• Bir müslüman gömülür gömülmez hemen ayrılıp dağılmak doğru değildir. Hiç olmazsa bir deve kesilip paylaşılacak kadar bir müddet Kur'an-ı kerim okumak müstehaptır. Böylece kabir hayatına ısınması ve alışması sağlanmış olur.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:
"Bir kul kabrine konulduğunda, cenazeye gelenler dönüp giderlerken onların ayak seslerini işitir." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 658)
• Yâsin, Tebâreke, Vâkıâ, on bir İhlâs, birer Felâk ve Nâs, Fâtiha sûre-i şerif'leri ile Bakara sûre-i şerif'inin başı ve sonu okunarak ölüye ve diğer ehl-i imanın ruhlarına bağışlanır, mağfiret-i ilâhîye nâil olması için duâ edilir. Çünkü Kur'an-ı kerim okunan yere rahmet ve bereket iner.
• Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz cenaze kabire tevdi edilir edilmez dönmeyip mezarın başında bir müddet kalır ve orada bulunanlara:
"Kardeşiniz için Allah-u Teâlâ'dan mağfiret dileyiniz ve kendisine sükûnet ihsan buyurmasını dileyiniz. Zira o şimdi kabir meleklerinin suâlleriyle karşı karşıyadır." buyururlardı. (Ebu Dâvud: 3221)
Bu hususta başka Hadis-i şerif'ler de vardır.
Cenaze kabre konup başında Kur'an-ı kerim okunması tamamlandıktan, gelenlerin orayı terketmelerinden sonra sâlih bir kişi ölünün baş tarafında ve yüzü hizasında durup telkin verir.
Birinci asırdan günümüze kadar müslümanlar tarafından okunmuş ve okunmaktadır.
Bu sâlih kişi kabrin baş tarafına ve ölünün yüzü hizasına durur, ölünün annesinin ve kendisinin adı ile üç defa:
"Yâ Fülân yebne Fülâne!"
Meselâ:
"Yâ Ahmed yebne Hatice!" der.
Adları bilinmezse üç defa:
"Yâ Abdullah yebne Havvâ!" der.
Sonra da şöyle söylenir:
{Üzkür mâ künte aleyhi min şehâdeti en lâ ilâhe illâllahu ve enne Muhammeden resulullahi ve ennel-cennete hakkun, vennâre hakkun, ve ennel-ba'se hakkun, ve ennes-sâate âtiyetün lâ raybe fîhâ ve ennellahe yeb'asü men fil-kubûr. Ve enneke radiyte billâhi rabben ve bil-İslâmi dînen ve bi Muammedin sallallahu aleyhi ve selleme nebiyyen ve bil-Kur'ani imâmen ve bil-Kâ'beti kıbleten ve bil-müminîne ihvânen. Rabbiyallahu lâ ilâhe illâ hû, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül-arşil-azîm.
(Üç kere): Yâ abdellah! Kul lâ ilâhe illâllah!
(Üç kere): Kul Rabbiyellahu ve dînîl-İslâmü ve nebiyyi Muhammedün aleyhis-salâtü ves-selâm.
Rabbi lâ tezernî ferden ve ente hayrül-vârîsîn.}