Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
HAZRET-İ MUHAMMED Aleyhisselâm - Kâbetullah'ı Tavaf - Ömer Öngüt
Kâbetullah'ı Tavaf
HAZRET-İ MUHAMMED Aleyhisselâm
Dizi Yazı - Resulullah Aleyhisselâm'ın Hayat-ı Saâdetleri
1 Kasım 2016

 

HAZRET-İ MUHAMMED 
Aleyhisselâm

-Hicretin Yedinci Yılı-

Kâbetullah'ı Tavaf

 

Kâbe-i muazzama tavaf edildi. Safâ ve Merve tepeleri arasında Sa'y edildi. Bu merasim yapılırken iki yeşil direk arasından sür'atle geçildi.

Resulullah Aleyhisselâm, Sa'y emriyle müslümanların müşriklere karşı kuvvetli görünmelerini arzulamıştı.

"Bugün kendisini onlara kuvvetli gösteren kişiye Allah rahmet etsin!"  buyurmuşlardı.

Daha sonra kurbanlarını kesip tıraş oldular ve ihramdan çıktılar.

Bir gün sonra Resulullah Aleyhisselâm Kâbe-i muazzama'ya girdi. Öğle vaktine kadar kaldı. Kâbe putlarla doluydu. Bilâl-i Habeşî -radiyallahu anh- Kâbe'nin damına çıktı. "Ezan-ı Muhammedî" yi okudu, öğle namazı kılındı. Müslümanlar Hudeybiye'de kararlaştırılan üç günü Mekke-i muazzama'da geçirdiler.

Kimisi yedi sene önce bıraktıkları hısım akrabasını ziyaret ediyor, kimisi evini ocağını dolaşıyor, Ensâr'dan olan kardeşine izahat veriyordu. Hiçbir müessif hadise olmadı. Hepsi de sükûn ve âsâyiş çerçevesinde hareket ediyordu. Müşrikler müslümanların bütün hallerini uzaktan uzağa seyrediyorlardı.

Müslümanların kemâl-i edeb ve nezaketine hayran kalmışlardı. Bu emsalsiz ahlâkî üstünlük ve yüksek meziyetleri gözlerinden kaçmadı. İçlerinde İslâmiyet'e karşı arzu uyanmaya başladı.

Mekke-i mükerreme'nin fethinden önce Mekkeliler'in kalpleri fethedilmiş oldu.

 

Hazret-i Meymune -Radiyallahu Anhâ- İle İzdivaç:

Asıl ismi Berre olan Hazret-i Meymune -radiyallahu anhâ- Resulullah Aleyhisselâm'ın amcası Abbas -radiyallahu anh-in baldızı idi. Kocasının ölümüyle dul kalmıştı. Müslümanların yüksek ahlâkını görünce, kalbinde İslâm'a karşı bir sevgi uyandı ve müslüman oldu. Ezvâc-ı tâhirat arasında bulunmak en büyük emeliydi. Hazret-i Abbas -radiyallahu anh- baldızının bu isteğini Resulullah Aleyhisselâm'a duyurdu. Resulullah Aleyhisselâm Hazret-i Meymune -radiyallahu anhâ-nın bu teklifini kabul buyurdu ve dört yüz dirhem mehir mukabilinde nikâhı altına aldı.

Kaza umresi esnasında ihramlı iken nikâh edip, ihramdan çıktıktan sonra evlendiler.

Resulullah Aleyhisselâm'ın en son evlendiği hanım olan Hazret-i Meymune -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'in sekiz kızkardeşi daha vardı. Her biri muhtelif kabilelerin yüksek şahsiyetleri ile evli idiler. Resulullah Aleyhisselâm İslâmiyet'in Mekke ile olan münâsebetlerinde gerginliği ortadan kaldırmak, düşmanlarının kalplerini İslâm'a ısındırmak istiyordu.

 

Medine'ye Dönüş:

Üç gün sonra müslümanlar Medine-i münevvere'ye dönmek üzere Mekke'den ayrıldılar. Resulullah Aleyhisselâm'ın Medine devrinde, Kâbe'yi ilk olarak ziyareti, işte bu kaza umresi idi. Hudeybiye'den önce görmüş oldukları rüyâları ayniyle çıkmış oldu. Bu ziyarete, Kaza umresi mânâsına gelen "Umre'tül-kazâ" denildi.

 

YEDİNCİ YILDAKİ DİĞER BAZI HADİSELER

 

Hazret-i Ömer -R. Anh-in Türebe'ye Gönderilmesi:

Resulullah Aleyhisselâm Hevazin kabilesi'nden dört oymağın Medine civarında bulunan Türebe vâdisinde bir araya geldiklerini haber aldı.

Bu oymaklardan Sa'd bin Bekir oğulları, Hayber yahudilerinin hicretin altıncı yılında Medine'ye yapmayı plânladıkları baskında kendilerine yardım edeceklerine dair söz vermişlerdi.

Resulullah Aleyhisselâm Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-i, otuz kişilik bir birliğin başına geçirerek Türebe'ye gönderdi. Müslümanların kendilerine doğru gelmekte olduğunu haber alan Hevazinliler kaçtılar. Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- orada kimseye rastlayamadı. Deve, sığır ve diğer bazı mallardan ele geçirilebilenler ganimet olarak alınıp Medine'ye dönüldü.

 

Hazret-i Ebu Bekir -R. Anh'in Hevazinliler'e Gönderilmesi:

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-in Türebe'ye yaptığı seferin hemen arkasından Resulullah Aleyhisselâm Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh-i Necid bölgesine gönderdi. Mücâhidler Hevazinliler'in yurduna ansızın baskın yaptılar. Bazıları öldürüldü, bazıları esir alındı. Bir kısım ganimet de ele geçirilerek Medine'ye dönüldü.

 

Beşir Bin Sa'd -R. Anh-in Mürre Oğulları'na Gönderilmesi:

Hicretin beşinci yılında müşriklerin on bin kişilik ordusunun Medine'yi kuşatmaları sırasında, ordunun dört yüz kişisini Mürre oğulları teşkil ediyordu.

Resulullah Aleyhisselâm Beşir bin Sa'd -radiyallahu anh-in kumandasında otuz kişilik bir birliği Medine'ye iki günlük mesafedeki Fedek yakınlarında oturan Mürre oğulları üzerine gönderdi. O sırada kışlık vâdilerine çekilmiş olan Mürre oğulları'nın koyun ve deve sürülerini ele geçiren bu askeri birlik, hayvanları Medine'ye götürürken durumu öğrenen kabile mensupları çıkageldiler ve mücâhidlerle çetin bir savaşa tutuştular. Çoğu şehit düşen İslâm birliğinden sağ kalanlar çekilmeye mecbur oldular.

Ayağından ağır yaralanan ve bayıldığı için öldüğü sanılıp bırakılan Beşir bin Sa'd -radiyallahu anh- çatışma bittikten sonra kendine geldi. Geceleyin civarda bulunan bir yahudi âilesine sığındı ve yarası iyileştikten sonra Medine'ye döndü.

 

Beşir Bin Sa'd -R. Anh-ın Cinab'a Gönderilmesi:

Aynı yıl Şevval ayında Gatafân oğulları'nın Medine'ye saldırmayı plânladıkları haber alınınca, hazırlanan üç yüz kişilik İslâm birliğine Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- ile Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-in tavsiyesi üzerine yine Beşir bin Sa'd -radiyallahu anh- tayin edildi.

Resulullah Aleyhisselâm'ın kendisine verdiği sancağı alan Beşir -radiyallahu anh- Fedek ile Vâdil-kurâ arasında bulunan Cinab ve Yümn'e doğru yola çıktı. Uyeyne bin Hısn ile işbirliği yapan Gatafânlılar müslümanlarla savaşmayı göze alamayıp dağıldılar. Müslümanlar da birçok ganimetle geri döndüler.

 

Ahrem Bin Ebu'l-Avcâ -R. Anh-in Süleym Oğulları'na Gönderilmesi:

Resulullah Aleyhisselâm Umre seferinden Zilhicce ayında Medine'ye döndükten sonra Ahrem bin Ebul-Avcâ -radiyallahu anh-i elli kişilik askeri bir birliğin başına geçirerek Süleym oğulları'nı İslâmiyet'e dâvet etmek üzere yola çıkardı.

Müslümanların geldiğini haber alan Süleym oğulları çok sayıda asker toplayıp karşılarına çıktılar. Ahrem -radiyallahu anh- onları İslâmiyet'e dâvet etti. Süleym oğulları: "Senin dâvet ettiğin şey bize gerekmez!"  dediler ve müslümanların üzerine ok yağdırmaya başladılar. Kendilerine yeni yardımcılar gelince Süleym oğulları müslümanları her yandan kuşattılar. Mücâhidlerin hemen hepsi şehit oldu. Ahrem -radiyallahu anh- da ağır yaralar alarak şehitler arasına düştü. Süleym oğulları onu öldü sanarak bıraktılar. Ayılıp kendine gelince şehitler arasından kalktı, yavaş yavaş Medine yolunu tuttu. Arkadaşlarından sağ kalabilenler de onunla birlikte Medine-i münevvere'ye geldiler.


  Önceki Sonraki