Eceli gelmiş insanların canlarını almakla vazifeli olan melek Azrail Aleyhisselâm’dır. Allah-u Teâlâ ona Kur’an-ı kerim’inde “Ölüm meleği” mânâsına gelen “Melek’ül-mevt” adını vermiştir. Dört büyük melekten birisidir.
Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“De ki:
Size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabb’inize döndürüleceksiniz.” (Secde: 11)
Azrail Aleyhisselâm’a bu vazife Allah-u Teâlâ tarafından verilmiş, O’nun adına vekil kılınmıştır. Allah-u Teâlâ’nın verdiği güç ve azametle herkesin öleceği günü, dakikayı ve saniyeyi bilir, dünyanın her tarafı ona göre müsavidir. Binlerce insanın canını bir anda almaya muktedirdir. Görülüyor ki kul yapısı bir teknikle bir şehrin yanıp duran aydınlatıcı ampulleri, bir düğmeye basmakla birden kararmaktadır. Allah-u Teâlâ tarafından vekil kılınan bir meleğin gücü ise tasavvur bile edilemez. Hiç kimse onun pençesinden kurtulamaz.
Gerçekte insanları öldüren Allah-u Teâlâ’dır.
Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:
“Dirilten de öldüren de O’dur. Siz O’na döndürülüp götürüleceksiniz.” (Yunus: 56)
Şu kadar var ki Allah-u Teâlâ sebepler âleminde her türlü işi meleklerden bir meleğe vazife olarak vermiştir. Böylece ruhların alınmasına da Azrail Aleyhisselâm’ı memur kılmıştır. O başkan olup, beraberinde tâbileri ve yardımcıları vardır. Allah-u Teâlâ’nın vazifelendirip gönderdiği elçilerin alması, doğrudan doğruya kendisinin alması demektir.
Nitekim Âyet-i kerime’lerde şöyle buyuruluyor:
“Size koruyucu (melekler) gönderir. Nihayet herhangi birinize ölüm geldiğinde elçilerimiz onun canını alırlar. Onlar (bu hususta) hiç geri kalmazlar.” (En’âm: 61)
Eceller sona erdiğinde, meleklerin şahısları koruması da son bulur.
“Sonra da o canları alınanlar gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülürler.
Haberiniz olsun ki hüküm ancak O’nundur.
Ve hesap görenlerin en çabuğu O’dur.” (En’âm: 62)