanları, senatörleri açıktan Türkiye düşmanlığı yapıyor.

Allah-u Teâlâ asırlar önce bu kâfirleri bize tanıtmıştır:

"Şüphesiz ki kâfirler sizin apaçık bir düşmanınızdır." (Nisâ: 101)

Bu düşmanlığın yakın zamandaki en bariz örneklerinden birisi; İsveç'te, Danimarka'da Türk büyükelçilikleri önünde Allah-u Teâlâ'nın kitabı Kur'an-ı kerim'in ve Türk bayrağının, devletin izniyle, polis koruması altında üstelik defaatle yakılması hadisesidir. Türk ve İslâm düşmanı sapık grupların aşağılık eylemlerini yapmaları için her türlü izni ve korumayı veriyorlar.

Binaenaleyh bu alçaklıklar münferit olaylar değil. Arkasında bizzat küffarın kendisi var, devleti var, istihbaratı var.

Bu sapıklığı, bu hakaret ve saldırıları Türk Büyükelçiliği önünde yapmakla, yaptırmakla; bir yandan Türkiye'ye, diğer yandan bu aziz milletin inancına, bin yıldır bayraktarlığını yaptığı İslâm dini'ne hakaret ve düşmanlık yapıyorlar. Seçtikleri yer, yaktıkları Kur'an ve bayrağın çok büyük bir sembolik değeri olduğunu bilerek bu alçaklığı yaptırıyorlar.

İslâm'ı yıkmak için önce Türkiye'yi yıkmaya çalışıyorlar. Çünkü Türkiye yıkılırsa İslâm ülkelerinin en büyük dayanak noktası yıkılmış olur. Binaenaleyh bu düşmanlıklar, bu Haçlı seferleri, küffarın fitneleri geçmişte olup bitmiş şeyler değil. Hâlen devam ediyor.

Onlar Hazret-i Allah'ın kelâmını yakıyorlar, Hazret-i Allah onları nasıl yakacak?

"Allah Azîz'dir, intikam sahibidir." (Âl-i imran: 4)

Yanlarına bırakmaz.

"Allah düşmanlarınızı sizden çok daha iyi bilir." (Nisâ: 45)

Bu cesareti İslâm dünyasının içine düşmüş olduğu zaaftan alıyorlar. Müslümanlar olarak bu ayrımı, iman-küfür ayrımını yapmayı bıraktığımız, küffarın yanında bir şeref ve kudret aradığımız için bugünkü zaaf durumuna düştük. Her şey iman zaafına düşmekle başladı.

Oysa Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmaktadır:

"Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost edinirler. Onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Bilsinler ki şeref ve kudret tamamen Allah'a âittir." (Nisa: 139)

Eğer müslümanlar Allah katındaki şeref ve kudrete tâlip olsalar küffar bu hakaretlerinin hiçbirisini yapamazdı.

Bütün İslâm devletleri bir araya gelse, buna izin veren devletlerle bütün ilişkilerin kesileceğini ilân etse; küffar mutlaka geri adım atardı.

Oysa defaatle yapmaya devam ediyor. Karşısında büyük bir güç görmeyince de azgınlığı artıyor. Zerre gücümüz yok yani. Çeşitli sebeplerden o devletler nezdinde gücümüzü kullanmaya çekiniyoruz.

Bu kadar düşmanlık var, basında, televizyonlarda ilk yaptıklarında bir gün haber oldu. Sonra aynı alçaklıkları yapmaya devam ettiler, hemen hemen hiçbir yerde haber olmadı. Bazı devlet yetkilileri bu alçaklıkları lânetlediğini söylemese, "Kudurmuş mahluklar" demese hiçbir haber çıkmayacak.

Oysa Hadis-i şerif'te şöyle buyuruluyor:

"Sizden bir kimse çirkin bir iş görürse onu eliyle derhal değiştirsin. Eğer buna gücü yetmezse dili ile değiştirsin. Buna da gücü yetmezse bari kalbiyle buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir." (Müslim)

Halbuki bizim o yaktıkları Hazret-i Kur'an'a sarılmamız lâzım.

Onlara en güzel cevabı Hazret-i Kur'an'ın izinden giderek, ona sarılarak, ona sahip çıkarak verebiliriz. O zaman da bizi Allah ve Resul'ü destekler.

"Kim Allah'a sımsıkı sarılırsa, muhakkak ki o doğru bir yola iletilmiştir." (Âl-i imran: 101)

•••

Baki esselâmü aleyküm, ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Kur'an'ı Biz İndirdik Ve Onun Koruyucusu da Elbette Biziz-(Hicr-9) - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Kur'an'ı Biz İndirdik Ve Onun Koruyucusu da Elbette Biziz-(Hicr-9)