Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Gündem - Barış Pınarı Harekâtı-Türkiye İkinci İsrail'i Kurma Zihniyetini Parçaladı! - Ömer Öngüt
Barış Pınarı Harekâtı-Türkiye İkinci İsrail'i Kurma Zihniyetini Parçaladı!
Gündem
Uğur Kara
1 Kasım 2019

 

- Barış Pınarı Harekâtı -
Türkiye İkinci İsrail'i Kurma Zihniyetini Parçaladı!

Türk Ordusu'nun başarısı, Amerikan askerinin çekilmesi ve "İkinci İsrail" projesinin çökmesi yahudi mahfillerinde derin bir hayal kırıklığı ve telâşa sebep oldu. Bütün dünyayı ayağa kaldırmaya, Türkiye'yi durdurmaya çalıştılar.

 

Türkiye "Barış Pınarı Harekâtı" ile Suriye topraklarındaki terör harekâtlarının üçüncüsünü yaptı.

Ordumuzun bir hafta gibi kısa bir zamanda elde ettiği büyük başarının ardından hem Amerika ile hem de Rusya ile terör örgütü PKK'nın 30 km.lik harekât alanının dışına süpürülmesi noktasında mutabakata varıldı. Sahadaki zafer masadaki kazanımlarla taçlandırılmış oldu. Türkiye dünyanın en büyük iki askerî ve siyasî gücüne pozisyonunu kabul ettirdi.

Barış Pınarı Harekâtı ile İsrail-Amerika-PKK ittifakının terör devleti hayalini sükûta uğratan Türkiye varılan mutabakatlarla Suriye'deki terörle mücadelesine bir virgül koymuş oldu. Zira PKK güneye süpürülecek olsa da hâlâ Suriye'de duruyor ve küffar devletleri Türkiye'nin bölgede Afrin'deki gibi bir düzen kurmasını istemiyor, hazmedemiyor. Türkiye Suriye'ye girerken hedefini PKK'yı tamamen yok etmek olarak değil, 30 km. güvenli bölge oluşturmak olarak koymuştu. Bu bağlamda büyük ölçüde hedeflere ulaşılmış oldu. Fakat Türkiye eninde sonunda, ileriki zamanlarda bu terörü yok etmek için yeni adımlar atacaktır, atmak zorunda kalacaktır. Türkiye'ye yönelen düşmanlık devam ettiği müddetçe Türkiye'nin mücadelesi de devam edecektir.

Uzun zamandır Fırat'ın doğusunda bir terör koridoruna, bir terör devletine asla izin vermeyeceğini açıklayan ve sınır ötesi operasyon için her türlü hazırlığı yapan Türkiye, birkaç defa harekâtı ertelemişti. Nihaî karar verildiğinde Amerika Türk Ordusu'nun kararlı tutumu karşısında geri adım atarak askerini çekeceğini açıkladı. PKK, sırtını dayadığı, ilah gibi sarıldığı Amerika kendisini ortada bırakınca şaşırıp kaldı, daha harp başlamadan kaçmaya başladı.

Şanlı Türk Ordusu, bu İslâm Ordusu, birleşmiş Siyonist-Haçlı ittifakına karşı parlak bir zafer daha kazandı.

 

Yahudi-Siyonist Mahfillerdeki Hayâl Kırıklığı ve
Türkiye Aleyhindeki Kampanya:

Türk Ordusu'nun başarısı, Amerikan askerinin çekilmesi ve "İkinci İsrail" projesinin çökmesi yahudi mahfillerinde derin bir hayal kırıklığı ve telâşa sebep oldu. Bütün dünyayı ayağa kaldırmaya, Türkiye'yi durdurmaya çalıştılar. Amerika, Avrupa, Çin ve hatta Arap Birliği Türkiye aleyhine açıklama yaptı. Avrupa ülkeleri birer birer Türkiye'ye silah ambargosu kararları aldı.

Türkiye Afrin'de de PKK ile savaşmıştı ancak bu kadar gürültü kopmamıştı. Türkiye'nin bu kadar haklı olduğu bir davada aleyhimize büyük bir kampanya ile karşılaştık. Bunun en büyük sebebi yahudinin, İsrail'in planlarının bu harekât sebebiyle çökmesidir.

Haçlı Batı da bu yaygaraya hemen sahip çıktı. Halbuki Suriye'de tesis edilecek istikrar öncelikle kendilerinin işine yarar, Avrupa'ya yönelen göçmen dalgasını durdurur. Fakat Türkiye düşmanlığı genlerine öyle bir işlemiş ki; hepsi teröristlerin tarafında saf tuttular.

Yahudi siyonist lobi elinin uzandığı her ülkeyi, her kuruluşu, mason mahfillerini, içimizdeki uzantılarını harekete geçirdi.

Bir düşünün; Türk askeri Suriye'de teröristlere karşı büyük bir savaş verirken Kıbrıs'ta Türkiye sayesinde kurulan devletin başındaki bir adam çıkıyor "1974'te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır." diye konuşuyor. Türkiye'de bir büyükşehir belediye başkanı kalkıp Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Kıbrıs politikasını eleştirip Rum ağzıyla konuşuyor.

Suriyede harekât yapılırken bu insanların aklına Kıbrıs, Doğu Akdeniz nereden geliyor acaba?

Anlaşılıyor ki mason mahfilleri dahil dünyadaki bütün lobiler harekete geçirilmiş, ellerinin uzandığı herkesi konuşturuyorlar. konuşturmaya çalışıyorlar.

 

Küfür Tek Millettir:

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde "Küfür tek millettir." buyuruyorlar. Bu harekât sebebiyle ortaya çıkan küresel kampanya âdeta bu Hadis-i şerif'in tecellisi olmuştur.

Bu vesileyle bu millet küfrün, nifakın gerçek yüzünü, bize olan düşmanlığını bir kez daha gördü. Allah-u Teâlâ'nın beyân-ı ilâhî'si aşikâr oldu:

"Şüphesiz ki kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır." (Nisâ: 101)

"İnsanlar içerisinde, müminlere en şiddetli düşman olarak yahudileri bulursun." (Mâide: 82)

Yahudinin, Haçlı Batının, küffarın bu düşmanlığı Hazret-i Allah'a hasım kesilmelerinden gelir:

"Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin." (Mümtehine: 1)

Allah'ın düşmanı olanlar müslümanların da düşmanıdır. Bu milletin hususi düşmanıdır. Zira İslâm'ın bayraktarlığı bu millettedir. Dolayısı ile Türkiye'nin düşmanının çok olmasına şaşırmamak gerekir.

 

Amaçları Türkiye'yi Bölmek ve İkinci İsrail'i Kurmaktı;

Altı Yıllık Emekleri Altı Günde Çöktü:

Amerika ve İsrail'in bütün iş ve icraatları bir terör devleti kurma ve Türkiye'yi parçalama niyetlerini açıkça bize gösteriyordu. Ancak Türkiye'nin tepkisini çekmeden sinsice ilerlemeye çalışıyorlardı.

Ve fakat artık işler öyle bir noktaya geldi ki, artık bu niyetlerini açıkça dile getiriyorlar.

Newsweek dergisine konuşan bir Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi şöyle dedi:

"Sizinle dürüst olmam gerekirse Amerika için Türkiye, Suriye ve Irak boyunca uzanacak bir Kürt devleti daha iyi olacaktır. Ve bu ikinci bir İsrail gibi olacaktır bölgede."

Hep konuşulan şey ilk defa resmi bir ağızdan dile gelmiş oldu. Hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde görülüyor ki amaçları Türkiye'yi bölmek ve ikinci israili kurmak.

Nitekim İsrail'li yetkililer de son yıllarda PKK'ya, Kürt Devleti adı altında devlet kurulmasına verdikleri desteklerini dile getirmeye başlamışlardı.

İsrail'de yayınlanan Jerusalem Post gazetesinin Barış Pınarı Harekatı için "6 yıllık çalışma 6 günde çöktü." diye başlık atması da büyük bir itiraf oldu.

Askerî uzmanlar bir savaş durumunda savunma için yapılan yığınaklanmanın, cephane depolarının hemen sınırın dibine yapılmadığını, oysa PKK'nın Resulayn gibi hemen sınırımızın dibinde büyük yığınaklanma yaptığını, cephanelikler kurduğunu, şehirde kazılan devasa tünellerin sınıra kadar uzandığını, bu durumun Türkiye'ye karşı bir taarruz niyetini gösterdiğini değerlendiriyorlar.

Görülüyor ki arkasına Amerika'yı, yahudiyi, Haçlı Batı'yı alan PKK iyiden iyiye Suriye'de bir devlet kurup Türkiye'ye saldırabileceği zehabına kapılmıştı.

Hem Amerika'nın hem PKK'nın bu zihniyetini parçalamak gerektiğine dair Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri 2006 yılındaki bir beyanlarında şöyle buyurmuşlardı:

"Bütün gayeleri Türkiye'yi parçalamak. Onun için asker orayı vurmak zorunda, ne pahasına olursa olsun. An be an ip geriliyor. Kıbrıs'a vurduğu gibi buraya da vurmak zorunda, Amerika'nın bu zihniyetini parçalamak zorunda. Amma harp açılır? Zaten açılacak."

Burada Türkiye'ye kastetmek üzere bir terör devleti kurmaya çalışıyorlardı. Bu harekât ile bu niyetleri parçalanmış oldu. Elhamdülillah!

 

PKK Bu Projenin Taşeronu:

PKK; Suriye'de yüzbinlerce Kürt'ü sürgüne gönderen; kendi otoritesini kabul etmeyen Kürtleri katleden; 12-13-14-15 yaşındaki çocukları dağa kaldırıp eline silah veren; çocuk, kadın, bebek ayırt etmeden katliam yaparak Kürtler arasında korku ve tedhiş yaymaya çalışan; yirminci yüzyılın komünist rejimleri gibi zulüm, işkence, infaz her türlü yöntemle despot bir tahakküm kurmaya çalışan; kaçakçılık, uyuşturucu ticareti her türlü illegal işleri icra eden; ormanları yakan; şehirlerde bombalı terör eylemleri düzenleyen bir terör örgütüdür. PKK bu insanlık dışı yüzü sebebiyle Amerika ve Avrupa'nın da terör örgütleri listesindedir.

Buna rağmen bu terör örgütünü Amerika olsun Avrupa olsun niçin bu kadar destekliyor?

Buradan küffarın Kürtlerin dostu olmadığını, PKK'yı kendi planlarına taşeronluk yaptığı için desteklediklerini ve daha önemlisi dini ve imanı kaldırmaya çalıştıkları için "Küfür tek millettir" Hadis-i şerif'i mucibince bu terör örgütünü müslüman Kürtlere ve Türklere tercih ettiklerini anlayabilirsiniz.

Taşeron olduğu için, Türkiye'ye düşman olduğu için bu terör örgütüne hiçbir küffar devleti ses çıkartmıyor, hatta destekliyor.

Oysa Kürtlere en büyük zararı PKK veriyor. Hem canlarına, hem mallarına, hem huzurlarına hem de imanlarına kastetmeye çalışıyor.

Amerika askerini çekmeye başlayınca PKK'lılar Amerikan askerlerinin araçlarını taşladılar. "Amerika bizi sattı" diye ağladılar. İşte görüyorsunuz bunların kime bel bağladığını. Hazret-i Allah'ı bırakmışlar Amerika'ya bel bağlamışlar. Amerika sayesinde devlet kuracaklarını zannediyorlar.

Bu zanlarının boş bir hayal olduğunu gördüler. Daha görecekleri var.

 

Ordumuzun Başarısı:

Türkiye'den çekiniyorlar. Zira itiraf edemedikleri bir gerçek son yıllarda iyice ortaya çıktı:

Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı diye başlayan harekât silsilesinde Türk Ordusu, silah, lojistik, para, eğitim, taktik ... her türlü desteği arkasına alan terör ordusunu perişan etti, yerle yeksan etti.

Dünyada hiçbir ordunun cesaret dahi edemeyeceği savaşlara cesaretle, iştiyakla dalan; çok kısa zamanda net ve kalıcı zaferler kazanan; "Ölürsek cennet, kalırsak vatan bizim" parolası ile hareket eden; kendi silahını kullanmaya başlayan; dünyanın en deneyimli ve profesyonel askerine sahip bir ordunun karşısına çıkmaya kim cesaret edebilir?

Bu gerçek onları korkutuyor ve çekindiriyor.

Allah korktuklarını başlarına getirsin. Onları kahr-u perişan eylesin. Kötü niyetlerini kendi aleyhlerine çevirsin. Allah ordumuzun yar ve yardımcısı olsun.

 

Allah-u Teâlâ Müslümanları

Allah Yolunda Savaş İçin Teşvik Ediyor:

Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın ki; vatanımıza kastetmek için planlar çeviren küffara karşı verilen bu savaş; küffarın güdümünde din ve vatanı yıkmaya çalışan bir terör örgütüne karşı yürütülen bu operasyon; Siyonist-Haçlı ittifakına karşı yürütülen, ilâhi nazar ve desteği celbeden büyük bir mücâdeledir.

Âyet-i kerime'lerde şöyle buyuruluyor:

"Yeminlerini bozan, Peygamber'i sürgüne göndermeye kalkışan ve ilk önce size karşı savaşa başlamış olan bir kavme karşı savaşmayacak mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer siz inanıyorsanız, bilin ki asıl korkmanız gereken Allah'tır.

Onlarla savaşın ki Allah sizin ellerinizle onlara azap etsin, onları rezil etsin, sizi onlara karşı galip kılsın ve müminlerin gönüllerini ferahlandırsın." (Tevbe: 13-14)

Bu Cenâb-ı Hakk'ın vaadidir.

Allah yolunda, vatan uğrunda savaşan kahramanlar için Allah-u Teâlâ'nın vaad-i Sübhânî'si vardır:

"Öyleyse dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır ve öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz." (Nisâ: 74)

Bu savaş iman-küfür savaşıdır, Allah yolunda cihaddır. Allah için, dinin ve vatanın muhafazası için, küfrün yok edilmesi için savaşan bu İslâm ordusunun neferleri bu büyük müjdenin tâlipleridir. Öldürülürlerse "Şehid", geride kalanları "Gâzi"dir. Bu gâzi milletin, bu gâzi ordunun neferleridir. Allah'ımız askerimizin niyetini, ordumuzun şevketini ziyadeleştirsin. Bize daha nice zaferler nasip eylesin. Şâirin sözleriyle:

"Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.

Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbi.

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın." (Yahya Kemal Beyatlı)

Hazret-i Allah ordumuzu muzaffer etsin. Vatanımızı muhafaza etsin. Küffara fırsat vermesin.

"Allah'ım! Ümmet-i Muhammed'i affet! Vatanımızı muhafaza et! Ordumuzu muzaffer et!" (Ömer Öngüt -kuddise sırruh-)

"Yâ Rabb'i! Halilullah Mekke için duâ etti,

Yâ Rabb'i! Resulullah Medine için duâ etti,

Yâ Rabb'i! Fakir bu devlet için duâ ediyor, bu devlete zevâl verme!" (Ömer Öngüt -kuddise sırruh-)

 

Türk Ordusu'nun Yanında Savaşanlar ve

Türk Ordusu'na Silah Çekenler:

Küffarla, Haçlılarla, Amerika ve İsrail'in teröristleriyle savaşan Türk Ordusu'nun yanında savaşmak ile karşısında savaşmak arasındaki fark iman ile küfür arasındaki fark gibidir. Zira küffara karşı savaşan bir İslâm ordusuna kılıç çekmek ebedî felâkete sebep olacağı gibi, bu ordunun yanında kılıç sallamak ise şehadete, ebedî saâdete sebeptir. Bazı akl-ı evvellerin Türk Ordusu'nun yanında savaşan, Türk subayından emir alan Suriyelilerle, Türkiye'yi yıkmaya çalışan, bombalarla, terörle masum müslümanları öldüren, Türk askerini, subayını yakan IŞİD gibi terör örgütlerini aynı kefeye koyması ya gaflet ve dalâlet ya da ihânettir.

İmandan nasibi olmayan, terör örgütüne terörist diyemeyen, YPG'yi arkalamaya çalışan, küffarın ekmeğine yağ süren bu fitnecilere Hazret-i Allah fırsat vermesin.

 

Fitne Terör'den Daha Çok Zarar Veriyor:

Allah-u Teâlâ suçsuz yere bir insanın öldürülmesini bütün insanlığın öldürülmesi ile bir tuttuğu hâlde, bir insanın öldürülmesi bu kadar büyük bir günah olduğu hâlde; fitne çıkartanlar hakkında şöyle buyuruyor:

"Fitne çıkarmak, adam öldürmekten daha kötüdür." (Bakara: 191)

Hadis-i şerif'te ise şöyle buyuruluyor:

"Fitne uykudadır, Cenâb-ı Hakk onu uyandıranlara lânet etsin." (Camiüs-sağir)

Binaenaleyh terör çok büyük bir günah ve suç olduğu halde, terörü besleyen fitneyi çıkartanların ve yayanların suçu Allah indinde terörden daha büyüktür.

Siyonistler ve Haçlı Batı bunu bildiği için teröre odun taşıyan fitnelere her zaman kol kanat geriyor.

Bu sebeple terör zihniyetini yayan, besleyen, teröre, dağa eleman taşıyan yapılarla da aynı mücâdele verilmelidir. "Eline silah almayan meşrudur." yanlış kabulü terkedilmeli, teröre odun taşıyanların örgütlenmesine, devlet imkânlarından yararlanmalarına müsâde edilmemelidir. Bazı cesur adımları atma zamanı gelmiştir.

 

Büyük Harpler Kapıda:

Amerikan Başkanı açıklamalarında: "PKK için Türkiye ile savaşmak mantıklı değil." diye özetlenebilecek sözler söylüyor. Amerikan Savunma Bakanı da "Kürt devletini mümkün kılmak için Türkiye gibi yılların NATO müttefikine karşı savaşmayacağız." diyor. Demek ki oturup konuşmuşlar; "Türkiye ile harp edebilir miyiz?" diye ve bir karar vermişler. Muhtemelen bizim ordumuz da muhtelif harp oyunları yapmıştır. Artık, Amerika ile harbin konuşulmaya başlandığı bir zamandayız.

Bu arada Yunanistan'a da dikkat etmek lâzım. PKK gibi taşeronluk yapmaya, destek bulsa saldırmaya hevesliler. Barış Pınarı Harekâtı esnasında bir Yunan milletvekili Fransa'ya seslenerek; "Eğer siz Suriye'ye müdahale ederseniz biz de Türkiye'ye savaş açar saldırırız." meâlinde bir açıklama yaptı. Bizim zaafımızı, fırsatını gözlüyorlar. Suriye'de, Doğu Akdeniz'de büyük bir savaş çıksa hemen vuracaklar. Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri değişik vesilelerle Yunanistan'ın bize saldırmak için fırsat kolladığını ve onlarla bir savaşımız olduğunu haber vermişler; "Yunanlılar saldırmak için kararlılar." buyurmuşlardı.

Binaenaleyh siyonist lobi dünyayı karıştırmaya ve yeni bir büyük savaş çıkartmaya çalışıyor. "İki dünya savaşından sonra İsrail'i kurduk. Üçüncüden sonra 'Küresel Kraliyet'i kuracağız!" diye düşünüyorlar.

"Onlar yeryüzünde durmadan fesat çıkarmaya koşarlar." (Mâide: 64)

Türkiye'yi şeytanlaştırmaya çalışmalarının, DEAŞ destekçisi gibi göstermek istemelerinin arka planında bunlar var.

Allah'ım bizi şerlerinden muhafaza buyursun.

"Allah tuzak kuranlara karşılık vermekte en güçlü olandır." (Âl-i imrân: 54)


  Önceki Sonraki