Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
HAZRET-İ MUHAMMED  Aleyhisselâm - Antlaşmaya Sâdık Kalınması - Ömer Öngüt
Antlaşmaya Sâdık Kalınması
HAZRET-İ MUHAMMED  Aleyhisselâm
Dizi Yazı - Resulullah Aleyhisselâm'ın Hayat-ı Saâdetleri
1 Ocak 2016

 

HAZRET-İ MUHAMMED
Aleyhisselâm

-Hicretin Altıncı Yılı-

Antlaşmaya Sâdık Kalınması

 

Ebu Bâsir Utbe Bin Esîd -Radiyallahu Anh-:

Resulullah Aleyhisselâm'ın Hudeybiye'den Medine'ye dönüşü üzerinden kısa bir zaman geçmişti ki, Kureyş'ten Ebu Bâsir Utbe bin Esîd -radiyallahu anh- müslüman olarak Medine'ye iltica etti.

O da Ebu Cendel -radiyallahu anh- gibi, antlaşma esnasında Mekke'de Kureyşliler tarafından hapsedilen müslümanlardandı. Arkasından iki Kureyşli geri almak için Medine'ye geldi.

Resulullah Aleyhisselâm evvelce Ebu Cendel -radiyallahu anh-i nasıl babası Süheyl'e teslim etmişse şimdi de Ebu Basîr -radiyallahu anh-i, Hudeybiye antlaşmasına göre Kureyşliler'e hiç itiraz etmeden geri verecekti.

Kendisini çağırarak:

"Ey Ebu Bâsir! Bu adamlarla hangi şartlar üzerine antlaşma yaptığımızı biliyorsun. Biz ahdimizi bozmayız. Sen kavmine dön!" buyurdu.

"Yâ Resulellah! Müşrikler dinim sebebiyle bana işkence yaptıkları halde beni iâde mi ediyorsun?" diyerek düşmana teslim edilmemesini istediyse de Resulullah Aleyhisselâm onu teselli etti:

"Ey Ebu Bâsir! Sabret! Allah'tan mükâfatını bekle! Allah sana ve senin gibi güçsüz müminlere kurtuluş verecektir." buyurdu.

Ancak Ebu Bâsir -radiyallahu anh- Mekke'ye değil, ölüme doğru götürülüyordu. Kendisi için kurtuluş çaresi kalmamıştı.

Kureyş'in gönderdiği iki adam Ebu Bâsir -radiyallahu anh-i alarak Medine'den yola çıktılar. Zülhuleyfe'de yemek molası verdikleri bir sırada muhafızlardan birinin kılıcını kurnazlıkla alan Ebu Bâsir -radiyallahu anh- kılıç sahibini öldürdü. Diğeri Mekke'ye kaçıp canını kurtardı.

Ebu Bâsir -radiyallahu anh- tekrar Medine-i münevvere'ye geldi, Resulullah Aleyhisselâm'ın huzuruna çıktı.

"Yâ Resulellah! Beni onlara teslim etmekle sözünüzü yerine getirdiniz. Fakat ben şimdi kendimi kurtardım." dedi.

Resulullah Aleyhisselâm antlaşma hükümlerine göre, kendisinin Medine'de kalamayacağını anlattı. Aynı zamanda: "Çık istediğin yere git!" demek suretiyle de kendisine yol göstermiş oldu.

Onun cesaret ve atılganlığından pek hoşlanan Resulullah Aleyhisselâm:

"Ne yaman adam! Eğer aklına uyan birileri çıksa tam bir savaş tahrikçisi!" buyurdu.

Bunun üzerine Medine'den ayrılan Ebu Bâsir -radiyallahu anh- Mekke ile Şam yolu üzerinde Îs denilen bir yerde yerleşmeye karar verdi. Kureyşliler'in ticaret kervanları buradan geçiyordu. Mekke'de müslümanlığını gizli tutanlar bunu duydular, kaçabilenler Ebu Bâsir -radiyallahu anh-in yanında toplandılar. Orada bir çete kurdular. Az zaman içinde çoğalıp yetmiş kişi oldular. Bir müddet sonra Ebu Cendel -radiyallahu anh- de kurtuldu, Ebu Bâsir -radiyallahu anh-in yanına sığındı. Burada toplanan müslümanların sayısı üç yüzü buldu. Artık Mekkeliler'in Şam ticaret yolu kesilmişti. Yakaladıkları her Kureyşli'yi öldürüyorlar, oradan geçen her kervanın yolunu kesiyorlardı. Kureyşliler telâşa düştüler, korktukları başlarına gelmişti. O zaman Ebu Süfyan, Resulullah Aleyhisselâm'a mektup gönderdi.

Mekke'den kaçan müslümanların Medine'ye kabul olunmasını, bu gibi mülteciler hakkındaki maddenin muahededen çıkarılmasını istedi.

Halbuki Hudeybiye antlaşması yazılırken bu madde Kureyş'in ısrarı ile konulmuştu, şimdi yine onların isteğiyle kaldırılıyordu.

Resulullah Aleyhisselâm, Ebu Bâsir -radiyallahu anh- ile arkadaşlarını dâvet etti. Fakat Ebu Bâsir -radiyallahu anh- ölüm halinde hastaydı. Vefat ettiğinde oradaki müslümanları Ebu Cendel -radiyallahu anh- toplayıp Medine'ye götürdü.

Sulh şartları içinde müslümanlara en ağır gelen iki maddeden birisi, Kâbe ziyaretinin bir yıl sonraya bırakılması, diğeri müslüman olarak Medine'ye sığınan Mekkeli mültecilerin geri çevrilmesiydi. Çok geçmeden bu iki maddenin ikisi de müslümanların lehine olarak neticelendi.

Hudeybiye barışından sonra Resulullah Aleyhisselâm müslümanlığı serbestçe yaymaya başladı. Kureyşliler de ticaret işlerini genişlettiler. Ancak Hudeybiye barışı iki yıl devam edebildi. Bu muahedeyi bozanlar, hükümlerine saygısızlıkta bulunanlar yine Kureyşliler oldu.

 

Ümmü Külsum -Radiyallahu Anhâ-:

Resulullah Aleyhisselâm'ın Mekke'deki azılı düşmanlarından Ukbe bin Ebu Muayt'ın kızı Ümmü Külsum -radiyallahu anhâ- Mekke'de iken müslüman olmuş ve Resulullah Aleyhisselâm'a biat etmişti. Hudeybiye antlaşmasından hemen sonra bir yolunu bulup Medine'ye geldi. Resulullah Aleyhisselâm'a iltica edip:

"Yâ Resulellah! Ben dinim için onların yanından kaçıp senin yanına geldim. Beni koru, müşriklere geri çevirme. Beni kâfirlere geri çevirecek olursan bana işkence yaparlar, dinimden döndürmeye çalışırlar." dedi.

Kardeşleri Velid bin Ukbe ile Umâre bin Ukbe Medine'ye gelerek Ümmü Külsum -radiyallahu anhâ-nın teslim edilmesini istediler. Fakat Resulullah Aleyhisselâm bu isteklerini reddetti. Çünkü antlaşmanın o maddesinde kadınlar zikredilmemişti. Sonra bir kadın müslüman olunca müşrik olan kocasından ayrılmış oluyordu. Müşrik olan kocası o kadına helâl değildi. Velid'le Umâre de Mekke'ye döndüler, durumu Kureyş'e bildirdiler.


  Önceki Sonraki  

Diğer Yazıları
TÜM YAZILAR