Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Gündem - Ukrayna Savaşı; Rusya İçin Sonun Başlangıcı - Ömer Öngüt
Ukrayna Savaşı; Rusya İçin Sonun Başlangıcı
Gündem
Uğur Kara
1 Nisan 2022

 

Ukrayna Savaşı;
Rusya İçin Sonun Başlangıcı

Rusya'nın büyük devlet, güçlü ordu algısı artık yıkılmıştır. Elinde kalan tek caydırıcı güç nükleer silahlarıdır. Nüfusu, ekonomisi, teknolojisi, ideolojisi Batı ile mücadele edebilecek kapasitede olmayan Rusya'nın bu savaştan canlı çıkması pek mümkün değil.

 

Zâlim Batının insanı ikrah ettiren sinsi ve derin kibri ile zâlim Rusya'nın hoyrat ve gaddar kibri çarpıştı ve ortaya büyük bir kıvılcım çıktı. Birbirlerine zarar vermek için her şeyi deniyorlar ve denemeye devam edecekler. Türkiye çıkan ateşi söndürmeye çalışıyor ama bakalım ne kadar muvaffak olabilecek?

 

Büyük Savaş Başladı:

24 Şubat'ta başlayan yeni bir Rus mezaliminin ardından bütün Batı bir blok halinde Rusya'ya âdeta savaş açtı.

Artık Üçüncü Dünya Savaşı'nın başladığını söyleyebiliriz.

Bu savaşın başlama anı; Rus birliklerinin Ukrayna'ya girdiği 24 Şubat gecesi değil, hemen arkasından Avrupa ve Amerika'nın ekonomik bir savaş anlamına gelen çok kapsamlı yaptırım kararlarını açıkladığı andır. Rusya bu yaptırımların ekonomik savaş anlamına geldiğini açıkça dile getirdi. Nitekim bilindiği üzere dünya savaşları paylaşım kavgalarının ve ekonomik savaşların ardından başlamıştır.

Batı Rusya'ya karşı sadece ekonomik bir savaş başlatmakla kalmadı, aynı zamanda büyük bir histeri ile Rusya'yı ve Rus halkını ötekileştiren, âdeta şeytanlaştıran bir algı-propaganda harbi de başlattı.

Batı güya 3. Dünya Savaşı çıkmasın diye Ukrayna'ya bilfiil yardım etmiyor, Rusya ile silahlı vuruşma istemiyor. Ancak bunun haricinde bir savaş anlamına gelebilecek her şeyi yapıyor. Sürecin başından beri büyük bir akıl tutulması ile hareket ediyor. Tabir caiz ise zokayı yutan ayıyı iyice köşeye sıkıştırdılar. Bu durum zaten harp sahasında istediği gibi ilerleyemeyen Rusya'nın sıkışmışlığını artırıyor ve bir nükleer savaşı gün geçtikçe yaklaştırıyor. Unutulmamalıdır ki kaçacak yeri kalmayan yırtıcı bir hayvan çaresizce ölümüne bir savaşa başlayacaktır.

Batı'nın ve Rusya'nın kibir ve azgınlığı önlerini görmelerine, gerilimleri suhuletle ortadan kaldırmalarına engel oldu. Ukrayna'da gördüğümüz sahneleri Avrupa'da, Amerika'da, Rusya'da, bütün dünyada görmemiz artık işten bile değil. Elindeki imkân ve gücü insanların huzur ve refahı için kullanmak yerine; dünyevî hırs ve ihtirasları için, masum sivilleri ve çocukları öldürmek, insanları birbirine düşürüp ortalığı kan-revan deryasına döndürmek için kullanan bu zalimlere de elbet bir gün ateş dokunacaktı.

"Allah kuldan intikamını kul ile alır, ilm-i ledün bilmeyen kul etti sanır."

 

Rusya'nın Hesap Hataları:

Rusya Ukrayna'da Gürcistan, Suriye, Kırım'da olduğu gibi kolay bir zafer kazanacağını, Ukrayna halkının direnmeyeceğini, Kiev'e girip iktidarı değiştirebileceğini zannediyordu. Ancak umduğu gibi olmadı, beklemediği bir direnişle ve askerî kayıplarla karşılaştı. İşler Rusya'nın istediği gibi gitmiyor.

Rusya'nın ikinci hesap hatası ise şu oldu:

Rusya Batılı ülkelerin bir blok halinde ve bu kadar ağır yaptırımlar uygulayacağını tahmin etmiyordu. Böyle topyekûn bir tavrı ve bu kadar ağır yaptırımları sadece Rusya değil herhalde kimse tahmin edemezdi. Bunda Rusya'nın lokmayı büyük tutmasının, bütün Ukrayna'yı hedef almasının etkisi büyük oldu. Amerika ve İngiltere'nin yanında hareket eden bütün Avrupa kendisinin de zarar görmesi pahasına çok sert yaptırımlar açıkladı. Rusya'nın Batılı bankalar nezdindeki 300 milyar dolar tutarındaki uluslararası rezervini dondurdular, uluslararası para transfer sistemi SWIFT'ten Rusya'yı çıkarttılar, Rusya altın rezervini kullanamasın diye Rus rafinerilerinin akreditasyonlarını iptal ettiler. Bütün hava sahalarını Rus uçaklarına kapattılar, Batılı şirketler Rusya'dan hızla çekildi. Biden Putin'i savaş suçlusu ilan etti. Avrupa ülkeleri teker teker Rusya'nın savaş suçlarının araştırılması için harekete geçmeye başladı.

Rusya hiç beklemediği bir durumla karşı karşıya kaldı.

 

Rusya'nın Askerî Kapasitesinin ve

Teknolojisinin Görünenden Zayıf Olduğu Ortaya Çıktı:

Rus ordusu Ukrayna'da lojistik, elektronik haberleşme, askerî istihbarat, güdümlü mühimmat, hava kuvvetlerinin kapasitesi ve kurmay gücü gibi birçok konuda büyük bir zafiyet görüntüsü veriyor.

Ukrayna'nın iddia ettiği rakamlar kadar olmasa da azımsanmayacak sayıda personel kaybı vermeleri; birisi korgeneral diğerleri tümgeneral rütbesindeki 6 Rus generalin ve Karadeniz Donanma Komutan Yardımcısının öldürülmesi; Rusya'nın çok güvendiği hava indirme birliklerinin savaşın ilk günlerindeki operasyonlarda başarısızlığa uğraması ve imha edilmeleri; yakıtı bittiği için terkedilen, Ukrayna çiftçilerinin traktörlerle çekerek zimmetine geçirdiği(!) zırhlı araçlar, hava savunma sistemleri; Rus askerî araçlarında ve askerî haberleşme ekipmanlarında modern teknoloji unsurlarının azlığı; Rus hava kuvvetlerinin güdümlü mühimmatı hemen hemen yok denecek kadar az kullanması; Rus uçaklarının alçaktan uçması ve vurularak düşürülmesi; hava üstünlüğüne sahip Rusların savaşın ilk günlerinde bütün havalimanlarını ve insansız hava araçlarını kullanılamaz hâle getireceği söylenirken hâlen Ukrayna ordusunun Bayraktar TB2 başta olmak üzere insansız hava araçlarını kullanmaya devam etmesi … gibi buna mümasil vakıalar; seyir füzeleri, hipersonik füzeler, vakum bombaları gibi yıkıcı teknolojilerine rağmen Rusya'nın güçlü ordu algısını yerle bir ediyor. Bu durum tabir caiz ise yaşlı, güçsüz ve yalnız kalmış bir aslanı parçalamak için etrafında dönen sırtlanlar misali; sömürgeci, istilacı Batı'nın iştahını kabartıyor. Şu bir gerçek ki; Batı uzun zamandır Rusya'yı parçalamak ve devasa topraklarını yağmalamak için fırsat kolluyor.

Askerî ekipman ve teknoloji olarak nispeten zayıf bir ülke olan Ukrayna'nın Rus ordu karargâhlarını ve üst düzey komutanları hedef alabiliyor olması, savaşın başında Gostomel havalimanını ele geçirmek için yapılan Rus paraşütçü harekâtını akamete uğratması gibi başarıları dikkate alındığında, tahmin edilebileceği gibi Amerika ve İngiltere gibi ülkelerin Ukrayna'ya anlık ve etkin bir askerî istihbarat verdikleri görülüyor. Yine bu ülkeler hatırlarsanız savaş başlamadan önce Rusya'nın Ukrayna'yı işgal edeceğini tarih de vererek sık sık dile getirmişlerdi. Bu veriler Rusya'nın teknolojik istihbarat anlamında Batı'dan geride olduğunu gösteriyor.

Savunma sanayi uzmanları Ukrayna'daki savaştan sonra uluslararası savunma sanayii pazarında Rusya'ya ve Rus ürünlerine güvenin dibe indiğini, çoğunlukla Rus teknolojisini tercih eden Güneydoğu Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde farklı tedarikçilere yönelim başladığını, Türkiye'nin de bundan pay almasının tahmin edildiğini söylüyorlar.

Rusya ordusu bu vaziyette iken ve bunca eksiği varken Ukrayna'ya girmekle büyük bir hata yaptı. Bu hatayı Rusya'nın sonunun başlangıcı olarak görebiliriz.

 

Rusya'nın Kitle İmha Silahı Kullanma İhtimali:

Rusya'nın büyük devlet, güçlü ordu algısı artık yıkılmıştır. Elinde kalan tek güç nükleer silahlarıdır.

Rusya'nın kibri Ukrayna işgalinde taviz vererek bir uzlaşma-barış yapmasının önündeki en büyük engel olarak durmaktadır. Savaşın 4. haftasında bir stadyumda büyük bir miting yaparak arkasında halk desteğinin bulunduğunu göstermeye çalışan Putin'in Rusya'sı amacına ulaşmak için Grozni ve Suriye'deki gibi yıkımı artırarak ilerlemeye çalışacaktır. Hatta tahrip oranı düşük taktik nükleer silah yahut kimyasal silah kullanması bile şaşırtıcı olmayacaktır. Rusya sıkıştı, hipersonik füze ve termobarik bomba kullanmaya başladı.

 

Rusya'nın Sonu:

Rusya bütün gücü ile yüklenip Ukrayna'yı tamamen işgal etmiş olsa bile artık ok yaydan çıkmıştır. Bu savaş Rusya için sonun başlangıcıdır. 27 Aralık 1979 ile 15 Şubat 1989 arasındaki 8 yıllık Afganistan işgali SSCB'nin yıkılmasına sebep olmuştu, ancak o savaşta bile Rusya ile Batı karşı karşıya gelmemişti. Bugünkü Ukrayna işgalinde her ne kadar taraflar nükleer bir harbe yol açmamak için karşılıklı vuruşmaya sebep olabilecek hareketlerden kaçınsa bile Batı ile Rusya birbirlerine silah çekmenin dışında her türlü yöntem ve argümanla savaş haline bürünmüş durumda. Nüfusu, ekonomisi, teknolojisi, ideolojisi Batı ile mücadele edebilecek kapasitede olmayan Rusya'nın bu savaştan canlı çıkması pek mümkün değil. Karşı tarafa verebildiği zararı verecek ancak Sovyetlerin dağıldığı gibi Rusya'nın da dağılma ihtimali büyüktür.

 

Bir Gün Dağılması Mukadder Bir Ülkenin; Rusya'nın Etnik Yapısı:

Rus Savunma Bakanlığı verilerine göre Ukrayna Savaşı'na katılan Rus birliklerinin etnik yapısı şu şekildedir: 44,234 Rus, 17,000 etnik Ukraynalı, 9,000 Oset, 21,000 Tatar, 8,000 Başkurt, 8,760 Mordvin, 7,694 Çuvaş, 3,654 Kalmık, 4,590 Yakut, 3,678 Altaylı, 1,345 Azerbaycanlı, 2,345 Buryat, 432 Gürcü, 2,897 Ermeni, 12,000 Dağıstanlı ve 542 Çeçen...

Görüldüğü üzere savaşa katılan yaklaşık 150 bin Rus askerinin 3'te birinden daha azının etnik kökeni Rus iken, bu sayının bir buçuk katı kadarı ise Türk ve müslüman halkların çocuklarıdır. Bu çocuklar zorunlu askerlik kapsamında cepheye sürülmektedir. Bazı iddialara göre bunlara savaşa gittikleri bile söylenmeden cepheye sürülmüşlerdir.

Rusya Federasyonu, 85 federe bölümden oluşmaktadır. Bu yapılanmanın 22 tanesi cumhuriyetlerden oluşur. Cumhuriyetlerde, toplumun çoğunluğunu etnik kökeni Rus olmayan halk oluşturur.

Binaenaleyh Rusya gerek coğrafyası gerek etnik köken yapısı itibari ile çok kozmopolit bir yapıya sahiptir. Bu yapıda Türk kökenli halklar önemli bir yer tutmaktadır. Tarihte bugünkü Rus topraklarının büyük bir kısmı uzun asırlar boyunca Türk yurdu, Türk imparatorluklarının toprağı idi.

Rusya hem Rus etnik nüfusu olarak, hem de askerî güç olarak büyük gerileme içinde. Beklenen büyük savaşla beraber bu güç dağıldığında, bu büyük coğrafyada yaşanacak boşlukta ortaya çıkacak cumhuriyetlerin hemen hepsi yönünü Türkiye'ye dönmek isteyecektir. Daha önce de söylediğimiz gibi SSCB'nin dağılmasına hazırlıksız yakalanan Türkiye hızla bu durum için fikri, ilmi, sosyolojik her türlü hazırlığını yapmalıdır.

 

 

RUSYA FEDERASYONU İÇİNDEKİ CUMHURİYETLER:

1. Adige

2. Altay

3. Başkurdistan

4. Buryatya

5. Dağıstan

6. İnguşya

7. Kabardin-Balkar

8. Kalmikya

9. Karaçay-Çerkesya

10. Karelya

11. Komi

12. Mari El (Çirmişistan)

13. Mordovya

14. Saha (Yakutya)

15. Kuzey Osetya

16. Tataristan

17. Tuva

18. Udmurtya

19. Hakasya

20. Çeçenya

21. Çuvaşistan

22. Kırım (Kırım'ın ilhakını Türkiye ve dünya tanımıyor.)

 

Rusya Federasyonu, 85 federe bölümden oluşmaktadır. Bu yapılanmanın 22 tanesi cumhuriyetlerden oluşur. Cumhuriyetlerde, toplumun çoğunluğunu etnik kökeni Rus olmayan halk oluşturur.

Rusya 20 yıldır bu cumhuriyetlerin özerkliklerini ve yöneticilerinin "Cumhurbaşkanı" sıfatını kullanmasını kaldırmaya çalışıyordu. "Devlet başkanı" sıfatından ilk vazgeçen 2010 yılında Çeçenistan Cumhurbaşkanı Kadirov oldu. Aynı yıl Rusya Parlamentosu bölge başkanlarının "devlet başkanı" sıfatı taşımasını yasaklayan yasayı kabul etti. Düzenlemeye sadece Tataristan ve Başkurdistan Cumhuriyetleri itiraz etti. 2014'te Başkurdistan da durumu kabullendi. 2021 yılı Ekim ayında Rusya'nın dayattığı yasa Tataristan Parlamentosu'nda 100 milletvekilinden 82'sinin oyu ile reddedildi. Ardından Rusya'nın 21 Aralık 2021'de çıkarttığı Bölgesel Yönetim Kanunu ile Tataristan Cumhuriyeti resmen ortadan kaldırıldı. Böylelikle Tataristan da herhangi bir federal bölgeyle aynı statüye düşmüş oldu.

Bu haritadaki renkli gösterilen cumhuriyetlerin dışında da Rus olmayan etnik gruplar yaygın bir şekilde bulunmaktadır. Görülmektedir ki, Rusya çökerse Türk ve diğer müslüman milletlerden milyonlarca insanın yaşadığı bir coğrafya özgürlüğüne kavuşmuş olacak.

 

Türkiye'nin Aktif Tarafsızlık Politikası:

Türkiye bu savaşta en makul siyaseti, aktif tarafsızlık politikasını uyguluyor ve haklı olarak her iki tarafın da itimadına sahip olmakla iftihar ediyor. Unutmamak lâzım ki bizi bu tarafsızlık politikasına hazırlayan -Allah-u Teâlâ'nın bir hikmeti olarak- uzun yıllardır Batı'dan ve Rusya'dan gördüğümüz düşmanlıktır.

Şöyle ki; küffar Batı PKK, FETÖ vs. aparatları vasıtası ile mütemadiyen aktif bir Türkiye düşmanlığı uygulamamış olsaydı içimize işleyen Batıcılık virüsünün etkisiyle Batı'dan önce Rusya ile savaşmaya koşardık. Amerika da F-35 vs. ambargosu ile sürekli bizi itelemiş olduğu için üzerimize çok gelemiyor. Rusya süper güç oyunu oynamaya kalkıp üzerimizde tahakküm kurmaya çalışmamış, askerlerimizi şehit ederek düşmanlığını izhar etmemiş olsa düşman Batı'dan ikrah edip bu zorba ve hoyrat ülkenin yanında saf tutmuş olabilirdik. Çin Uygur Türklerine akıl almaz zulümler yapıp iç yüzünü ortaya sermese Çin'den medet umar hale gelebilirdik.

Tarih ve konjonktür biz istesek de istemesek de bizi bir yere doğru çekiyor. Gerçekte Allah-u Teâlâ'nın takdir ve planı yürüyor.

 

Batı'nın PKK Terörünü Musallat Etmesi

Harbe Hazırlık Seviyemizi Artırmaktadır:

Nasıl ki Batı'nın silah ambargoları savunma sanayiimizin bugünkü seviyeye gelmesinin en büyük sebebi ise; hikmet-i ilâhî'ye bakın ki Batı'nın üzerimize PKK terörünü musallat etmesi de ordumuzun bugünkü harbe hazırlık seviyesinin en büyük sebebi olmuştur. Ayrıca terör tehdidi de halkımızın cihad duygusunu, vatan uğrunda canını feda etme niyetini canlı tutmuştur. Bugün dünya ülkelerinde yapılan anketlerde "Bir savaş durumunda ülkeniz için savaşır mısınız?" diye sorulan sorulara "Evet" diyenler birçok ülkede yüzde onlarda, yirmilerde iken, bu millet dininden ve atalarından aldığı mirasla ve bu sürekli savaş tehdidinin etkisiyle çok daha diri ve savaşa hazır bir vaziyette elhamdülillah.

Ancak küffarın bize zarar vermek için daima kötü niyeti olduğunu hiçbir zaman unutmamamız lâzım.

Meselâ; Türkiye'nin son zamanlardaki yoğun diplomatik trafiğinde Türkiye'ye gelenlerden birisi de Yunanistan başbakanı olmuştu. Ortaya çıkan olumlu havadan rahatsız olan ABD'nin Atina Büyükelçisi hemen "Yunanistan tarihin doğru tarafında yer alıyor ve Türkiye'nin saldırgan söylemleri gibi önemli dış politika konularında ABD'nin desteğine sahip." diye konuştu. Görülüyor ki Amerika'nın Türkiye'deki büyükelçisinin vazifesi bizi okşamak iken Yunanistan'daki büyükelçisinin vazifesi ise Yunanistan'ı bize karşı kışkırtmak. Amerika Ukrayna'da olduğu gibi çıkarları için her yerde savaş çıkartacak tıynette bir ülke.

 

Ukrayna Savaşı, Önümüzdeki Süreçte Yaşanacak

Küresel Sıkıntıların da İşaretini Vermektedir:

Ukrayna savaşı ve Rusya'ya uygulanan yaptırımlar ekonomi, enerji, tarım, gıda gibi birçok alanda küresel problemlere yol açmakta, ileride yaşanabilecek daha büyük sorunlara karşı tedbir almamız gerektiğinin işaretlerini vermektedir. Türkiye herhangi bir alanda maalesef burnu sürtülmeyince gerekli tedbirleri almıyor. Tarım ve hayvancılığın önemini hep beraber görüyoruz ama kan kaybını toparlamamız zor olacak.

Resulullah Aleyhisselâm kıyamete yakın hadiseleri haber veren Hadis-i şerif'lerinin birinde "Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman ..." buyurmuşlardır. Bugün buğday, ayçiçek yağı, doğal gaz, yarın her şey... Çin tedbirini alıyor. Bizim de her alanda tedbir almamız lâzım.

 

Allah-u Teâlâ'nın Takdiri ve Planı:

Dikkat ederseniz herkes, konuşurken, analiz yaparken "Rusya ne düşünüyor, Amerika ne düşünüyor, onun planı ne, bunun planı ne?" diye akıl yürütüp duruyor. Kimse de demiyor ki; "Allah-u Teâlâ'nın planı ne? Resulullah Aleyhisselâm neleri haber vermiş?"

Kimse bu bombalar patlamaz demesin. Allah-u Teâlâ küffarı kibrinde boğuyor ve gözünü kör ediyor. Bu zâlimler kendi kendilerinin sonunu hazırlıyorlar ve bu zulümleri elbet kendilerine dönecek.

Allah'ım bize acısın ve bizi selâmete çıkarsın.


  Önceki Sonraki