Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (122) - Şifâya Vesile Bir Reçete - Ömer Öngüt
Şifâya Vesile Bir Reçete
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (122)
Dizi Yazı - İnciler ve Hatıralar
1 Haziran 2021

 

Muhterem Ömer Öngüt
-kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin
Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (122)

 

Şifâya Vesile Bir Reçete:

Hasta bir kardeşimize şu reçeteyi verdiler:

“Cenâb-ı Fahr-i Kainat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde;

“Zemzem suyu ihlâs ve yakîn ile içilirse her derde devâdır.” buyuruyorlar. (C. Sağir)

(Ve nünezzilü minel-kur’âni mâ hüve şifâun ve rahmetün lil-mü’minîne ve lâ yezîdüzzâlimîne illâ hasâra)

“Biz Kur’an’dan öyle şeyler indiriyoruz ki, müminler için şifâ ve rahmettir. Zâlimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.” (İsrâ: 82)

Âyet-i kerime’sini okuyun.

Sonra bir Fatihâ-i şerif okuyun, aç karnına üç yudum için ve buna devam edin. Her içişte bunları okuyun. Fatihâ-i şerif zaten baştanbaşa şifâdır.

Bundan birkaç sene evvel ülsere yakalanmıştık. Bu Hadis-i şerif’i görünce hemen tertip üzere devam ettik. Cenâb-ı Hakk şifa ihsan buyurdu. İki sene sonra yine geldi. Yine başladık yine giderdi. Üç sene sonra tekrar geldi. Fakat içmeye cesaret edemedik. Çükü sıkıntı insanı Cenâb-ı Hakk’a yaklaştırıyor. Sıkıntı ile acı arasında tatlı bir yol bulduk.

Bir defasında biraz fazla sıkıştırmıştı, az bir şey içmiştik, bir daha da gelmedi.

Demek istediğimiz şu ki, Cenâb-ı Hakk ülseri üç defa onunla giderdi.”

 

Huzur:

“Bugün huzur hacıda yok, hocada yok, zenginde yok, fakirde yok. Huzur nasıl temin edilir?

Tarif ediyorum:

Herkes uyurken sen uyanık ol, herkes gülerken ağlamadan evvel sen ağla. Selim bir kalple huzur süregelir. İnsan Hazret-i Allah’a tam bir kalple yönelirse, ibadet-taatine ihlâsla devam ederse ilk lütuf olarak Cenâb-ı Hakk onun kalbine huzur indirir.

Huzuru olan kimse aç olmuş, tok olmuş mevzu değil. Niçin?

Huzur var.

İnsan kuru ekmekle de doyar, ama huzursuz hiçbir şey yapılmaz. Onun için mümkün olduğu kadar kalbini boş bulundurmaman lâzım. Hazret-i Allah’ın zikriyle, fikriyle meşgul olman lâzım ki, şeytan size ne oyun ne iğvâ versin. İğvâsı fındık kabuğu kadar, büyütüyorsun. Onunla oyalanıyorsun. Neticede hiçbir şey yok. Onu şeytan yapıyor.”

 

Biz Hep İsyandayız, O Hep İhsanda:

“Hazret-i Allah kullarına karşı çok rahmetli ve çok merhametlidir.

Allah’ımızın o lütuf rahmetine, bizim isyanımız mani oluyor, kalkan mesabesinde oluyor.

İşlediğimiz büyük isyanlara karşı, rahmet yerine taş yağsa hakikaten müstahakız.

Bu rahmet-i ilâhiye hep Allah’ımızın merhametinden husule geliyor. O dilediği gibi verir.

Bize kalsa hemen yok etmek istiyoruz. O ise o kadar isyanımıza rağmen, yine de merhametiyle bizi lütuf nimetleri ile merzuk ediyor.

O ancak ve ancak Hazret-i Allah’a ait bir ihsandır.

Biz hep isyandayız, O hep ihsandadır.”

 

Allah Korkusu Nispetinde:

“Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz’in Kudüs-ü şerif’teki rahibe;

“Hazret-i Allah’ın indinde bir köle ile halife Ömer arasında ne fark var?” buyurmaları bizim için ne güzel numunedir.

Allah katında en üstün olanınız Allah’tan en çok korkanınızdır.” (Hucurât: 13)

Âyet-i kerimesi mucibinde farkiyet Allah korkusu nispetindedir.

Bizdeki prensip şu:

Bu yolda büyüklük-küçüklük yok. Hazret-i Allah’ın ihsanı ile başbaşa kalıp, O’nun ikram ve ihsanını beraberce yiyelim diyoruz. Bizdeki gaye bu efendim.”

 

Allah’ımın ihsanı Yeter:

“Madde insanı acayip duruma koyuyor. İşte bizim maddeye yaklaşmayışımızın sebebi budur.

Çalışacağım, Allah’ımın ihsanı yeter. Allah’ım bu yolda kölelik lütfunu bahşetmiş, ondan büyük nimet mi olur? Bir de onu alet edip, başkasının çalıştığını mı menfaat bileyim? Yetmez mi o lütuf?

Hiç kimsenin hiçbir parası, hiç kimsenin lokması istenmiyor.

Bu bizim çok çekindiğimiz bir noktadır. Bizim görüşümüz şöyle ki; bütün cihana sultan olmaktansa Hakk ile olup kabirde olmak bizim için her şeyden daha hayırlıdır.

Bu durumu daima muhafaza etmek lâzım. Allah’ımız bizi bize bırakmasın. Kendi hıfz-ı himayesinde bulundurduklarından etsin.

Ufacık bir madde ahengi bozuyor.”


  Önceki Sonraki