Yağmur aniden bastırmıştı. Gökten âdeta kovadan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Hemen kendine yürüdüğü sokakta bir siper aramaya çalışıyordu ki “Sel geliyooor kaçın!” diye bir bağrışma duydu. Her şey bir anda olmuştu. Arkasını dönüp baktığında çamurlu sel dalgaları bacaklarını çoktan yakalamış, içine almıştı. Karşı koyamadığı akıntı yıktı ve sürüklemeye başladı kendisini. Şoka girmişti.
Önce gözünün önünden geçen devrilmiş ve içi boşalmış çöp konteynerlerini sonra da yanından yüzüp geçen bir arabayı gördü. Sağında kendisi gibi akıntıya kapılan bir sokak kedisi miyavlayarak geçerken solundan lağım fareleri geçti. Ev almayı düşünüyordu. Altınlarını bozdurmak için dışarıya çıkmıştı. Ne olup bittiğini anlayana kadar kuyumcuda bozdurmak için yanına aldığı, yıllarca biriktirdiği altınları, para cüzdanı azgın sularda kayboldu gitti. Ama hiç umursamadı bile. Çünkü canının derdine düşmüştü. Şu anda düşündüğü tek bir şey vardı, o da sadece ciğerlerini doldurabilecek tek bir temiz nefes alabilmekti. Ama nefes alamıyordu. Her geçtiği yere zarar vererek geçen taşkın suya lağım suları da karışmıştı. Nefes almaya çalıştıkça bu sudan da nasibini alıyordu. Selden kurtulabilme ümidi her saniye daha da kayboluyordu. 70 senelik hayatı, koca bir ömür gözlerinin önünden baştan sona saniyeler içinde geçti. Öyle hızlı geçti ki hayal etmek bile çok daha uzun sürerdi.
Hızla ilerleyen, önüne kattığı her şeyi sürükleyen, vurduğu binaları, yolları tahrip eden sel suları vücudunda da tarifi imkânsız acılara sebep oluyordu. Ama nefessiz kalmak bütün acıları bastırıyordu. Gözleri amansız suların arasında sadece bir şey arıyordu, tutunacak bir şey. Tutunup kurtulacağı bir şey. Tutunduğunda kendisini bu selin akıntısından çekip çıkartacak ve feraha ulaştıracak ve bu kâbusu bitirecek bir şey arıyordu.
Ahh! Şu anda böyle bir kurtuluş vesilesine nasıl da sımsıkı yapışıp sarılır, bırakmaz ve neler neler vermezdi. Bir anda gözlerine inanamadı, tam gözünün önünde çok sağlam ve kuvvetli bir ip belirdi, “Allah” diyerek ipe öyle bir sarıldı ki nefes nefese uyandığında sımsıkı sıktığı yumruklarını açmakta zorluk çekti. Avucunu açtığında tırnaklarının izi avuç içinde yer etmişti.
Derin bir nefes alarak tekrar taa yürekten “Allah” dedi. Gözlerini açtı ve bir telâşla kalktı, “İp” diyerek masasında duran Kuran-ı kerim’den dün akşam yatmadan önce okuduğu o Âyet-i kerime’yi tekrar okudu:
“Hepiniz topluca sımsıkı Allah’ın ipine sarılın, parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz. Allah gönüllerinizi birleştirmiş ve O’nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken, oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah, doğru yolu bulasınız diye size âyetlerini böyle açıklıyor.” (Âl-i imrân: 103)
Yüce kitabı aldı sımsıkı tuttu, öptü alnına koydu ve yüreğinin üzerine koyarak sımsıkı yapıştı. Mutluluğu ve huzuru görmeye değerdi.
Günümüzdeki hayat akışının bir sel felâketinden ne farkı var? Sayısızca nimetlere karşı unutulan şükür, kaybolan sabır, hoşgörü, parçalanmış didişen bir aile, bölünmüş kavgalı akraba ilişkileri, ölmüş olan sıla-i rahim, pamuk ipliğine dayalı menfaat ile beslenen dostluklar, nefislerini ayaklarının altına ‘taş’ değil de başlarına ‘taç’ yapan müsamahasız dinde kardeşler...
Oysa ki Allah-u Teâlâ;
“Hepiniz topluca sımsıkı Allah’ın ipine sarılın, parçalanıp ayrılmayın.” buyuruyor. “O’nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.” buyuruyor.
Oysa günümüzde bu kardeşliğe çok daha büyük ihtiyacımız olduğu bu zamanda toplumsal ve sosyal hayatımızdaki birliği, huzuru, mutluluğu tehdit eden çekişme ve didişme halleri her an içerisine düşüp yanabileceğimiz ateşten bir çukurun kenarında bulunmaya benziyor.
Allah-u Teâlâ insanların böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalmamaları için; topluca Allah’ın ipine, Kur’an’a sarılmalarını; kavgamızı, barışımızı ve küslüklerimizi onun hüküm ve prensipleri çerçevesinde değerlendirmemizi ve bu çerçeveden dışarı çıkmamamızı emrediyor.
Bir anına dahi hükmedemediğimiz dünya hayatında, toptan Allah’ın ipine sımsıkı yapışabilenlerden olabilmek duası ile...