Nitekim İbrahim Hakkı Erzurumî -kuddise sırruh- Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:
“Allah-u Teâlâ’nın emir ve yasaklarına tam uyar ve bunları gayet yumuşak ve güzel bir dille halka telkin eder, öğretir.
Muhabbet ehlini sever, sevilmeyeceklere sevgisizlik gösterir. Gerek sevgisi gerekse kızması kendi nefsi için değil, sırf Allah içindir. Kalbinde kimseye kötülük beslemez. Kınayanların kınamasından korkmaz.
Bunun kahrı lütfu ile, kızması hilmi ile, celâli cemâli ile karışık olduğundan; kızma halinde râzı olup, rızâ halinde kızma gösterir. Fakat her şeyi yerli yerinde yapar. Her halinde adalet üzere hareket eder.” (Mârifetnâme)
Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir gün:
“Bugün sizden kim oruçlu olarak sabahladı?” diye sordu.
Ebu Bekir -radiyallahu anh-: “Ben!” dedi.
Aynı şekilde arka arkaya:
“Bugün kim bir cenazeye katıldı?”
“Bugün kim bir fakire yedirdi?”
“Bugün kim bir hastayı ziyaret etti?” buyurdu.
Ebu Bekir -radiyallahu anh- her defasında: “Ben!” diye cevap verdi.
Bunun üzerine Resulullah Aleyhisselâm:
“Bu hasletler bir kimsede bir araya geldi mi, o kimse mutlaka cennete girer.” buyurdu. (Müslim: 1028)
•
İtimat edin hayat ölümden sonra başlar.
Cüneydî Bağdadî -kuddise sırruh- Hazretleri ölmeden evvel; “Bismillâhirrahmânirrahîm” demişlerdir.
Yeni müslüman olan birisine evvela Kelime-i şehadet getirtilir;
“Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhu ve resûluhu” sonra; “Euzü billâhi mineşşeytanirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm” okutulur.
•
“Yuşa Aleyhisselâm âli bir peygamberdir. Besmele-i şerif’in sırrı verilmiştir.
Eûzu Besmele ile beraber beş yüz Salli-Barik bize orada verildi.”