Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (105) - Nurlu Sözler, Hikmetli Beyanlar - Ömer Öngüt
Nurlu Sözler, Hikmetli Beyanlar
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (105)
Dizi Yazı - İnciler ve Hatıralar
1 Aralık 2019

 

Muhterem Ömer Öngüt
-kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin
Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (105)

 

Nurlu Sözler,
Hikmetli Beyanlar:

Bir mevzu arasında, Şeyh Muhammed Es'ad Erbili -kuddise sırruh- Hazretlerimiz'den şöyle bahsettiler:

"Hazret-i Allah ne kadar büyük şehadet makamı bahşetmiş. İbtilâya bakın. Zaten bu ibtilâ onların büyüklüklerinin alâmet ve işaretidir.

Bir insanın büyüklüğünü görmek istiyorsanız, ibtilâsına bakın. Mânevi derecesini o nispette ölçmüş olursunuz."

"Dikkat buyurursanız bütün büyük Zevât-ı kiram hep acizliklerini ortaya koymuşlardır. Tevâzudan mı? Hayır. Hakikat bu olduğu için...

Bildikleri için, gördükleri için..."

"Manada bir tablo gördüm. Denizin ortasında yeşil bir ada resmi vardı.

Altında da "İlim, hikmet ülkesindedir." diye yazıyordu."

"O gördüğünüz deniz, feyiz deryasıdır. Ada ise, Hazret-i Allah'ın iskan ettirdiği kimseye işarettir. O'nun sevgililerinde, O'nun ihsan ettiği feyiz deryası mevcuttur.

Kime hikmet verilmişse, hakiki ilim ondadır.

Âyet-i kerime'sinde:

"Allah hikmeti kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilirse, ona muhakkak ki çok hayır verilmiştir." buyuruyor. (Bakara: 269)"

"İyilik Hakk'tandır. O bize iyilik bahşederse, O'nun bahşettiği iyilikle insanda iyilik husule gelir.

Bir kasada ne kadar para varsa, o paranın değeri nispetinde kasa da değerli olur. Hazret-i Allah kişide ne kadar iyilik yerleştirirse, yerleştirdiği iyilik kadar kişi iyidir. Kişide bir şey yok."

"Bu yolun önderlerine Hazret-i Allah öyle bir ikram ve ihsanda bulunmuştur ki, gayeleri ulaşmak değil ulaştırmaktır. Mânevî kumandan ordusunun selâmetini düşünür, kendi selâmetini değil."

"Gizli bir hususu arz edelim:

Farz-ı muhal ki birisini seviyorsun, o sevgi ve sureti senin kalbine nakşediliyor. Lâfzatullah çektiğin zaman kalbine nakşolduğu gibi, o sevgi de kalbe nakşediliyor. Ehl-i hakikat baktığı zaman senin kalbini görebiliyor, o nakışları da görüyor.

Hakk'ı seversen, zikrini yaparsan, Hakk'ın tecellîyâtına mazhar olursun. Lâfzatullah'ın nuru kalbine nakşolunur. Nefsin haz ve istekleri de böylece kalbine nakşolunuyor, bunların hepsi ayrı ayrı bir perde oluyor, Hakk'tan uzaklaşmaya vesile oluyor, Hakk'ın kalbe tecellîsine mâni oluyor."

"Kızım hafızlığa başladı. Başlangıçta iyi gidiyordu, şimdi o hız yok." diyen bir kardeşimize şöyle buyurdular:

"Çok dikkat edin çocuk haram lokma yemesin. Mümkün olduğu kadar helâl lokma yedirmeye gayret edin. İtimat edin biz insanlar ekseri zararı lokmadan alıyoruz."

Sohbet sırasında bir kardeşimize beyanları:

"Zât-ı âlinizin mâşaallah efkârdan pek fazla mâlumatınız var. İnsanın bir de iç âlemi var, iç âleme geçmek gerekiyor."

"Hakk Celle ve Alâ Hazretleri eğer ahirette ıstırap çektirmemeyi murad etmişse, dünyada çektirir. Bu da kişi için büyük bir nimettir.

Eğer şehâdet lütfunu bahşetmişse, kaynar suyun içine atılır da acısını hissetmez. Mühim, olan Hazret-i Allah'a teslim olmaktır."

"Bir ibtilâ anında nefis:

"Bunu haksız yaptın, bu böyle olmamalıydı!" gibi feveranlarla Hazret-i Allah'a isyan eder.

Halbuki Hazret-i Allah hükmünde hikmet sahibidir, O hep haklıdır. İnsanı çıkarsa çıkarsa, parça parça yapıp kuş yemi hâline getirse, O yine haklıdır. Hakikat da budur."

"Hayat boyunca dikkatli olun! Gönül kırılması cam kırılmasına benzemez. Cam kırıldığı zaman camcıyı çağırır taktırırsın. Gönül kırılması ise çok korkunçtur."


  Önceki Sonraki