Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - İhlâs Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (15) - Ömer Öngüt
İhlâs Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (15)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Eylül 2015

 

İhlâs Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (15)

İHLÂS SÛRE-İ ŞERİF'İNİN BÂTINÎ MANÂSI (10)

 

Vâhidiyet ve Samediyet (3)

O, bir ve tek ilâhtır. Her şeyin mülkü ve tasarrufu O'nun elindedir.

"Onların söylediklerinden O münezzehtir, yücedir ve uludur." (İsrâ: 43)

Allah-u Teâlâ ikileşmesi veya yok olması veya değişmesi imkân ve ihtimali olmayan "Bir"dir, hep "Bir"dir. O'na ikinci olacak bir başka bir yoktur. O'ndan başka bir ilâh olmadığı gibi, O'ndan başka bir mevcut da yoktur. Bütün yarattıkları "Lâ"dan ibarettir.

Yani "Bir"den olanı değil de, "Bir"i öğrenmemiz icâbediyor. Senindir zannettiğin vücudun dahi yine O'nundur.

Âyet-i kerime'lerde şöyle buyuruluyor:

"Oysa bir tek ilâhtan başka ilâh yoktur." (Mâide: 73)

Başka hiç kimse ulûhiyet sıfatına haiz değildir. Bütün mükevvenâtın Hâlik'ı ancak O'dur.

"Allah sadece bir tek ilâhtır." (Nisâ: 171)

Hiçbir şekilde ortaklığı kabul etmez, ulûhiyette tektir. Kendisine aslâ yokluk ârız olmayan Zât-ı kibriyâ O'dur. Hakiki varlık O'nun varlığıdır. O'nun varlığı bütün varlıkların hakikatidir. Yaratılmış olan varlıklar birbirlerine denk olabilirler, birbirleriyle birleşir, birbirlerinden ayrılabilirler.

"Allah bir misal verir: Bir adamın huysuz ve birbiriyle ortak birkaç efendisi var. Bir diğer adamın da bir tek efendisi var. Bu ikisinin durumu bir olur mu?" (Zümer: 29)

Elbette olamazlar.

Bir tek efendinin kölesi, samimiyetle yalnız ona hizmet eder. Gücü ve yönelişi bir noktada toplanır, yolu belirli olur. Efendisinden iyilikten başka bir şey görmez. Onun sayesinde rahat bir hayat yaşar.

Birbiriyle anlaşamayan efendilere ait bir köle ise huzursuzdur, onların hangi birine hizmet edecektir? Onların her birisi bu kölenin kendisine ait olduğunu ileri sürer ve onu değişik işlerde çalıştırırlar. Köle kimin dediğini yapacağını şaşırır. Hangisini râzı edeceğini bilemez, hiçbir zaman kararı olmaz, vicdanen rahat yüzü görmez.

İşte bunun gibi muvahhid bir müminle, içi dışı putlarla dolu bir müşrik bir olmaz.

"Hamd Allah'a mahsustur." (Zümer: 29)

Misal son derece açık ve parlak olunca, Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'yi hamd ile sona erdirmiştir.

"Fakat onların çoğu bilmezler." (Zümer: 29)

Yine böyle iken Allah'a şirk koşarlar ve müşrik olarak yaşarlar.

Bütün gökleri ve yerleriyle kâinat, dünya ve ahiret hep O'nun mülküdür. O'nun Ehadiyet'i ve Samediyet'i ile ayakta durmakta, O'nun hükmüne ve fermanına mahkûm bulunmaktadır.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde insanların her türlü şirkten uzak bulunmalarını, saf ve doğru tevhid istikametinde olmalarını emir ve ferman buyurmaktadır:

"O'na ortak koşmadan, Allah'ın hanifleri (birleyenleri) olun." (Hacc: 31)


  Önceki Sonraki