Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
EĞİTİM - "Uyumak İstemiyorum" - Ömer Öngüt
"Uyumak İstemiyorum"
EĞİTİM
Canan Büşra Kara
1 Temmuz 2022

 

“UYUMAK İSTEMİYORUM!”

“Uykunuzu bir dinlenme yaptık, geceyi bir bürgü yaptık, gündüzü ise geçiminize elverişli kıldık.” (Nebe: 9-10-11)

 

Altı yaşındaki küçük Zehra’nın haykırışıydı bu: “Uyumak istemiyorum.”

İhtiyar eğitmenin son zamanlarda en çok karşılaştığı sorunlardan biriydi “Uyku problemi”.

Çocuğunu, bebeğini uyutamayan annelerin, sabaha kadar ekran başında sabahlayan ve gün boyu uyuyan gençlerin sayısı oldukça çoğalıyordu.

Oysaki Allah-u Teâlâ:

“Uykunuzu bir dinlenme yaptık, geceyi bir bürgü yaptık, gündüzü ise geçiminize elverişli kıldık.” buyurmaktadır. (Nebe: 9-10-11)

O halde sağlıklı bir yaşam, fıtratımıza uygun bir dinlenme için lüzumlu olan; düzenli gece uykusu alışkanlığını çocuklarımıza nasıl kazandırabiliriz? Bunun için neler yapmalıyız?

1. Bir çocuğun uyku alışkanlığı annenin karnında başlar. Anne hamileliğinde düzenli bir şekilde geceyi gündüz ile karıştırmaz ise muhtemelen yeni doğan bebek de daha kolay bir uyum süreci yaşar.

2. Uyku alışkanlığı bebeğin ebeveyn odasına değil kendi odasına konması ile başlar.

3. İlk aylarda bebeklerin sıkça uyanmaları ve ağlamaları oldukça normaldir. Burada bebeğin 5 dakikada 10 dakikada bir uyanmalarına ve ağlamalarına hemen müdahale edilmemelidir. Bebek kendiliğinden tekrar uykuya dalacaktır. Uykusunu alan çocuk uyanınca çok güzel karnını doyuracak, uykusu gelince konuşamadığı için tekrar ağlayarak: “Uykum geldi beni yatırın” mesajı verecektir.

4. Bir anne karnı tok, altı kuru olan çocuğunun hasta olmadığını da biliyorsa pekâla uyku ağlamasını da çok güzel anlar ve kendi yatağına yatırırsa o bebek 5-10 dk ağlayarak uykuya dalar. Ve böylece uyku saatinde yatağına yatarak ve ileride de kendiliğinden yatağına giderek uyku alışkanlığı edinen çocuklar gelişir. Uyku ortamının, saatlerinin sürekli değişmesi, çocuğun kaygısını arttırabilir. Düzensizlik ileriki yaşlardaki uyku alışkanlıklarını etkileyebilir.

5. İşi baştan sıkı tutmayan, bebeği uyutmak için saatlerce beşikte, battaniyede veya ayağında sallayan (bu esnada çocuğun kulağının arkasına zararlı dalgalar yayan cep telefonu açan), daha küçük diye ebeveyn odasında, hatta yanında uyutan ebeveynler; 9 aylık gibi olduğunda “Artık büyüdü” deyip bebeği odasına ve yatağına koyup uyuması için de yarım saat, bir saat ağlamasını beklediklerinde, hiç farkına varmadan bilinç altına uykuya karşı bir önyargı ve negatif enerji yüklemiş olmaktadırlar.

6. Bebeklikten çocukluğa geçiş döneminde gece uyanmaları devam ediyorsa, çocuk uyandıktan sonra çocuğa nasıl müdahalede bulunulduğunun farkındalığı önemlidir. Ebeveyn yaklaşımı (ışığı açarak abartılı sevgi göstermek, oyun oynamak, anne-babanın çocuğu yatağına alması) çocuğun gece uyanmalarını pekiştirebilir.

7. Çocuğun yaşına göre uyku ihtiyacı değişmektedir. Özellikle ilkokul öncesi çocuklarda uykunun önemi daha da fazladır. 3-5 yaşında bir çocuk için 13-14 saat iken, 6-8 yaşındaki bir çocuk için 10-12 saattir. Maalesef günümüzde ebeveynler kendi rahatları için çocuklarının ihtiyacından fazla uyumalarını istemektedirler.

8. Israr ile uyumak istemeyen çocukların ve gençlerin sebepleri olabilir.

Örneğin:

- Özellikle gençlerde teknoloji bağımlığı

- Kontrol ihtiyacı: Anne-babasının baskıcı tutumuna karşı olarak çocuğun uyku uyumayı red etmesi.

- İlgi çekme isteği

- Aile içi şiddet, anne-baba kavgaları; çocukta travma ve korkulara yol açarak uyku sorununa sebep olabilir.

- Karanlık korkusu: Çocuğun hayal gücü çok güçlüdür. Hayali arkadaşlar, ürkütücü senaryolar kurabilir. Çocuk gerçek ve fantezi arasındaki farkı ayırt edemeyebilir. Yatağın altından canavar çıkacağını, karanlıkta bir şeylerin üstüne doğru geldiğini, kötü insanların onu kaçıracağını söyleyerek uyumaya direnebilir.

- Kâbuslar: 2-5 yaş arasında çocuklarda görülebilir. Çocuk uyandığında kâbus gördüğünü hatırlar ancak anlatamaz, tanımlayamaz. Çocuklar kötü rüyalar, kâbuslar görmemek için de uyumaya direnç gösterirler.

- Gece Terörü: 5-12 yaş arasındaki çocuklarda daha sık görülmektedir. Çocuk gecenin ilerleyen saatinde ağlayarak uyanır. Nefes almasında sıklaşma, aşırı derecede terleme, büyük bir korku hali görülür. Ancak sorulduğunda hiçbir şey hatırlamaz. Bunun birçok nedeni olabilir. İstenmeyen, kaygılandıran bir durum yaşamış olabilir.

- Çocuğun bir hastalığının olması: Çocuğun hastalığı veya ilaç tedavisi görüyor olması da uyku düzenini etkileyebilmektedir.

Her bireyin tutarlı bir uyku saatinin olması önemlidir. Bu uyku saati eve gelen misafirler ve yapılan ziyaretlerde mümkün olduğu kadar değişmemelidir. Anne-babası geç uyuyan bir çocuk bir süre sonra durumu algılayınca anne-babasını model alarak geç uyuma eğilimi gösterebilir. Çocuğu yatağa yatırdıktan sonra 3-5 dk. günü ile ilgili sohbet etmek rahatlatıcı gelebilir, uykuya dalıncaya kadar masal ve hikâyeler anlatılması da kelime haznesini oldukça zenginleştirir. Rahatlatan bir akustiği olan Nebe Süresi’nin dinletilmesi uykuya dalmayı kolaylaştırır.

Uyumamakta ısrar eden çocukların nedenlerini araştırmak (korku, yorgunluk, enerji, anne-babayı görme isteği vb.), bu nedenlere yönelik çözümler oluşturmak önemlidir. Örneğin, çocuk kötü rüyalar gördüğünü, uyumak istemediğini söylediğinde, bir süre yanında kalmak veya sevdiği bir oyuncağını vermek kaygısının azalmasına yardımcı olabilir.

Bu süreçte uyku duâsının manevî bir zırh olduğunu bilerek çocuklarımıza ezberletmek bir ömür boyu uygulayacakları çok güzel bir alışkanlık kazanmalarını sağlayacaktır.

Çocuklarının uyku problemlerinin içinden çıkamayan ebeveynlerin ise bir uzmandan yardım almaları ve bir an önce çocuklarının veya gençlerin geceleri dinlenmeye geçmelerini sağlamaları gerekir.


  Önceki Sonraki