Amerikan yönetimine sunulan bazı raporlar bir kısım basınımızda "Amerika'nın sonu geliyor." tarzındaki başlıklarla yer buluyor.
Evet bu raporlar Amerika'nın küresel etkinliğinin zayıfladığını, söz dinletemediği ülkelerin bulunduğunu tespit ediyor. Ancak dikkat ederseniz bu raporları hazırlayanlar Amerika'nın bu durumuna çözüm olarak askerî gücünü kullanmasını tavsiye ediyorlar. Amerikan devletine akıl veren derin güçler dünyada huzur değil savaş istiyor.
Kendilerine problem çıkartan yahut çıkartması muhtemel ülkeleri parçalamak, yahut iktidarlarını devirip kendi çıkarlarına uygun yönetimler dizayn etmek için önce sinsi taktikler kullanıyorlar.
Brezilya ve Venezuella gibi Latin Amerika ülkelerinin hükümetlerini bu taktiklerle yıktılar. Petrol ülkesi Venezuella acınacak halde. Parlayan yıldız Brezilya'nın hiç sesi çıkmıyor, çıkamıyor.
İran sistemine sızmakta zorlanıyorlar, çok diş geçiremiyorlar. Bu yüzden önce bir Türk-İran savaşı çıkartmaya çalıştılar. Olmayınca Şii-Sünni savaşı, Arap-İran Savaşı çıkartmaya çalışıyorlar. İran'ı bayağı bir batağa çektiler ama istedikleri gibi büyük bir savaş çıkartamadılar.
Rusya'nın içine sızmakta da zorlanıyorlar. Ancak etrafını çevrelemeye çalıştılar, Rusya da askerî karşılık verdi. Gerilim yükseldi.
Türkiye'nin üzerine çok geldiler. Beceremeyince açıktan darbe vurmaya çalıştılar. Ancak çok büyük tokat yediler. Nasıl toparlayacaklarını bilemiyorlar. Türkiye de askerî karşılıklar vermek zorunda kalıyor.
"Bütün dünya benim olsun" diyorlar. Rusya ve Türkiye'den sonra İngiltere'yi bile ikrah ettirdiler. Canına okudukları irili ufaklı ülkelerin esamesi bile okunmuyor. Amerika'nın büyük bir askerî gücü var. Bu gücüne güveniyor.
Daha önce de söylediğimiz gibi Amerika'ya bu akılları verenler siyonist paralellerdir. Büyük savaşlar çıkartabilmek için büyük bir iştiyak duyduklarından şüpheniz olmasın.
Bazı yazarlarımız Amerika'daki ikilik ve derin yapılanmaya "Pentagon" filan diyorlar.
Oysa Amerika'yı şöyle okumak lâzımdır:
Amerika'daki hakim güç derin paralel yahudilerdir. Ancak tek başlı değildir. Bizdeki FETÖ tek başlı bir yapıya sahipti. Pensilvanya'ki teröristbaşı ne derse bütün örgüt onu yapıyordu. Ancak Küresel Paralel Çete'nin birkaç başı var. İsrail'de hahamları var, Amerika'da küreselciler var, yine Amerika'da şirketler, sermaye babaları var. Kararları periyodik toplantılarında aldıklarını tahmin edebiliriz. Bilderberg gibi alt grupların bir araya geldiği toplantılar karar alma mekanizmaları hakkında bize bir fikir verebilir.
Ancak hepsinin "Küresel Kraliyet" sevdasında olduklarını, Deccal-Mesih savaşına hazırlandıklarını, bu zihniyette olduklarını bilmemiz lâzımdır.
Bu sebeple her fırsatta söylediğimiz gibi Türkiye'nin savunma sanayiindeki gayret ve atılımları çok yerinde ve lüzumludur. Elimizden geldiğince, mümkün olduğunca hızlanmamız lâzımdır. Zira Hazret-i Allah "Gücünüzün yettiği kadar." buyuruyor. (Enfâl: 60)
(Mühim Not:Savaş sadece cephede yaşanmıyor. Küffar halkın, hususiyetle gençlerimizin ahlâkını, meziyetlerini yok etmek için; internet, oyun, tv, dizi ve müzik sahalarını hiç boş bırakmıyor ve kültürel soykırım niyetiyle her türlü yönlendirmeyi yapmaya çalışıyor. Devlet bünyesinde bir ekip bu bilinçle bu sektörleri takip etmelidir. Nasıl ki Muhteşem Yüzyıl gibi diziler bir tesadüf değilse, hırsızı, arsızı sempatik gösteren, özendiren diziler, müzik klipleri de bir tesadüf değildir. Son zamanlarda "sempatik hırsız" tiplemelerinin dizi karakteri olarak karşımıza çıkması da böyledir.)