Berat gecesinde, Levh-i mahfuz'dan topluca dünyâ semâsına indirilen Kur'an-ı kerim, bu gece âyetler hâlinde yeryüzüne indirilmeye başlanmıştır.
Öyle bir muazzam ve mübarek gecedir ki, hakikatini anlamak beşer idrâkinin çok üstündedir.
Hazret-i Allah bu geceye çok değer vermiş ve Kadir Sûre-i şerif'inde şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz ki biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Resul'üm! Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrâil) o gecede Rabb'lerinin izniyle her bir iş için inerler. O gece, tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmdır, esenliktir." (Kadir: 1-2-3-4-5)
Buradaki sayı, tahdit mânasına değildir. Kur'an-ı kerim'deki bu gibi ifadeler çokluğa delâlet etmektedir. Bir gece, beşer hayatındaki binlerce yıldan hayırlıdır.
Bu gecenin bu kadar kıymetli olması ise, Sebeb-i Mevcûdat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in, ümmeti hakkındaki merhametinden ileri gelmektedir.
Kadir gecesini senede arayan aldanmaz. Çünkü İlâhi tecelliyatın ne zaman olacağı belli değildir. Kadir gecesi gelir amma tecelliyatın ne zaman olacağı belli olmaz. Tecelliyat demek O'nun sana vermesi demek. Yeter ki sen yolunda bulun. O nasıl murad ederse odur.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, "Şu gecede arayalım mı?" diye soranlara "O gecede de arayın." buyurmuş, bu suretle gecelerin ihyâ edilmesini teşvik etmiştir.
İbn-i Mes'ud -radiyallahu anh- Hazretleri:
"Kim bütün seneyi ihyâ ederse Kadir gecesi'ne de erer." buyurmuşlardır. (Müslim: 762)
Sen O'nun rızâ kapısında dur, rızâsı için çalış. O murad ederse umulmayan bir gecede sana lütfu ile tecelli eder, lütuf kapısını aralar, o geceye tesâdüf ettirir. Senin vazifen O'nun kapısını gözlemek.