Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
İSLÂM İLMİHALİ - Ölümün Hakikati Cenaze İşleri ve Berzah Hayatı (15) - Ömer Öngüt
Ölümün Hakikati Cenaze İşleri ve Berzah Hayatı (15)
İSLÂM İLMİHALİ
Dizi Yazı - İslâm İlmihali
1 Şubat 2022

 

İSLAM İLMİHALİ

Ölümün Hakikati Cenaze İşleri ve Berzah Hayatı (15)

 

Ölüm İçin Hazırlık (2)

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Haşr: 18)

Çanta elimizde bulunsun, "İrcıîy!" dâvetinin ne zaman geleceği belli değil, amma gelecek. Her nefes bizi kabre çekiyor, ömür tükeniyor. Ölüm ve kabir için hazırlıklı olan bir kimse, ölümden irkilmez. Davet geldiği zaman hemen göçer. O zaten teslim olmuştu, emir bekliyordu, emir de geldi.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir cenazede bulunuyorlardı. Kabir kenarına oturdular. Toprağı ıslatacak kadar ağladıktan sonra buyurdular ki:

"Ey kardeşlerim! Şurası için hazırlanınız!" (İbn-i Mâce)

Kalanla giden arasında bir gün fark var. İşte geldik işte gidiyoruz. Bugün üstteyiz yarın alttayız. Bu gün yataktayız yarın topraktayız. Bu akşam burada, yarın akşam oradayız. Vaktimiz gelince hep gideceğiz de sıra bekliyoruz. Burası çalışma yeridir. Sermayenin en kıymetlisi de ömürdür. Burada yatarsak ahireti nerede kazanacağız?

Bir Hadis-i şerif'lerinde Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"İki mühim nimet vardır ki, insanlardan çoğu onda aldanıyorlar: Sıhhat ve boş vakit." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 2019)

Cenâb-ı Hakk'a muhabbetin alâmeti yedidir, birincisi ölümü sevmektir. Çünkü ölüm mahluku Hâlik'ine kavuşturan en güzel bir vasıtadır. Eğer ölüm sevilmezse dünya muhabbeti var demektir.

Hadis-i şerif'te:

"Ölüm müminin hediyesidir." buyurulmuştur. (Taberânî)

Şimdi nefsimizi bir yoklayalım. Ölmek mi istiyoruz, kalmak mı istiyoruz? Bu teraziye kendimizi koyalım. Neredeyiz ve nasıl yaşamamız gerekiyor?

Bize Allah gerek. Yarın kabirdeyiz, hiç kimseden fayda gelmeyecek. Bir daha da geri gelmeyeceğiz.

"Benimle arkadaş olur musun?" diyen bir zâta Sehl-i Tüsterî -kuddise sırruh- Hazretleri şöyle buyurmuştur:

"Birimiz ölünce ona ahirete kadar arkadaşlık edecek olan yalnız Allah-u Teâlâ olduğuna göre, şimdiden O'na arkadaş olmaya bak!"

Allah'ımız şiddetli kıştan evvel odun ve kömür almanın lüzumunu hisseden dünya aklını vermiş olduğu gibi; kabrin karanlığını görmeden önce onu nurlandırmanın lüzumunu anlayıp kavrayabilecek bir ahiret aklını da cümlemize ihsan buyursun.

 

Numune Bir Niyaz:

Yusuf Aleyhisselâm bir peygamber olduğu halde Rabb'ine şöyle niyaz etmişti:

"Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Dünyada da ahirette de benim yârim ve yardımcım sensin.

Müslüman olarak canımı al ve beni sâlihler zümresine kat!" (Yusuf: 101)

O, bu dilek ile ahirete intikal etmiştir. Gerçekten Allah'a gönülden bağlı olanların can atacakları arzu ve gaye işte bu sondur.

Yusuf Aleyhisselâm'ın bu niyazı hem kavmine hem de kendisinden sonra gelecek olan ve âkıbette İslâm üzere ölüp ölmeyeceklerinden emin olmayan kimselere büyük bir numunedir.

Sıddîk-ı Ekber -radiyallahu anh-in de son sözü bu oldu.


  Önceki Sonraki