Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Eğitim - Çocuklarımıza Allah ve Resulü'nü Sevdirmeye Çalışmalıyız. - Ömer Öngüt
Çocuklarımıza Allah ve Resulü'nü Sevdirmeye Çalışmalıyız.
Eğitim
Canan Büşra Kara
1 Ağustos 2017

 

Çocuklarımıza Allah ve Resulü'nü Sevdirmeye Çalışmalıyız.

Çocuklarımıza kişisel hoşgörü ve mutluluk odaklı değil, Allah ve Resul'ünün sevgisini aşılayarak eğitim vermeliyiz.

 

Her geçen gün kirlenen dünya ve insan ilişkilerinde kire bulaşmamak ve yanlışa sapmamak, "Güzel çocuklar" yetiştirebilmek için ebeveynler olarak gayret sarf etmekteyiz.

Bunun için de zaman zaman:

"Öyle yaparsan arkadaşın üzülür."

"Böyle yapmazsan baban kızar."

"Şöyle olmazsa annen izin vermez."

"O'nu yemezsen deden seni parka götürmez."

"Öyle dersen dayın sürpriz vermez. Teyzen küser. Amcan gelmez. Halan sinirlenir…"

Gibi cümleler ile çocuklarımıza doğruyu-yanlışı duyurmaya çalışıyoruz. Halbuki dikkat ederseniz bu cümlelerimizde kişisel hoşgörü ve mutluluk odaklı bir eğitim anlayışı var. Bu da çocuklarımızın yanlışa çok kolay sapmalarına yol açabiliyor. Nitekim böyle yetişen bir çocuk yetişkin olduğunda da bireylerin mutluluğuna göre hareket etmeye çalışacak ve bu durum zaman zaman çok büyük yanlışlara düşmesine sebep olacaktır.

Oysa ki bir müslüman en yakını dahi üzülse ilâhî ahkâm mucibince hareket etmelidir.

Bu sebeple çocuklarımıza öncelikle imanı, İslâm'ı, Allah ve Resul'ünün sevgisini öğretmemiz ve aşılamamız; yukarıdaki söylemler yerine de şu söylemleri kullanmamız daha isabetli olacaktır:

"Şöyle yaparsan Hazret-i Allah razı olur."

"Öyle yaparsan Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz çok memnun olur."

"Böyle söylersen Allah sana sevap yazar. Cennetine koyar, çok güzel, hayal edemeyeceğin sürprizler verir."

"Öyle dersen Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz sana şefaat eder, seni almadan cennete girmez." ...

Bu gibi cümlelerle çocuklarımıza onurlu bir duruşla birlikte iki cihan saadetini de aşılamış oluruz inşaallah.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve selem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:

"Çocuklarınızı Peygamber'inize, ehl-i beytine ve Kur'an okumaya muhabbet gibi üç hasletle terbiye ediniz." (Câmiü's-sağir)

Kalbine Peygamber sevgisi yerleşen çocuğun duyguları değişir, şuuru gelişir, gönülden Hakk'a yönelir.

Bizim tarihimiz gönül dostlarının ibretli hikâyeleri ile doludur.

Rivayet odur ki; Habib Baba, Dördüncü Murad devrinin gizli, kimsenin bilmediği Allah dostlarındandır. Yaşlıdır, gariptir. Yaşlı Habib Baba, uzun bir kervan yolculuğunun sonunda İstanbul'a gelmiştir. Yolculuğunun tozunu, yorgunluğunu atmak için bir hamama gider. Fakat hamamcı Habib Baba'yı içeri sokmak istemez. "İçerde Sultan Murad'ın vezirleri var, başkasını alamam." der.

Habib baba ısrar eder, "Kimseye varlığımı belli etmem, aceleyle yıkanır çıkarım." der.

Hamamcı Habib Baba'yı kıramaz. Hamamın en sonundaki odayı göstererek:"Baba şu odada kimseye görünmeden yıkanıp çık." der.

Habib yıkanmaya başlar. Bu arada genç fakir bir müşteri daha gelir. Bu gelen tebdil-i kıyafet dolaşan Sultan Dördüncü Murad'dır. Hamamcı bu fakir müşteriyi de kıramaz ve ona da aynı odayı göstererek kimseye görünmeden yıkanmasını tembihler.

Dördüncü Murad Habib Baba'nın yanına gelir. Beraber sessizce yıkanmaya başlarlar.

Habib Baba:"Evladım" der, "Sırtın fazlaca kirlenmiş, müsaade edersen bir keseleyivereyim."

Padişah aldığı bu teklif karşısında şaşırır ve memnuniyetle Habib Baba'nın önünde diz çökerken:"Buyur baba" der, "Ellerin dert görmesin."

Bu arada içerideki âlemin sesleri hamamı çınlatmaya devam etmektedir. Habib Baba, Dördüncü Murad'ın sırtını bir güzel keseler.

Dördüncü Murad:

"Baba" der, "Gel ben de senin sırtını keseleyeyim."

Habib Baba; "Olur evlat" deyip, sultanın önünde diz çöker. Bu arada, Sultan Murad kese yaparken bir yandan da Habib Baba'yı yoklar, ağzını arar.

"Baba" der, "Görüyor musun şu dünyayı... Sultan Murad'a vezir olmak varmış..."

Habib Baba Sultan Murad'ın cümlesini tamamlamasına fırsat bile bırakmaz:

"Be evladım" der, "Sultan Murad dediğin kimdir? Sen asıl Âlemlerin Sultan'ına kendini sevdirmeye bak ki, O seni sevince sırtını bile Sultan Murad'a keselettirir..."

Allah ve Resulü'nü seven, Allah ve Resul'ünün sevdiği evlatlara sahip olmak ümidi ile….


  Önceki Sonraki