Allah-u Teâlâ Tâ-Hâ suresi 132. Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurur:
“Âilene namaz kılmalarını emret, kendin de onda sebat ile devamlı ol.”
Görüldüğü üzere bir müslümanın, kendisinin namaza bağlı bulunması yeterli olmayıp, ev halkının da namaza bağlılığını sağlaması istenmektedir.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de Hadis-i şerif’lerinde namazın üzerinde çok durmuş, ona çok büyük önem vermiştir:
“Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmayı öğretiniz. On yaşına bastığı halde kılmazsa dövünüz.” (Ebu Dâvud)
Kendisi hiçbir çocuğu dövmeyen ve onların dövülmesini istemeyen Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, on yaşına bastığı halde namaz kılmayan çocukları sadece eğitim maksadıyla dövmeye izin vermiştir. Bu dövme işi eğitim maksadıyla yapılmalı, bir yerlerini incitmeyecek şekilde, ona ancak mecbur kalındığı zaman başvurulmalıdır. Dövmeye gelinceye kadar azarlama, tehdit etme, kulak çekme gibi basamaklar vardır. Zira o yaşlarda dinimizin en mühim emri olan namaza alıştırılmazsa, ondan sonra büyük zorluklar çıkabilir.
Bu sebeple çocuk daha çok küçükken ona namazı sevdirmeye başlamalıyız. Çocuklara namaz ibadetinin sevdirilmesi ve öğretilmesi için, anne babalara çok önemli görevler düşmektedir. Her şeyden önce anne-baba kendisi çocuklarına örnek olmalıdır.
Diğer bir husus Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz çocuklara hatalarını, namazın adabını, azarlayarak değil, güzellikle anlatarak öğretmişlerdir.
Enes bin Mâlik -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyuruyorlar:
"Yavrucuğum! Namazda sağa sola bakmaktan sakın! Çünkü sağa sola bakmak helâktır. Mutlaka yapman icabediyorsa nafile namazda yap, farz namazda yapma." (Tirmizî)
(Bkz. Ömer Öngüt -kuddise sırruh-, “Çocuğun İlâhî Ahkâm Mucibince Terbiyesi ve Yetiştirilmesi”)
Unutulmamalıdır ki; Peygamber’imizin -s.a.v.- çocuklarla ilişkisinin merkezinde namaz vardır. Namazı çocuklara sevdirmek ve öğretmek için çeşitli yöntemler uygulamıştır. Bazen evde çocuklara abdest aldırıp onlara namaz kıldırmış, çoğu zaman da çocukları mescide götürerek onlara cemaatle namaz kıldırmıştır. Efendimiz -s.a.v.-in bu yaklaşımına maruz kalan çocuklar, bundan çok memnuniyet duymuşlardır. Zira büyük adamların safında onlar gibi sayılmak, çocuk için tarifi imkânsız bir duygu, yüce bir makamdır. Hele cemaat ehli tarafından başı okşanıp methedilmesi ayrı bir zevk, bir taltif ve teşvik edici bir davranış olmaktadır.
Enes -radiyallahu anh-den şöyle rivayet edilmiştir:“Ben, annem ve teyzem Ümm-ü Haram evdeyken, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- çıkageldi. Bir müddet sonra; ‘Kalkın size namaz kıldırayım’ dedi. Beni sağ tarafına aldı. Öylece bize namaz kıldırdı.”
Dolayısı ile ileride zorluk yaşamamak için çocuklarımıza çok küçük yaşlardan itibaren namazı sevdirmeye çalışmalıyız. Fakat bu sevgiyi küçük kalplere ekerken çok dikkatli olmalıyız. Namazı sevdirmek konusunda, öncelikle kararlı ve düşünceli olmak zorundayız. Bu çok önemlidir. Zira insanoğlunun düşünceleri kararlara, kararlar da eylem ve söyleme dönüşür.. Eylem ve söylemler de özellikle çocuk eğitiminde, ya motive olmaya ya da demotive olmaya sebep olmaktadır. Namaz eğitiminde iç isteklendirme uyandırılamazsa maalesef uzun vadede etkisi zayıf olur. Bu nedenle çocuklarımızı çok küçük yaşlarından itibaren namaz ibadetine karşı sevgi dolu olarak yetiştirmek gerekiyor. Bu yetiştirmeyi yaparken de, onların bir çocuk olduğunu asla unutmamak gerek.
En iyi yetiştirme örnek olmaktır. Çocuklar, sizin namaza gösterdiğiniz saygı ve sevgiyi görmeliler. Örneğin, namaz bittikten sonra seccadenin üzerinde otururken çocuğunuzu kucağınıza alıp bir iki dakika dahi olsa sevgi gösterdiğiniz bu pozisyon çocuğun algısına olumlu bir sinyal bırakacaktır. Fakat günümüzde büyükler karşıdakilerin bir çocuk olduğunu unuttukları için, maalesef “Namaz kılarken önümden geçtin” diye tokat yiyen ya da “Camide ses çıkarttın!” diye camiden atılan çocuklar vardır. Bu tür konularda tatlı dil ile ikna edip, namaz ve cami adabını sevdirmek en temel düsturdur. Kuralları, görevleri sevdirmeden ve sevgi ile anlatmadan çocukları namaza zorlamak onları namazdan soğutur. Ve sürekli olarak çocuğun algısına olumsuz sinyaller işler. Bu konuya çok dikkat etmek gerekir.
Küçük çocuklarımıza namaz eğitimini ilgi çekici hale getirerek, sevgi dolu bir merak edinmelerini sağlamak gerekir. Kitaplarla, CD’lerle namaz eğitimi çeşitlendirilmelidir. Hatta 21 günlük bir namaz takvimi tasarlayabiliriz. Kıldığı öğünleri sevdiği renkler ile işaretledikten sonra “Şimdi bu davranışın için, yârın cennette Rabb’imiz seslenecek: ‘Ey kulum! Dile benden ne dilersen.’ diyecek.” Dediğimizde, çocuk cennette hayalinde bir şey düşünecek ve beyni mutluluk hormonu salgılayacaktır. Takvimde de adım adım sürpriz kutusunun yaklaştığını gören çocuk bir dahaki namaz vakti için içsel bir isteklendirme yaşayacaktır.
Çocuk küçük güzel hediyelerle teşvik edilmeli, onun için sürprizler kimi zaman kendisine ait bir başörtünün, takkenin içinden, kimi zaman da seccadenin altından ya da tesbih kutusunun içinden çıkacak şekilde hazırlanmalıdır. Teşvik ve tebrik edilmelidir.
“Yâ Rabbi! Bizi çocuklarına güzel örnek olanlardan eyle!”