Kays bin Ebu Hâzim -radiyallahu anh- anlatıyor:
“Ebu Bekir -radiyallahu anh- Ahmes kabilesine mensup Zeynep isimli bir kadının hiç konuşmadığını gördü.
Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- yanındakilere:
“Bu kadının nesi var, niye konuşmuyor?” diye sordu.
Orada bulunanlar:
“Hiç konuşmadan susmak suretiyle Hacc yapıyor!” dediler.
Bunun üzerine Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- kadına:
“Konuş! Zira bu yaptığın helâl değildir; bu câhiliye âdetidir.” dedi.
Bu ikaz üzerine kadın konuşmaya başladı.” (Buhâri)
Başka bir rivayette şu ilave vardır:
“Sen kimsin?” diye sordu.
Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh-;
“Muhacirlerden biriyim!” dedi.
“Hangi muhacirlerdensin?” diye sordu.
“Kureyş’ten.”
“Kureyş’ten kimlerdensin.”
“Oo! Sen çok soru sordun!
Ben Ebu Bekir’im.”
“Allah’ın cahiliyeden sonra bize lütfettiği bu güzel din üzerine ne kadar baki kalacağız?”
“İmamlarınız müstakim (doğru yolda) olduğu müddetçe bakisiniz.”
“İmamlar ne demek?”
“Kavmindeki reisler ve eşraflar var ya, halka emrederler, halk da onlara itaat eder.”
“Evet!”
“İşte onlar imamlardır.”
Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- Efendimiz, Suriye’ye sevkettiği ordunun kumandanına şu hikmet ve feraset dolu tavsiyelerde bulunmuştur:
“Tecrübe ve imtihan için sana bu vazifeyi veriyorum.
İyi hareket ettiğini görürsem seni bu vazifede tutar ve terfi ettiririm. Yoksa seni vazifeden alırım. Allah’tan kork!
Allah senin içini de dışını da biliyor. Allah’a en yakın insanlar, O’na sâlih amellerle yaklaşanlardır. Câhiliye gururundan sakın!
Cenâb-ı Hakk câhiliye gururunu ve ona sahip olanları sevmez.
Askerlerle arkadaşlığının iyi olmasına dikkat et!
Onlara hayırdan bahset ve hayırla muamele eyle!
Askerlere nasihat ettiğin zaman özlü konuş!
Kendini ıslah et ki insanlar da sana karşı iyi davransınlar.
Düşman elçileri huzuruna geldiğinde güzelce ağırla!
Onları fazla tutma ki askerlerinin halini anlamadan gitsinler.
Elçilere askerlerini gösterecek olursan zayıf noktalarını gösterme!
Bilâkis onları seçkin ve güzide askerlerinin arasında kabul et!
Senden başkasının elçilerle konuşmasına mâni ol!
Onların maksatlarını bizzat kendin anla!”