Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
EĞİTİM - Çocuk ve “Açlık” Duygusu - Ömer Öngüt
Çocuk ve “Açlık” Duygusu
EĞİTİM
Canan Büşra Kara
1 Haziran 2022

 

ÇOCUK ve “AÇLIK” DUYGUSU

Çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi ve beslenme problemlerinin ortadan kalkması için, Peygamber -s.a.v.- Efendimiz’in Sünnet-i seniyye’sine uymak en güzelidir.

 

Selma Hanım kardeşleri ve yeğenleri ile bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyordu.

Hep beraber bahçede akşam yemeğinde oturmuşlardı. 5 yaşındaki yeğeni Yasin’e annesi Fatma Hanım ilk önce bir kâse tarhana çorbası, sonra yeşil fasulye, akabinde bulgur pilavı ve salata, ardından da bir kâse sütlacı bitirmesi için ısrar ediyordu.

Küçük Yasin ise “Hayır, doydum artık!” dedikçe, babaanne söze karışıyor;

“Bir kaşık annen için, bir kaşık da baban için, bitti!” diyordu. Ve elindeki kaşık ile Yasin’in peşini bırakmıyordu. İster istemez sesler yükseliyordu.

Selma hanım gündüz de otobüste benzer bir sahne ile karşılaşmıştı. Bir anne dokuz aylık bebeğinin kollarını bacağının arasına sıkıştırarak zorla elma püresi yedirmiş, akabinde de bebek hepsini istifra edip çıkartmıştı.

Bir eğitmen olan Selma Hanım yıllardır velilerinden öğrencilerine yapılan bu tür dayatmalar ve sebep olduğu sorunlardan muzdarip olduğu için artık çocuklara yapılan bu yemek dayatmalarını görmeye tahammülü kalmamıştı. Bu yüzden Selma Hanım hemen sofrayı toplamaya kalktı. Tam bahçenin merdivenlerinden eve geçerken yan evin bahçesinden misafir olarak yabancı bir ülkeden torununa bakmaya gelen anneannenin seslenişini duydu. Anneanne torununa şöyle seslendi:

“Birazdan yemekte yoğurt mu yemek istersin, yoksa ekmek mi?”

Torunu ise net bir şekilde cevap verdi: “Yoğurt.”

Selma Hanım, Sünnet-i seniyye’ye uygun, sade ve net bir beslenme metodunu bir yabancıdan duyduğu için, kendi kendine acı acı gülümseyerek mutfağa girdi, elindeki tabakları tezgâha bırakarak hemen çalışma odasına geçerek not defterine şu yazıyı not aldı:

“Yeme problemi yaşayan çocukların % 90’nı açlık duygusunu tattırmadığımız çocuklarımızdır. Yeme alışkanlıklarımız sünnetten uzaklaştıkça sağlıksız beslenmeye ve sağlık sorunlarına yol açmaktadır.”

Açlık ve tokluk duygusu her sağlıklı insanın doğumdan itibaren hissettiği duygulardır. Ne yazık ki Türk toplumundaki annelerimizin birçoğu çocuklarının aç kalmasından oldukça çok korkmaktadırlar. Bu nedenle yemek ile ilgili çocuklarının üzerine gereğinden çok fazla düşmektedirler. Bu da ters tepki yaparak; yemeğe karşı olumsuz duygular besleyen, aşırı derecede yemek seçen ve yemek yemeyen çocuk sayımızı arttırmaktadır.

Ayrıca yediğini eritme, hazmetme imkânı bulamayan, bu nedenle de hareketsiz bir yaşam ile karşı karşıya bıraktığımız çocuk sayısı da oldukça çoğalmaktadır. Hareketsizlik özellikle gelişim çağındaki çocukların kilo almalarına ve obeziteye yakalanmalarına, bununla birlikte kalp sorunları gibi ileriki yaşamlarında çocukların pek çok hastalığa yakalanmasına sebep olmaktadır. Çocukların obezite sorununu yaşamaması ebeveynlerin beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzlarına bağlıdır.

Anne sütü çocuklarımız için mucize bir besindir. Bebeklerin doğumdan hemen sonra anne sütüne ihtiyacı vardır ve anne sütü bir bebek için yeterlidir. Bebekler acıktığını belli etmiyorsa gereğinden fazla beslemeye gerek yoktur. 5 yaşına kadar yüksek kilolu olmak çocukların değil, ebeveynlerin yaptığı beslenme hatalarından kaynaklanmaktadır. Bazı ailelerde ‘gürbüz çocuk sağlıklıdır’ algısı hâkim olduğu için anneanne ve babaanneler, ek besine yeni geçen bebekleri gereğinden fazla beslemektedir. Çocukların ilerideki yıllarda yaşayacağı rahatsızlıkların zemini 7 yaşa kadar hazırlanmaktadır. Ne yazık ki anne ve babaların yaptığı hataların bedelini çocuklar ileride hasta olarak ödemektedir.

Kısacası hem çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi hem de beslenme problemlerinin ortadan kalkması için, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in Sünnet-i seniyye’sine uymak en güzelidir.

- Başta çeşit çeşit yemeyi, yemek seçeneklerini azaltmak, mümkünse tek çeşit yemek yemek.

- Acıkmadan yemek yememek.

- Mideyi tıka basa doldurmamak ve

- Boş boş oturmamak, hareket etmek.

Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-in Sünnet-i seniyye’sini yaşamakta hayat vardır.

Ayrıca kim bilir belki de ileride çocuklarımızın ekmek ve yoğurdu dahi bulamadıkları günler vardır.

O halde hem o günlere hazırlık olması münasebeti ile, hem de çocuklarımızın yeme problemlerinin ortadan kalkması için; müsaade edelim çocuklarımız açlık duygusunu hissetsin. Hissetsin ki; nimetin kıymetini bilsin, doyduğunda ellerini semaya kaldırıp canı gönülden şükretsin ve “Elhamdülillah” desin.

Her daim canı gönülden şükredenlerden olabilmek duâsı ile….


  Önceki Sonraki