Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Felâk Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (3) - Ömer Öngüt
Felâk Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (3)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Aralık 2017

 

Felâk Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (3)

 

Sihir Nedir?

Sihir; sebebi gizli olan ve aslına uymayan, gözbağcılık, düzenbazlık gibi şeylere denir.

Aslı ve gerçeği olmayan zihnî hayallemeler, hokkabazların el çabukluğu ile gözlerden kaçırmak suretiyle yaptıkları şeyler sihrin bir çeşididir.

Allah-u Teâlâ bu çeşit sihir ve sihirbazlar hakkında Âyet-i kerime'lerinde şöyle buyurmuştur:

"Halkın gözlerini sihirlediler ve onları ürküttüler, büyük bir sihir yaptılar." (A'râf: 116)

"Değnekleri ve ipleri sihirleri yüzünden sanki yürüyormuş gibi geldi. Bunun için Musa, içinde bir korku hissetti." (Tâhâ: 66-67)

Bir sihir çeşidi de, herhangi bir suretle yaklaşıp şeytanın yardımını sağlamaya çalışmaktır.

Allah-u Teâlâ bu hususta da Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmuştur:

"Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar her günahkâr yalancıya inerler.

Bunlar şeytanlara kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır." (Şuarâ: 221-223)

Sihrin bu çeşidi hayırlı ve mümin olan cinlerle, kâfir ve şeytan olan cinlerden yardım görmek biçimindedir.

 

Sihrin Hükmü:

İslâmiyet sihri inkâr etmemiş, ancak Tevhid itikadına zarar verdiği, İslâm ahlâk ve prensiplerini bozduğu, kötüye kullanıldığı için kesinlikle haram kılmıştır. Bir müslümanın bunlarla meşgul olması katiyetle doğru değildir, bu gibi şeyler küfür basamaklarıdır.

Allah-u Teâlâ sihri öğrenenler hakkında Âyet-i kerime'de şöyle buyurmaktadır:

"Büyücüler kendilerine zarar verip menfaat vermeyecek şeyleri öğreniyorlardı." (Bakara: 102)

Sihir ve büyücülüğün kaynağı şeytanlar olduğu için bu şeytani işler insanlara ahiret değerlerini kaybettiren küfür vasıtalarıdır. Sihir, fal, cinlerle iştigal etmek haramdır.

Dinlerinde, ahiretlerinde kendilerine zarar verecek, buna karşılık kesinlikle bu zarara denk düşecek hiçbir faydası olmayan şeyleri öğreniyorlardı. Bu ise sihir öğrenmenin safi zarar olduğuna delâlet etmektedir.

Bir Âyet-i kerime'de de şöyle buyuruluyor:

"Nerede olursa olsun, sihirbaz aslâ iflâh olmaz." (Tâhâ: 69)

Aslâ muvaffakiyete nâil olamaz, istediğini elde edemez. Çünkü o yalancı ve saptırıcıdır.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz sihri:"Helâk edici yedi büyük günah" tan biri saymıştır.

Bir Hadis-i şerif'lerinde ise şöyle buyurmuştur:

"Her kim arrâfe, sihirbaza veya falcıya gidip bir şey sorar ve onun dediğini tasdik ederse, Muhammed'e indirileni inkâr etmiş olur." (Bezzâr)

"Muhabbet, vesaire için efsun yapmak, iplik okumak veya muska yazmak suretiyle sihir yapmak şirktir." (Ebu Dâvud)

"Kim bir arrâfe gider, ona bir şey sorarsa kırk gece namazı kabul olmaz!" (Müslim)

Karı-koca arasındaki aile bağlarını koparmaktan başlayarak, insanlar arasında fesatlık çıkaran sihirbazlar, Asr-ı saadet'te Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e de sihir yapmaya cüret etmişlerdi.

Sihir, büyü yapanlar küfre geçmiş, şeytanın arkadaşı olmuştur. Rahmân'a kul değil, şeytanın uşağı olmuştur.

Sihir yapan da yaptıran da küfre girer ve bu gibi kimseler İslâm dairesinden çıkar.


  Önceki Sonraki