Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
EVLİYÂ-İ KİRAM -kaddesallahu Esrârehüm- Hazerâtı'nın "Hâtemü'l-Evliyâ" Hakkındaki Beyan ve İfşaatları (208) - Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- (12) - Ömer Öngüt
Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- (12)
EVLİYÂ-İ KİRAM -kaddesallahu Esrârehüm- Hazerâtı'nın "Hâtemü'l-Evliyâ" Hakkındaki Beyan ve İfşaatları (208)
Dizi Yazı - "Hâtemü'l-Evliyâ" Hakkındaki Beyan ve İfşaatlar
1 Mart 2018

 

EVLİYÂ-İ KİRAM
-Kaddesallahu Esrârehüm- HAZERÂTI'NIN
"HÂTEMÜ'L-EVLİYÂ" HAKKINDAKİ
BEYAN ve İFŞAATLARI (208)

Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- (12)

"Menâzilü'l-Kurbe": "Yakınlık Menzilleri" / 3

 

Takvâ Hakkında Bir Mesele:

"Takvâ"ya gelince;

Takvâ (sakınma) türleri beştir: Allah'tan sakınma, Rabb'le ilgili sakınma, (Mahşer) gününden sakınma, ateşe karşı sakınma, iffet yerlerinin sakınıp korunması.

Şu kadar var ki Allah'tan sakınma; O'ndan başka birine (mâsivaya) yönelmekten sakınmadır. Bu hususta herkes için hududlar ve dereceler vardır; ona yönelen O'ndan uzaklaşıp kendini alçaltarak puta tapınmaya yönelmiş sayılır.

Putlardan medet ummaktan sakınmak lâzımdır.

Allah-u Teâlâ onu:

"Bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye onlara kulluk ediyoruz." şeklinde târif buyurmuştur. (Zümer: 3)

Ona yönelmek, zararları da faydaları da cârî kılan kimseyi onların önlerine çıkarır, tâ ki onlarla yakınlaşsınlar. Onun kalbi onlarla alâka kurar, onlardan kaçınma hususunda Allah'a asi olurlar. O'na yönelen ise O'nun için amel etmeye yönelir, tâ ki O'na tevekkül edebilsin; yarın kurtuluş ve necâtla O'na dönebilsin.

Rabb'le ilgili sakınma O'nunla Rubûbiyyet'i hususunda hasımlaşmaktan sakınmaktır. Hasımlaşmaya kalkışanlar için de birtakım hudud ve dereceler vardır. Hasımlaşan der ki: 'Bizim üzerimizdeki günahlar ilâhi takdirindir, sonra da bize azab edilmektedir.' Tâ ki böylece Kureyş müşrikleri gibi Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-e gelirler.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

"Onlar Allah'ın hasımlarıdır." buyurmuştur. (Müslim-Tirmizî)

Nâzil olan Âyet-i kerime'lerde ise şöyle buyurulmuştur:

"Şüphesiz ki müşrikler bir dalâlet ve sapıklık içindedirler. O gün yüzükoyun ateşe sürüklenirler: 'Cehennemin dokunuşunu tadın!' Biz her şeyi bir kaderle yarattık." (Kamer: 47-49)

Hasımlaşan der ki:

"Allah'ın dileseydi doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız?" (Yâsîn: 47)

İşte onlar zındıkların ta kendileridir.

Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:

"Siz gerçekten sapıtmış kimselersiniz!" (Yâsin: 47)

Hasımlaşan yine der ki:

"Yeryüzünde bozgunculuk yapacak, kanlar dökecek kimse mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor, devamlı takdis ediyoruz." (Bakara: 30)

Onlar ise Âdem Aleyhisselâm'ın durumu karşısındaki meleklerdir.

Allah-u Teâlâ ise şöyle buyurur:

"Ben sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim." (Bakara: 30)

Allah-u Teâlâ Peygamber Aleyhisselâm'a ise şöyle dedirtmiştir:

"Mele-i âlâ'da kendi aralarındaki tartışmalarına dair benim hiçbir bilgim yoktu." (Sâd: 69)

O'nun ahkâmı hususunda hasımlaşanın hasımlaşması ise: "Böyle olmasaydı da, şöyle olsaydı!", "Böyle olmasa olmaz mıydı?" şeklindedir. Bunlar bir de tevhid ehlidir.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-den rivâyet edildiğine göre, onunla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

"Size ne oluyor ki hayıflanıyorsunuz! Hiç şüphe yok ki hayıflanmak şeytanın amelindendir." (Müslim-İbn-i Mâce)

Hasımlaşan kimse O'nunla tedbir ve idaresi hususunda hasımlaşan; O'nun vahdâniyyeti gibi Rabb'inin tedbiri üzerine sahip olduğu ilimden kendisine ulaşan bir şeyle, dünya ve ahiret işlerinde nefsinin ilkâsına göre tedbirde bulunan kimsedir. Allah'a karşı cahildir ve nefsinin reyi yüzünden şaşkınlığa düşer, sahiplenir ve hükmünü yürütmeye çalışır.

(Mahşer) gününden sakınmaya gelince; bu, sevaplar, cezâlar, adâlet ve ilâhi nusretle ilgili olarak onun Allah'tan haşyet duyacağı gündür. Sevaplar da, cezâlar da "Ubûdet"e karşılık gerçekleşir; aynı zamanda küfrâna karşılık da cezâ gelir. Boşlukları kendisiyle kapanıncaya dek ona kendi adâletini izhâr eder, dillerini onunla harekete geçirir, onun hakkına yardımcı olur, sonra da ilâhi rahmetini neşreder; faziletini ibrâz eder, cömertlik ve keremini boşaltır, beşer kalbi üzerinde tehlike bırakmayacak şeyin en güzelini zâhir eyler.

Bu gündeki yaratılış ise O'nun şu buyruğundan öğrenilebilir:

"Gökleri ve yeri hak ile yaratan O'dur. 'Ol!' dediği gün her şey oluverir. O'nun sözü haktır. Sûr'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur." (En'âm: 73)

Onun miktarı, dünya günlerine göre elli bin yıl miktarı uzunluktadır. Başlangıçta zikrettiğimiz şeylerin tümü bu günün yarısında meydana gelir; tâ ki gece yarısına erişince, sevilenler kendilerine söylenilenler hakkında daha ziyade şekilde cennetin kapısına toplanırlar. Rahmân onları ziyâfetle karşılar. Nitekim onların en sonuncusu da, duydukları korkudan sonra Sırât'tan çıkarılır.


  Önceki Sonraki