Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Eğitim - En Çok Sevdiğim! - Ömer Öngüt
En Çok Sevdiğim!
Eğitim
Canan Büşra Kara
1 Nisan 2016

 

En Çok Sevdiğim!

"Kalbimi seviyorum, çünkü orada Allah'ın ve Peygamber'imin sevgisi var."

 

Eğitmen yeni bir araştırma içerisinde idi. Araştırmanın amacı, bedensel farkındalık ile çocuğun bedenine karşı beslediği olumlu ve olumsuz duyguları su yüzüne çıkartmak ve bunları sağlıklı bir bakış açısına kavuşturmaktı.

Örneğin:

"Vücudunda en çok sevdiğin yer neresi?" sorusuna karşılık, çocuk kıyafetindeki bir kahramanı veyahut da tokasını ve elbisesini gösterirse bedensel farkındalığı zayıf demektir. Maalesef bu çocukların birçoğunun özgüveni sağlıklı bir gelişim gösterememektedir. Bu çocukların gelecekte gösterişe meraklı, marka hastası yetişkinler olma olasılığı yüksektir.

"Vücudunda sevmediğin yerin neresi?" sorusuna verilen olumsuz cevaplar da kayda değerdir. Ve kulakardı edilmemesi gerekir. Bu cevapların sebepleri araştırılmalı ve küçük yaşta bertaraf edilerek, çocuğun ön yargısı temizlenmelidir. Örneğin;

"Ayaklarımı sevmiyorum. Çünkü beni hep düşürüyorlar." Cümlesinin altında; çocuğun ayağını içe basması ya da ayakkabısı ile ilgili bir sorunu olabileceği düşünülmelidir. Ve bu konu ile ilgilenilmelidir.

İlk defa böyle bir araştırma yapan eğitmen, bu araştırmadan nasıl bir sonuç çıkacak çok merak ediyor, araştırma için çalıştığı öğrenci sayısı arttıkça heyecanı da artıyordu. Zira bu araştırma içerisinde, gün geçtikçe sıradışı bir şey ortaya çıkıyordu:

"Vücudunda en çok sevdiğin yer neresi?" sorusuna verilen aynı üç-beş cevabı ilk önce tesadüf diye düşündü. Daha sonra aynı cevap on-onbeş olunca eğitmen şaşırmaya başladı.

"Allah Allah!" dedi ve dikkatini bu soruya gelecek cevaplara yoğunlaştırdı. Bütün öğrencilerin vereceği cevapları not aldı. Araştırmanın sonunda bu soruya verilen cevabın bir tesadüf değil, ancak bir tevafuk olduğunu anladı. Ve "Sübhanallah" dedi.

Yetişkinlerin birçoğu bu soru karşısında fiziksel görünüşlerinden bahseder iken, çocukların birçoğu bu soru kendilerine sorulunca, kuşkusuz bir şekilde ellerini kalplerine götürerek:

"Buramı" dediler. Eğitmen:

"Neden, ne var oranda?" diye sorduğunda ise;

"Kalbim!" dediler ve her çocuktan çok renkli cevaplar geldi. Örneğin:

"Çünkü;

- Kırmızı ve ben kırmızıyı çok sevdiğim için.

- Tik tik tik attığı için.

- Beni yaşattığı için.

- Bana güzellik verdiği için.

- Can verdiği için.

- Sevgi orda olduğu için.

- ….. "

Eğitmen ilk başta buna bir anlam veremedi. Zira çocukların bir çoğu görmedikleri soyut bir şeyi sevdiklerini söylüyorlardı. Ve çok da inanarak söylüyorlardı. Bir öğrencinin verdiği cevapla eğitmenin, beyninde dolaşan bütün soru işaretleri yerine oturdu. Cevap şuydu;

"Kalbimi seviyorum, çünkü orada Allah'ın ve Peygamber'imin sevgisi var."

Eğitmen çok duygulandı. Bu cevap kesinlikle tesadüf değildi. İlk önce aklındaki soru işaretlerini cevapsız bırakmayan Rabb'ine şükretti. Hazret-i Allah rolleri değiştirmiş ve eğitmen küçücük çocuklar tarafından eğitilmişti. Kendi kendine şöyle dedi:

"Evet. Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir, ancak kalptedir! Gerçek mutluluk, gördüğün şeyde değil, asıl görünmeyen yerdedir..."

Evet. Bütün çocuklar İslam fıtratı üzerine doğar. O'na olan sevgi ile gelir. Helâller bu sevgiyi besler ve büyütür. Zamanla bu sevgi bilinçaltına yerleşir.

Ve bir kul her daim kendisinin O'nunla olduğunu bilir ise yaşayan âyet olur. Zira Âyeti kerime'de:

"Biz ona şah damarından daha yakınız." buyuruluyor. (Kâff: 16)

Yâ Rabb'i! Büyüdükçe bizi bu yakınlıktan uzaklaştırma.

Yâ Rabb'i! Bizi küçüldükçe yakınlaşanlardan eyle. Amin.


  Önceki Sonraki