Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Fâtiha Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (30) - Ömer Öngüt
Fâtiha Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (30)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Şubat 2022

 

Fâtiha Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (30)

Besmele-i Şerife'nin Önemi, Fazileti, Hikmeti ve Esrarı (27)

 

Bazı Zevât-ı Kiram'ın Bu Husustaki Beyanları (2)

Fahreddin-i Râzi -kuddise sırruh-Hazretleri Fâtiha-i şerif'i tefsir ederken bu hususta "Tefsir-i Kebir"inde şöyle buyurur:

"Denildiki bütün ilimler dört kitapta toplanmıştır. Bu dört kitabın ilmi de Kur'an-ı kerim'dedir. Kur'an ilmi Fâtiha sûresinde, Fâtiha'nın ilmi de Besmele'de, bu Besmele ilmi de sözündeki Be harfindedir. Ben de derim ki, bu doğrudur. Bütün ilimlerin gayesi kulu Rabb'ine ulaştırmaktır. İşte bu Be harfi de "İlsak ba"sıdır ki bu kulu Rabb'ine vasıl eder. Bu gayelerin en yücesidir." (Bâ-i ilsak: Bâ harfi cerri, iki şeyin birbirine alâkasını beyan eder, bağlar.)

Elmalılı Hamdi Yazır Efendi de "Hak Dini Kur'an Dili" isimli tefsirinde şöyle buyuruyorlar:

"Anladık ki besmelenin terkibi kelâmîsinde en ziyade âmil olan nokta baştaki "Ba" harfidir. Bu sayededir ki biz ismullah ile visâl peyda ediyoruz. Bütün vücudun ve terakkiyati vücudun mebdei evveli ve matlubi mutlâki olan "Allahi rahmanı rahimin ismini" kalbimizde niyyet ettiğimiz ve henüz vücudunu görmediğimiz iradî fiilimize rapt ederek lefzi veciz, manası cihanşumul bir kelâmi beliği söyleyebilmemize vesile olan ancak bu "Ba"dır. Bizim işimizde ne kadar faili muhtar olursak olalım efalimizin illeti tammesi olmadığımız muhakkaktır. Çünkü bizim iradelerimiz, vücud silsilesinin kat'î bir haddi evveli değil, onun cereyanı içinde bir lahzai tahavvüldür. Ve bunun için biz bütün iradelerimizin bilâarıza ve bilâmüzahim file çıkmadığını görüyoruz. Dimek muvaffakiyetlerimiz, illeti ulâ ile iradelerimiz arasındaki nispetin feyzine tabidir ki bu feyz iptidaen rahmanî, intihaen rahimidir.

Biz gerek bilelim ve gerek bilmeyelim kâinatta bu nispet, bu izafet, bu taallûk, bu ittisal bir kanunı küldür. Ve vücudi eşya bu kanunun inkişafıdır. İşte besmele basile bizde bu kanunu şuurileştiren bir âmili lefzîdir. Ve bu lemhai şuur ondan maksudi aksa olan bu nokta-i vücuttur. Ve bu cihetle besmelenin mihveri tefsiri "Ba"dır ve buna binaen besmelenin manâsı "Ba"dadır. "Ba"nın sırrı, noktasındadır denilir." (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, sh: 42)

"Vahdet-i vücut mülâhazasına raci bir "Fenâfillâh" halidir ki ancak risalet, vilâyet, hakimiyet, tasarruf gibi makamatı mahsusada cari olur." (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, sh: 43)

Hazret-i Allah'ın ilim, hilim verdiği kimseler Besmele-i şerif'in esrâr-ı hakikatine vakıftırlar. Zira onlar Hazret-i Allah'ı anmakla öyle kendilerinden geçmişlerdir ki nihayetinde murad-ı ilâhi ile Hakk'ta fâni olurlar.

Varlığı atmış, benliklerinden geçmiş, Hazret-i Allah'a vasıl olmuş. Fenâbillah'a ermişlerdir. Hakk'ta fâni olan bir kul zaten artık Hakk'ın emrindedir, iradesi elinde değildir. Artık o Hakk'la bâki olmuştur.

Öyle olunca Besmele'de, O'nu zikreden de O olmuş olur. Niçin?Hazret-i Allah ile mülâkat yaptığı, Hazret-i Allah ile konuştuğu, yürüdüğü, baktığı için...


  Önceki Sonraki