Kardeşlerimizden devamlı borç isteyen bir kardeşin durumu Efendi Hazretlerimiz'e arz edilir. Mübarekler mevzu üzerine çok kızarlar ve akâbinde şöyle buyururlar:
"Borçlarını hemen ödesin ve bu huyundan vaz geçsin, yoksa yolu terk etsin!"
Yolun üslûbu, yolun edebi ve ahlâkı...
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretlerimiz'in hususi ve umumî olarak yaptıkları bazı sohbetlerinde borç konusuna çok önem vermişler ve bu hassas konuda uyarılarda bulunarak şöyle buyurmuşlardı:
"Onun için çok tedbirli olun. Yalnız borçlu olmayalım, borçlu ölmeyelim. Buna çok dikkat edin. Biz öteden beri kardeşleri her bakımdan tedbirli olmaya alıştırdık, hazırladık..."
"Şunu unutmayın! Borçlu olmayın, borçlu ölmeyin, emanet üzerinizde olarak ahirete göçmeyin. Kapıda kalırsınız, haber veriyorum. Kul hakkı olan, Allah-u Teâlâ'nın yasaklarından kaçmayan, ana-babaya isyan eden geçemez. Bütün bunlar nefse uymaktan gelir. Nefsine uymasaydı Cenâb-ı Hakk'ın emrine uyacaktı."
•
"Onun için çok dikkat edin. İnce bir hadde var süzülmeyen, kul hakkıyla giden, borçlu giden geçemez. Onun için üzerinizde borç olmasın. Kul hakkı hiç olmasın. Emanete riayet hassas bir nokta, emanete riayet etmeyeceksin de sen geçeceksin, yok öyle!
Aklınızdan geçmesin. Emanet. Ve çok dikkat edin, birisinin kuruşu size geçmesin. İnan ki o kuruşu sonra boynunuza asarlar."
"Onun için kul hakkı üzerinizdeyken ahirete iyi göçeceğinizi sanmayın. Katiyetle bunu bilin. Burası emanet. Değil emanet, borçlu bir kimse dahi borcunu vermemiş, Cennet-i alâ'ya giremez.
Hadis-i şerif'te:
"Borçlu, kabirde mahpustur." buyurulmuştur. (Camiü's-sağir)
Cennetlik olsa da giremez, elleri boynuna bağlanır. Borcu ödeyinceye kadar öyle kalır. Âlemin emaneti üzerinde olacak da sen ahirete göçeceksin, yok öyle!
Hadis-i şerif'te:
"Kimin ruhu şu üç şeyden uzak olarak bedenini terk ederse, ölürse cennete girer; kibir, hainlik, borç." buyuruluyor. (Tirmizî - İbn-i Mâce)"
•
"Ana-babaya, eşine isyan edenin, borcu olanın, emaneti olanın, kul hakkı olanın geçemeyeceğini bilin."
•
"Borçlu olmayın, borçlu ölmeyin! Kul hakkından temizlenmeden gitmeyin."
"Bu yol leke kabul etmez. Vasiyetteki beyanımızı unutmayın:
"Yolun haricine çıkan bizden değildir!"
Kim ki çığır açmaya kalkarsa o yoldan sapmıştır.
Bir insan menfaatine işi çevirdiği zaman manen düşer. Allah yolu, menfaat yolu olmayacak. Bizim çok ciddi disiplinimiz vardır. Şeytan sizi aldatmasın, sonra sizi kimse kurtaramaz. Herkesin korkması lâzım. Dikkat edin bu yol Allah yoludur; öne geçmeyin, helâkınıza vesiledir.
Mümin lâtiftir, konduğunuz yerden hemen kalkın. Taş gibi, leş gibi olmayın. Beşeriyete hizmet edin, fakat yük olmayın. Mümin odur ki; geceleri Hakk'ın beğendiği işi yapar, gündüzleri halkın beğendiği işi yapar.
Dikkat edin, menfaat yılan gibidir zehirlenirsiniz, farkına varamazsınız.
Kalp kırmayalım. Borçlu olmayalım. Hakka geçmeyelim. Siyah bayraklıların içine dahil olalım. Sizdeki olan hakikati Allah-u Teâlâ kimseye vermemiş. Bu hakikatleri görüyorsunuz da "Ahmet ne diyor?" "Mehmet ne diyor?" ona kulak veriyorsunuz. İnanın bu kitaplar şeyhleri irşad eder. Kitaplar müride ait değil zaten."
"Gençsiniz, gayret edin. İhtiyarlıkta her ne kadar gayret edilirse de güç oluyor. Cenâb-ı Hakk gayretine göre insanın nurunu artırıyor, hidayetini çoğaltıyor, rızâsına mucip işleri önüne çıkarıyor.
Hakikaten gençliğin kıymetini bilmeli, eldeki fırsatı, dildeki ruhsatı kaçırmamalı.
Boşa harcadığımız zamanlara çok nedamet edeceğiz. Zaten nedamet etmeyecek hiç fert yok. Fakat az nedamet etmek için çok gayret lâzımdır."
"Takdir karşısında kula düşen nedir efendim?" diye soran bir misafire şöyle buyurdular:
"Kula düşen her emrine incelikle dikkat ve nehyinden içtinap. Kula başka hiçbir şey düşmez. Çünkü kul ötesini göremiyor. Hazret-i Allah ona bir çizgi çizmiştir. Kul o istikametten giderse; onun nurunu artırır, hidayetini çoğaltır, yollarını açar, tasarrufuna alarak bizzat kendisi yürütür."
•
"Hazret-i Allah'ın sevgisini kazanabilmek için her emrine incelikle riâyet edilmelidir.
Hepimiz arzu peşindeyiz, zevk, tad peşindeyiz. Bunlardan geçip Sâhib-i hakiki tercih edilmedikçe, sevgi iddiâsında bulunmak yersizdir."
•
"Nefis hep icraatını yapacak, o hep icraat peşinde. Allah'ım muhafaza buyursun. Zikrullahı hiç bırakmamak gerekiyor. Zikrullah silâhtır. Bir gün gelir zikrullahın nuru, onun kalkanını deler ve tevhid tohumunu içeriye düşürür. İman ağacı içeride filiz verir. Büyüdükçe, dalları bütün vücuda yayılmaya başlar. O suretle imanlı bir vücud meydana gelir."
•
"İnsan çok şeylerle imtihan edilir, azim ve imanı nispetinde Hazret-i Allah ayaklarını hakikatte sabit kılar. Gevşeklik nispetinde tâviz verilir, ayakları kayar."
•
"Bir insan nefsini öldürmedikçe, ruhen yükselemez. Dünya bir puttur, ona tapmaktan; nefsin arzuları birer puttur, onlara tapmaktan kendisini alamaz. Dinin hakikatine, imanın kemâliyetine de varamaz. Şu halde ölmeden evvel ölmek, yani nefsi öldürmek lâzım ki, ruh dirilsin."