Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 324.SAYI - Ömer Öngüt
324.SAYI, Eylül 2020
Hakikat 324. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

“Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri’ne; O’nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz’e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram’ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun.”

 

Muhterem Okuyucularımız;

Dikkat ederseniz, son zamanlarda Türkiye gerek küffara gerek küffarın işbirlikçisi münafıklara karşı hem dışta hem içte büyük bir mücadele veriyor. Harp tehlikesi iyice artmış durumda; patladı, patlayacak. Her şey Hazret-i Allah’ın hükmüne bakıyor. O ne murad ederse o olur. Dilerse çıkarttırır, dilerse geçiştirir.

“Hüküm, yücelerin yücesi ulu Allah’ındır.” (Mü’min: 12)

Düşmanımızı tanımamız ve düşmana karşı tedbirli olmamız; Allah ve Resul’üne sığınıp O’nun yolunda azimle mücadele ve mücahede etmemiz icap ediyor. Bu yayınlarımız küffarla yapılan bu mücadeleye manevî bir destek içindir.

Hıristiyan haçlılar, yahudiler ve bazı İslâm ülkelerinin başındaki münafık yöneticiler el birliği içinde Türkiye’yi bir ateş çemberi ile çevirmeye çalışıyorlar.

“Onlar size fenalık etmekten aslâ geri kalmazlar. Size sıkıntı verecek şeyleri isteyip dururlar. Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür.” (Âl-i imran: 118)

Kâfir ve münafıklar Türkiye’nin kendi hak ve menfaatlerini korumasından, mazlum milletlerin yanında olmasından, kardeş milletlerin arkasında durmasından çok rahatsızlar.

Kâfirler birbirinin dostudur. Bunu Cenâb-ı Hakk bize bildiriyor:

“Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar.” (Mâide: 51)

Türkiye’den çekindikleri için taşeronlarını öne sürüyorlar. Türk ordusu birçok cephede teyakkuz halinde: Yunanistan, Suriye, Irak, Libya, Ermenistan, Ege, Akdeniz…

Her an bir ya da birkaç cephede harp başlayabilir. Küffar bir yandan PKK’yı devlet haline getirmeye çalışıyor, diğer yandan saldırmak için fırsat kollayan Yunan’ı kışkırtıyor.

Yunan bizden bir şey kopartacak değil, ancak yakıcı silahları ile büyük zararlar verebilirler. Türkiye’nin gücünün birçok yere bölünmesini, enerjisini, imkânlarını birden çok cephede sarfetmesini fırsat bilip aniden saldırabilirler.

Gerek Yunan’ın Türkiye’yi tehdit etmesini, gerek bu kritik dönemde Ermenilerin Azerbaycan’a saldırmasını, düşman mahfillerinin Türkiye’yi hedef alan eylemleri olarak görmek lâzımdır. Aynı güçler Libya, Suriye, Irak, Sudan, Somali, Doğu Akdeniz gibi stratejik, askerî, ekonomik hamlelerimizin olduğu her yerde bize karşı gizli-açık düşmanca bir savaş yürütüyorlar.

Bu kadar saldırı oluyor, bizim bu kadar isyanımıza, hatamıza rağmen O’nun hep ihsanından, ikramından olarak Allah-u Teâlâ bu kadar muzafferiyet, bu kadar muvaffakiyet veriyor.

Cenâb-ı Hakk bu kadar kâfir ve münafığın bir arada olduğu düşmanlara karşı Resulullah Aleyhisselâm’a ve ashabına Bedir’de muzafferiyet bahşettiği gibi murad ederse bize de bahşeder.

Sabır ve sebat ederek kendisine itimat edenleri Allah-u Teâlâ büyük yardımlara nâil buyuracağını Bedir’i numune göstererek Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyurmaktadır:

“Andolsun ki siz güçsüz olduğunuz bir durumda iken Bedir’de Allah size yardım etmişti. O halde Allah’tan korkun ki, şükretmiş olasınız.” (Âl-i imrân: 123)

Dünya da gittikçe kaynıyor. Büyük harplerin çıkma ihtimali günagün artıyor. Hastalık, deprem, sel vs. türlü afatlar gittikçe çoğalıyor.

Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri’nin tabir buyurdukları gibi; “Harp ve harabiyat devri”ndeyiz.

Yani savaş ve yıkım devri.

Bize düşen bu müzayakalı devirde Allah-u Teâlâ’ya yönelmek ve sığınmak, O’nun yolunda ve O’nun uğrunda mücadele ve mücahede etmektir.

Ölsek de O’nun yolunda ölelim.

Canımızı verelim, imanımızı, vatanımızı vermeyelim.

Bunları bilelim ki bu günlere hem madden hem mânen hazırlanabilelim. Bu badireleri, bu müzayakalı, ibtilâlı, dehşetli günleri atlatabilmek için Allah ve Resul’üne yönelelim, Allah-u Teâlâ’ya sığınıp, O’nun ilâhi yardım ve muhafazasını niyaz edelim.

Baki esselâmü aleyküm, ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Küffar Her Yönden Türkiye’yi Ateş Çemberine Almaya, Kuşatmaya Çalışıyor Ama Allah-u Teâlâ Bu Gemiyi Batırmayacak! - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Küffar Her Yönden Türkiye’yi Ateş Çemberine Almaya, Kuşatmaya Çalışıyor Ama Allah-u Teâlâ Bu Gemiyi Batırmayacak!