Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Gündem - Aç Kalmamak İçin Tarım'a Büyük Değer Vermeliyiz - Ömer Öngüt
Aç Kalmamak İçin Tarım'a Büyük Değer Vermeliyiz
Gündem
Şinasi Çapa
1 Şubat 2017

 

Aç Kalmamak İçin Tarım'a Büyük Değer Vermeliyiz

Savunma sanayi nasıl ki "İcra Kurulu" ile en üst düzeyde himaye ve kontrol altında ise tarımsal üretim de aynı şekilde en üst düzeyde himaye ve kontrol altına alınmalıdır. Zira tarımsal üretim en az savunma sanayi kadar stratejik ve hayati öneme haiz bir sektördür.

 

Tarımsal üretim yıllarca ekonomik bir faaliyet olarak görüldü. Bu sebeple daha çok para kazandıran sektörlere ağırlık verildi, kırsal nüfusun azalması bir başarı olarak görüldü. Oysa ki, tarımsal üretim silah sanayi kadar önemli stratejik bir faaliyettir. Zira silahsız aylarca direnebilirsiniz, ancak yiyeceksiz kaç gün direnebilirsiniz?

Küresel tekelcilerin tarımsal üretimi ve bitki tohumlarını kendi tekellerine almaya çalışmaları bunun en büyük kanıtıdır. Çiftçimizin yıllarca daha verimli diye ithal kısırlaştırılmış tohumlara mahkum edilmesi maksatlı bir faaliyettir.

Bu konuda bir uyanış var. Ancak bu uyanışın bir seferberlik düzeyine çıkartılması gerekir. Tarım Bakanı Faruk Çelik'in ifadesiyle; "Dünya nüfusunun 2050'li yıllarda 10 milyar olacağı tahmin ediliyor. Kendi nüfusumuzu açlıktan ve yoksulluktan kurtarabilecek ve gıda savaşlarının yok edici etkilerinden ülkemizi uzak tutabileceğimiz planlar ve tarım desteği yapmalıyız."

İnsanların su ve yeterli gıdadan mahrum yaşadığı bir dünyada istenilen huzur ve barış sağlanamaz.

Başlatılan Milli Tarım Projesi bu konuda bir bilinç ve gayret olduğunun göstergesi. İsimde kalmamasını ve gerçekten yaraya merhem olacak projeler geliştirilmesini diliyoruz.

Güzel ve yerinde çalışmalar da yapılıyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar şu bilgileri vermektedir:

"Tohum, fidan, meyve ve sebze yetiştiricilerinin ulusal meslek standartlarını belirledik. ... Dört ulusal meslek standartı daha hazır hale getirildi. ..."

"Tarım arazileri üzerine sanayi tesisi ve konut yapılmasının engellenmesi lazım. Türkiye nüfusu 1990–2015 yıllarında yüzde 39,4 artarken, tarım alanları yüzde 14 azalmış; ... verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlarla kullanmak büyük savurganlıktır. ... Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 184 büyük ovayı Tarımsal SİT alanı ilan etmesi çok önemli olacaktır. Hatta sadece büyük ovalar değil, ülkemizin tüm ovaları tarımsal SİT alanı kapsamına alınmalıdır. ... Hollanda, Danimarka ve İsviçre'nin her birinin yüzölçümünden büyük bir tarım alanı kaybettik. ... Dünya Ticaret Örgütü'nün raporuna göre; 41 Ülkenin başka ülkelerde toprak kiraladıkları veya satın aldıkları, 62 ülkenin ise topraklarını ikinci bir ülkeye kiraya verdikleri veya sattıkları belirtiliyor. Tarım alanı kiralama veya satın almada İngiltere, ABD ve Çin başı çekiyor. ... Afrika başta olmak üzere çeşitli ülkelerin 227 milyon hektarlık tarım alanı zengin ülkelerin eline geçmiş durumda."

"Tarım alanlarımız sadece ülke nüfusunu beslemiyor. Suriye ve Irak'tan gelen 3 milyon sığınmacı, yine sayıları 1-2 milyonu geçen yabancılar ve 41 milyon turist de bu toprakların üzerinde çiftçilerimiz tarafından üretilen ürünlerle karnını doyuruyor. ... Tarımın ülke milli gelirine katkısı 55-56 milyar doları buluyor."

184 ovanın özel koruma altına alınması sevindirici bir gelişmedir.

Önemli bir konu da üreticinin ürününü değerinde satamamasıdır. Çiftçi para kazanabilirse tarımsal üretim artar. Bunun için devlet kooperatif sistemini teşvik etmelidir: "... Bütün bunlar üretime yönelik, üreticiyi koruyan konular. Ancak ürünün tarla fiyatı ile tüketicinin eline geçtiği andaki fiyat farklı! Bunun için kooperatifler kurulmalı ve ziraat odalarına bağlanmalı. ... Tarladaki ürünün Ziraat Odaları üzerinden tüketicinin eline geçmesini sağlayacak bir kooperatif sistemi kurmalıyız." (Dikili Ziraat Odası Genel Sekreteri Yavuz Sezen)

Bütün ürünlerimiz ve hayvanlarımız için ıslah çalışmaları yapılmalı ve her ilimizin üreticilerinin fikirlerine ayrı ayrı kulak verilmelidir.

"Stratejik ürün kabul etmedikleri için inciri, üzümü, kirazı, enginarı devre dışı bırakmışlar, yanlış! İncirimiz dünyada ilk yetişen en iyi incir, kirazımız da öyle. Destek ürünleri arasında Akdeniz ürünleri yok..." (Ferdan Çiftçi. İzmir Ziraat Odası Başkanı)

Merhum Adnan Kahveci'nin dediği gibi 'Her il için özel mastır plan' uygulamasına geçilmelidir. Onun Ordu için başlattığı 'fındığa alternatif ürün olarak Kivi dikimini teşviki günümüzde minnet ve şükranla anılmasına vesile olmaktadır.

Türkiye, dünyanın hiçbir ülkesine nasip olmayacak kadar ekolojik, biyolojik bir zenginliğe sahiptir. Anadolu bitki ve ürün çeşitliliği bakımından hiçbir ülke ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir zenginliğe sahiptir. Bu sebeple bitki tohumlarının saklandığı 'Bitki Gen Bankası' nın çok özel tedbirlerle korunması da ciddi önem arz ediyor.

Aç kalmamak için, memleketimizi biraz daha kalkındırmak için; tarımsal üretime, topraklarımızın daha etkin kullanımına büyük önem vermeliyiz. Hayvancılık ve tarım milletimiz için 'olmazsa olmaz' dır.


  Önceki Sonraki