Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (119) - Çok İbadet Edip Çok Çalışalım ki, İhtiyarlıkta Nedamet Etmeyelim - Ömer Öngüt
Çok İbadet Edip Çok Çalışalım ki, İhtiyarlıkta Nedamet Etmeyelim
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (119)
Dizi Yazı - İnciler ve Hatıralar
1 Mart 2021

 

Muhterem Ömer Öngüt
-kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin
Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (119)

 

Çok İbadet Edip Çok Çalışalım ki, İhtiyarlıkta Nedamet Etmeyelim:

Bu nurlu yolda çalışmaktan bahsettiler ve bir ihvana buyurdular ki:

“Zaten bizim ticaretimiz inşallah bu olacak. Gayret etmemiz lâzım.

Fakat hiçbir zaman hiçbir şeyi kendimize benimsemiyeceğiz. Ancak Allah namına yapılan gayret bizim içindir. Nefsimiz benimserse, puta tapmaktan farksızdır. Bizi bize bırakmamasını Allah’ımızdan dileyeceğiz. Korkunç şeydir.

Çok ibadet edip çok çalışalım ki, ihtiyarlıkta nedamet etmeyelim.

“Ah... Gençliğimde gücüm kuvvetim yerindeydi, Allah’ıma taat etseydim, şimdi böyle meyüs olarak kalmazdım” demememiz için, elden gelen fırsatı ruhsat bilmemiz gerekiyor.

İhtiyarlıkta insan ne kadar çalışayım derse, çalışamaz. Bütün çalışma gençlikte. O bakımdan biz gençlere çok değer veriyoruz.”

“Gençlikte biz dünya işlerine biraz fazla çalıştık. Çok çalışmamıza rağmen, Hazret-i Allah bir dünyalık vermemişti.

Allah’ım rahmeti ile yâd etsin, nura gark etsin, rahmetli annem “Oğlum! Seyrediyorum gençliğinde birçok badireler başından geçti. Allah’ım ihtiyarlığında rahatlık versin...”

Hikmet-i ilâhi, gençlikte çok çalıştık. Bu çalışma esnasında derdik ki; “Ah ne zaman beş dakika dinleneceğim?”

Fakat tabiiki yalnız dünya çalışması değil, manevi çalışma da ona göreydi.

Bizim mukayyed üç saat uykumuz vardı. Mütebâki vakitlerde Cenâb-ı Allah’ımıza kulluk yapmakla geçirirdik. Bu arada bir çay yapma vaktini bulamazdık. “Çay ile mi uğraşacağım?” diye, günlerce değil aylarca çay içmezdik. Halbuki su kaynardı.

Bilhassa intisaptan evvel çok dünya meşguliyeti vardı.

Annemin duâsını Allah’ım kabul buyurmuş, bugün çok az çalışıyoruz, Hazret-i Allah her şeyi bol bol bahşetmiş.

Demek istediğimiz, mevzu olarak şu idi. Hakk’a dayanmalı, Hakk’tan istemeli, O’na çalışmalı. Çalışmaların en güzeli budur.

İnsan gerçekten bir köle olduğunu ve Rabb’ine taat etmenin çalışmaların başı olduğunu bilerek, hayatını bilhassa gençliğini oraya hasretmeli.

Bu arada kimseye muhtaç olmamak için, muhakkak ki dünya işlerine de çalışmamız lâzım. Çünkü borç yüktür, köleliktir. Bu yükten, kölelikten sıyrılmak için gerçekten çalışmamız lâzım.”

 

Kardeş Olalım Kardeş Ölelim:

“Bir kardeş havası olsun.

Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Kelâm-ı kadim'inde buyurur ki:

“Müminler kardeştirler.” (Hucurât: 10)

Ayrı-gayrı değildir. Fakat bugün dikkat ederseniz iki öz kardeş bile anlaşamıyor, küçücük bir menfaat parça parça yapıyor. Fakat bu yolda gaye, maksat, menfaat olmadığı için bu kardeşliği tahakkuk ettiriyor. Allah’ım ayırmasın!

Kardeş olalım kardeş ölelim, ahirette de beraber olalım, buna gayret edelim. Dünya menfaati geçicidir, süsü geçicidir. Nefsani arzulardan geçelim de O’nun rızâsını tahsil edelim.

Onun için gönül istiyor ki orası bir kardeş yuvası olsun. Kimseyi incitmemek, kimseyi kırmamak, her işi düzenli yapmak.”

 

Yeter ki O’na Sığınalım:

“Allah’ımızın ihsanı çok büyüktür. Bizim de isyanımız çok. Bunu gayet iyi bilelim. Hakk Celle ve Alâ Hazretlerimiz’in ihsan buyurduğu nimetlere şükretmek için, ona sımsıkı sarılmamızın lâzım geldiğini cidden idrak etmemiz lâzım.

Ne emrettiyse o şey güzeldir. Emrettiği şeyin üzerinde durmak, akıl yürütmek yersizdir. Bu suretle yol daha kestirmeden alınır. Tekamüliyet sayesinde Hakk ve hakikat daha güzel anlaşılır.

Şüphesiz nafile ibadet, insana büyük ölçüde yol verir. Ama ihlâslı ve itimatlı olacak.

Buradaki itimat Hakk Celle ve Alâ Hazretlerimiz’e olan itimattır. O zaman Allah’ımız bizi muhafaza eder, dalalete düşürmez. Yeter ki O’na sığınalım.

Boşlukta kalıyoruz. Veyahut o an için nefsimize uyuyoruz ve küçük sandığımız hatalara düşüyoruz. Fakat o küçük hatalar çok büyüyerek bize pahalıya mâl oluyor. Zamanı gelince öğreniyoruz, fakat geç kalıyoruz, iş işten geçiyor. Bu zararı muhakkak görüyoruz.

Bu cezayı, Hakk Celle ve Alâ Hazretleri kulunu seviyorsa dünyada verir.

Bu makamdan illâ Hakk’a sığınalım.

“Allah’ım nefsime fırsat verme, beni bana bırakma” diye Allah’ımıza çok niyaz etmemiz lazım.”

 

Nurlu Sözler Hikmetli Beyanlar:

“Dilediğini dilediği zaman gönderir. Bizi çekecek, Hazret-i Mehdi’yi vazife başına getirecek. O dururken İsa Aleyhisselâm’ı gönderecek. Duruma göre hareket. Ümmet-i Muhammed yalnız kalmıyor yani.”

“Burada olalım burada ölelim. Yoksa kurtuluş mümkün değil, kalacak bir fert yok.

Kavaklarda yapraklar var. Şöyle bakıyorum ne kadar yaprak var, burada da ne kadar insan var, fakat sonbaharda o yapraklar dökülüyor, bu harplerde de bu insanlar böyle dökülecek. Yaprak dökülür gibi dökülecek.”

“İdare çok mühim bir şey. Her şeyi göreceksin görmezden geleceksin, her şeyi bileceksin bilmezden geleceksin.”


  Önceki Sonraki