Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
GÜNDEM - -Kafkasya- Azeri-Ermeni Çatışması Yeniden Başladı - Ömer Öngüt
-Kafkasya- Azeri-Ermeni Çatışması Yeniden Başladı
GÜNDEM
Şinasi Çapa
1 Mayıs 2016

 

-Kafkasya-
Azeri-Ermeni Çatışması Yeniden Başladı

Rusya, Türkiye'yi Kafkasya üzerinden sıkıştırmak, etkisizleştirmek istemektedir.
Rusya Azerbaycan'ın zenginliklerine yeniden konmak için; kin, intikam ve nifak tohumlarını ekmeye devam ediyor.

 

Ermenistan, Rusya'nın desteği ile Azerbaycan'ın toprağı olan Dağlık Karabağ'ı uzun süredir haksız yere işgal altında tutuyor, Ermeniler fırsat buldukça Azerileri katletmekten de geri durmuyordu.

Ermenilerin 1 Nisan gece saatlerinde Azeri topraklarına, askeri mevzilerine ve yerleşim birimlerine ateş açmaya başlaması üzerine Azeriler şiddetli bir cevap verdiler. Stratejik bazı yerleri geri aldılar.

Ermeni saldırısının zamanlaması, Türkiye'de yaşanan gelişmeler ve Türkiye-Azerbaycan ilişkileri düşünüldüğünde bu saldırının bir tesadüf olmadığı görülüyor. Ancak Azerî ordusu beklemedikleri bir cevap verdi.

"Geçtiğimiz hafta Karabağ topraklarında çıkan Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının bir tesadüf olduğunu zannedecek kadar aptal değilsiniz herhalde.

Çarlık zamanından beri sıcak denizlere inme ideolojisinden asla taviz vermeyen Rusya, Suriye üzerinden bir operasyona girdi ama niyeyse bu teşebbüsünden şimdilik vazgeçti; fakat bundan iki hafta kadar sonra Ermeniler Azerbaycan Türklerine saldırmaya başladılar. İlk saldırılar püskürtülüp bazı önemli mevkiler Ermenilerden geri alındıysa da, orada Azerbaycan Türklüğü, Ermenilere boğdurulmaya çalışılıyor. Şimdi piyasada görünmese de, tıpkı 1990'larda olduğu gibi, o coğrafyanın sözde "üst akıl"ı Rusya, duruma müdahale için alesta bekliyor. Türkiye'ye Suriye üzerinden kan sıçratmaya kalkan "üst akıl"lar, şimdi Ermeniler aracılığıyla Türkiye'nin doğudaki yumuşak karnı olan Azerbaycan ve Karabağ üzerinden kan sıçratmaya çalışıyorlar. Bereket bu coğrafyada köklü bir devlet geleneğine sahip Türk gücü var ve Azerbaycan Türkleri'nin şanlı bir direniş tarihi var…" (Prof. Dr. Namık Açıkgöz, 07.04.2016)

Ermenistan'da güçlü bir Rus varlığı bulunuyor. Rus askeri desteği olmasa Ermeniler hiçbir askeri üstünlük sağlayamazlar. Batılı ülkeler Azerbaycan'ı oyalayarak Ermeniler lehine bir çözüm arıyorlar. İran ise kendi ülkesinde yaşayan 35 milyon Azeri'ye rağmen Ermenilerle yakın ilişki içinde hareket ediyor.

Gürcistan'ın eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili; Azerbaycan-Ermenistan arasında çıkan çatışmaların sebebini şöyle yorumluyor;

"Son günlerde yaşanan olaylar, Putin'in Azerbaycan ve Türkiye'ye karşı provokasyonuna çok benziyor. Ama bu aynı zamanda Ermenistan'a da zarar veriyor. Moskova ise böyle bir gelişme için uzun süredir hazırlanıyor. Hatta Rusya, Azerbaycan'ı hızla işgal edebilmek için Dağıstan'ın Gürcistan sınırına doğru bir yol inşa etti. Rusya, her iki tarafı da yoğun bir şekilde silahlandırıyor. Rusya'nın asıl amacı sabotaj düzenleyerek Azerbaycan'ın petrol hatlarının geçtiği toprakları ele geçirmek ve Avrupa'yı Azerbaycan ve Türkmenistan petrol kaynaklarından yoksun bırakmaktır. Bu durum her zaman bağımsız politika izleyen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İ. Aliyev'i zorda bırakabilir. Hatırlarsanız Rusya, Gürcistan'dan Türkiye'ye giden boru hatlarına saldırı düzenlemişti. Putin, Türkiye'yi zor durumda bırakmayı ve Ankara'yı aynı anda iki cephede mücadele etmek zorunda bırakmayı istiyor."

Rusya, Türkiye'yi Kafkasya üzerinden sıkıştırmak, etkisizleştirmek istemektedir. İran ile ikili ve yakın ilişkiler kurmasının arkasında bir noktada bu plan yatmaktadır.

Hazar petrolleri, Kafkasya enerji yolu ve Kazakistan'a kadar uzanan Orta Asya doğal gaz ve petrolü için bu bölge gerek Rusya ve gerekse Batı için hayati öneme sahiptir.

Ermeniler Azerbaycan topraklarında yıllardır Karabağ ve etrafındaki geniş coğrafyada işgallerini sürdürüyorlar. Azerbaycan topraklarının % 20'si işgal altında.

Karabağ'da Ermeni-Azeri çatışmaları Sovyetler Birliği dağılmadan 1988 yılında başlamış, Karabağ'daki Azeri nüfus bu dönemde göçler ve baskılar nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Karabağ sorunu 1994'te Bişkek Ateşkes antlaşmasıyla günümüze kadar geldi. Ermenistan'ın işgal ettiği 7 şehirde her yıl neredeyse her gün ufak çapta saldırılar olmuş, zaman zaman şiddetlenerek devam etmiştir. 2014 yılında yine aynı bölgede iki gün süren saldırılarda 13 Azeri, 20 Ermeni askeri ölmüştü.

Yakın zamana kadar sesi çıkmayan Ermenistan birden Azerbaycan topraklarına saldırı başlattı. Şu anki haliyle Karabağ saatli bomba gibidir. Ne zaman ve nasıl patlayacağı belli değil.

İran'ın Bakü Eski Büyükelçisi Afşar Süleymani şu tespiti yapıyor: "Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan'ın Batı ile daha fazla bütünleşmesini istemiyor, bunu önlemek istiyor. Azerbaycan'ı Avrasya Ekonomik İşbirliği Örgütü'ne ve Kolektif Güvenlik Örgütü'ne katılmaya zorluyor. Sorunu, Türkiye'nin Kafkaslardaki etkisini sınırlandırmak amacıyla kullanıyor. Karabağ ve işgal edilen 7 şehir Azerbaycan toprağıdır. Sorun sadece bölge içi güçlerin katkısıyla çözümlenebilir…"

BM Güvenlik Konseyi 1993 yılında aldığı 822, 853, 874 ve 884 nolu dört kararla Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgalini kınamış ve derhal geri çekilmesini istemiştir. Ermenistan bu karara uymamıştır, uyacak da değildir. Ermenistan hiçbir çözüm önerisine yanaşmamıştır. Minsk Grubu vs ne söylerse söylesin hesaba katmamaktadır. Minsk Grubu 1994 senesinde AGİT başkanlığında Fransa, Rusya ve ABD'nin eş başkanlığı ile kurulmuştu. Minsk Grubu 22 yılda çeşitli yerlerde ve pek çok vesile ile iki ülke liderini bir araya getirmesine rağmen günümüze kadar ciddi ve müspet bir gelişme elde edilememiştir.

Rusya Ermenistan'ı şartsız desteklerken nasıl çözüm bulacaksınız? Ermenistan, Rusya'nın güvencesine, desteğine güvenerek ve himayesine sığınarak hiçbir karara uymamaktadır. Rusya'nın Ermenistan'da Askeri Üssü'nün bulunduğunu, Ermenistan'a silah desteği verdiğini biliyoruz.

Çatışmalar kısa süreli dursa bile Taşnak ruhundan beslenen Sarkisyan ülkesindeki büyük huzursuzluğu, iktisadi krizi, siyasi çalkantıları ört-bas etmek için olayları tırmandırmayı sürdürüyor. Buna mukabil Azerbaycan ilk defa Ermenilerden toprak almıştır. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan; "İhtilafın tırmanması bölgede büyük bir savaşı tetikleyebileceği gibi geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan sadece Güney Kafkasya değil, tüm Avrupa'nın olumsuz etkileneceğini düşünüyorum. AGİT Minsk Grubunun bölgede gözlem ve denetim başlatmasını talep ediyoruz." diyerek Avrupa'yı ve dünyayı savaşla tehdit etmeye çalışmaktadır.

Cumhurbaşkanı Aliyev ise; "Hiçbir zaman Azerbaycan toprağında ikinci bir Ermeni devleti oluşturulmasına izin vermeyeceğiz. ... Defalarca bu sorunun barışçıl, siyasi yolla çözülmesi gerektiğini söyledik. Bugün de görüşmeler sürecini destekliyoruz ve bu görüşmeler bir sonuca varacaktır. Çözüm aslında çok basit. Ermeniler işgal edilmiş topraklardan çıkmalı, Azerbaycan vatandaşları kendi topraklarına dönmelidir. Ondan sonra bölge barış ve güven içinde olur." demektedir.

Ancak Ermenilerle Karabağ meselesinin barışçıl çözümü zordur. Çünkü Rusya bu ülkeyi alenen desteklemektedir. Dolayısıyla Minsk Grubu meseleyi çözmede başarısız olacaktır. Olaylar durmayacak, gerilim tırmanacak, sıcak çatışmalar devam edecektir. Rusya hiçbir zaman Ermenistan'dan çıkmak istemeyecektir. Kafkasya'da sıcak çatışma ortamı her zaman için mevcuttur ve diğer dost ve kardeş ülkeler de büyük bir risk altında bulunmakta ve kendilerini emniyette hissetmemektedirler.

Ermenistan geçmişten günümüze düşmanlığını her hal ve şartta devam ettirmektedir. Böyle bir zihniyetle anlaşmaya varılabilir mi? Çözüm için masaya oturulur mu? Türkiye toprakları üzerinde Ermeni mezalimine şahitlik yapan yüzlerce, binlerce mezarlar bulunmaktadır. Tarih bunun açık delileriyle doludur. Aynı iğrenç ve kahpe oyunlar ve hain katliamlar Rus-Ermeni desteği ile Azerbaycan toprakları üzerinde işlenmiştir.

Hocalı Katliamı asla unutulmuş değildir.

Ermeniler tarafından yapılan 1918 Mart Katliamı, Azeri soydaşlarımız tarafından "31 Mart Soykırım Günü" olarak anılmaktadır. Her yıl anma etkinlikleri yapılmaktadır. Ermnilerce katledilen binlerce Azeri Türk'ünün topluca gömüldükleri mezarlar ziyaret edilmektedir.

1917 kızıl komünist devriminden sonra Ermeni çetelerinin saldırılarında on binlerce Azerî Türk'ü şehit edilmiştir. Osmanlı'nın zor zamanında Nuri Paşa komutasında kurulan Kafkas İslam Ordusu Azerbaycan'a yardıma gitmiş ve bölge Ermeni çetelerden temizlenmişti.

1918 yılında 31 Mart–2 Nisan tarihleri arasında Ermeni çeteler halkı acımasızca öldürmüşler; Şamahı ilinin 75, Zengezur ilinin 115 köyü yağma edilmiştir. Sadece Guba ilinde Ermeni askerleri 122 köyü yakmış, Ermeni çeteleri üç gün sürecinde Bakü'de 12 bin Azerbaycanlıyı, yaşlıları, kadınları ve çocukları acımasızca katletmiş, önemli tarihi abideleri mahvetmişlerdir. 1918–1920 yıllarında Azerbaycan'ın yüzlerce şehir ve köylerinin tamamı, Dağlık Karabağ'da da Azerbaycanlılar'ın yaşadıkları 150'ye yakın köy harabeye çevrilmiş, 50 binden fazla soydaşımız öldürülmüştür. Genel olarak ise Azerbaycan topraklarında 700 bin kişi soykırıma maruz kalmıştır.

Ermeniler bugün de boş durmuyor, devamlı surette ateşkes ihlallerine devam ediyor. Bu ihlaller devam ederken silahlanma yarışı da hız kesmeden sürdürülüyor.

Bütün bunlara rağmen Azerbaycan kalkınmasını sürdürüyor. Son on yılda ortalama yüzde 13,5'lik bir kalkınma hızı yakalamıştır ki Çin'i bile geride bırakmıştır. İhracatının yüzde 90'ını petrol ve doğalgaz oluşturuyor. Azerbaycan yükselmeye devam ediyor, bu da Rusya başta olmak üzere yandaş ülkeleri tedirgin ediyor. Bir şekilde Azerbaycan'ın da önü kesilmek isteniyor!

Rusya Azerbaycan'ın zenginliklerine yeniden konmak için; kin, intikam ve nifak tohumlarını ekmeye devam ediyor. Stalin yıllarından kalan korkunç yıkımları devam ettirmeye çalışıyor.

Rusya, sadece Kafkasya'da değil, Doğu Avrupa'da, Baltık ülkelerinde, Alaska ve Kuzey Buz Denizi'nde askerî tacizlerde bulunuyor, Ukrayna'da, Suriye'de, Gürcistan'da savaşıyor. NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı, "Putin'in son beş yılda orduya çok büyük yatırımlar yaptığını, NATO'nun Rusya'nın askeri potansiyelini frenlemesi gerektiğini, NATO güçlerinin Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerine yerleştirilmesi, Rusya'nın eylemlerini ciddi şekilde izlemesi gerektiğini…" ifade ederek geleceğe biraz pencere aralıyor.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Ermenilerin tecavüzleri karşısında Türk Milleti adına söyledikleri önemlidir: "Biz böyle bir gerilimde Azerbaycan'ın haklı davasının yanındayız. Bütün imkânlarımızla da Azerbaycan ile kader birliği yapmış bulunuyoruz. Bu konuda hiçbir kimsenin bir tereddüdü olmamalıdır. Azerbaycan'a yönelmiş her tehdit Türkiye'ye yönelmiştir. ... Bir an önce Karabağ sorununa çözüm bulunması gerekir; Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü içerisinde. Geciken her an bir ateşin fitili gibi tehlikeli bir ortam oluşturuyor. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve kaderi bizim kaderimizdir."

Azerbaycan'ı desteğimiz sürecek. Kardeş ülkelerimizin vatan toprakları bizim de emanetimizdir.


  Önceki Sonraki