Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Eğitim - Sevgi ve Kardeşlik - Ömer Öngüt
Sevgi ve Kardeşlik
Eğitim
Canan Büşra Kara
1 Aralık 2014

 

Sevgi ve Kardeşlik

 

Öğretmen 4 yaş öğrencilerinin duygusal yaşlarını öğrenmek istemiş ve bunun için öğrencilerine: "Hadi bakalım sevgili öğrencilerim, şimdi bir oyun oynayacağız" dedi.

Sevinçle "Evet öğretmenim! Ne oyunu oynayacağız?" diye soran öğrencilerine, öğretmen ses tonunu kalınlaştırarak "Kuurt ve Kuzuculuk" dedi. "Siz kuzu olacaksınız. Duvar ve masaların arası sizin eviniz olacak. Oyun gereği, kurt uyurken sesizce gelip kurdun önünden, oyun hamurlarını alabilen kuzu, oyun hamuru ile oynayabilir." dedi. Sesini biraz yükselterek "Ama, eğer oyun hamurlarını almaya gelen kişi ses çıkartarak gelirse kurt uyanır" -sesini birazcık daha yükselterek- "ve sizi yeeeeer!" dedi.

Endişeli gözlerle öğretmene kilitlenen bütün öğrencilerinin gözleri önünde öğretmen kurt kostümünü giydi ve sesini daha da kalınlaştırarak sınıftakı bütün oyun hamurlarını önündeki masaya koydu. Öğretmen kurt takliti yaparak: "Ha ha bu hamurlar artık benim" dedi.

Kuzular çığlık çığlığa evlerine girdiler. Evlerine girmekle de kalmadılar hepsi masaların altına birbirlerine yaklaşarak saklandılar. Uykusu gelen kurt oyun hamurları ile dolu masada uyudu. Sınıfta olağanüstü sessizlikten başka hiçbir şey yoktu.

Öğretmen sabahtan beri aynı oyunu üçüncü kez oynuyordu. Beş ve altı yaş sınıfları kurt uyuyunca yavaş yavaş kurtun yanına gelme cesarati göstermişlerdi. Fakat dört yaşlarla bu oyunu oynamak biraz cesaret isteyen bir davranıştı. Çünkü bu yaş gurubu henüz gerçek ve hayal dünyalarını birbirinden tam ayıramadıkları bir yaşta idiler.

Sınıf içerisinde adrenalinin yükselmesi ve korkudan çıt çıkmaması çok normaldi. Yaşlarının gereğini sergiliyorlardı. Sınıfın sessizliğinden dolayı sınıf dışındaki sesler duyuluyordu. Kurt merdivenlerden inen 4 yaş sınıf öğretmeni Fatma Hanım'ın sesini duydu. Uyanma hareketi yaparak "Karnım çok acıktı, bu kuzular da evlerinden hiç çıkmıyor yaa. O zaman ben de içeri girerse öğretmenlerini yerim ha ha ha!" dedi. Daha kurt sözünü bitirmeden küçük Ayşe can havli ile: "Hayır, öğretmenimizi yeme!" diye bağırdı. Kurt rölündeki öğretmen şaşkınlık içerisindeydi, başka hiçbir öğrenciden ses çıkmıyordu. "Bu olsa olsa kan bağı" diye düşündü. Çünkü Fatma Öğretmen küçük Ayşe'nin "annesi" idi.

Kurt "Ahh öğretmenleri de gelmedi çok acıktım çok. Tekrar uykum geldi." dedi ve uyudu.

Sınıfın en büyük öğrencisi Emir arkadaşı Yağız'a sessizce: "Hadi Yağız sen git, korkma biraz cesaretli ol, cesur ol!" dedi. Yağız kısa ve kesin bir şekilde: "Hayır" dedi. Emir cesaretini topladı "Hiç biriniz ses çıkartmasın!" dedi.

Ve yavaş yavaş masanın altından çıkarken,"Hayır Emir, hayır gitme!" sesi ile yuvaya geri döndü ve kendisine seslenen Ayla'dan hesap sorarcasına "Neden ses çıkarttın?" dedi. Ayla üzgün ve tedirgin bir sesle "Senin gitmeni istemiyorum!" dedi. Emir kararlı bir şekilde "Sessiz ol, ben cesurum bir şey olmaz!" dedi. Kurt rolündeki öğretmen içinden "Allahu ekber!" dedi. "Bu da kan bağı". Çünkü Emir Ayla'nın ikiz kardeşi idi. Kurt cesur Emir'in gelip oyun hamurlarını almasına göz yumdu ve böylece oyun bitti. Öğretmen "Bir daha bu oyunu oynayalım mı?" diye sordu. Emir hariç herkes "Hayır!" dedi. Çünkü hepsi de çok korkmuştu.

Oyunu bitiren öğretmen sınıf öğretmenlerinin de gelmesi ile sınıftan çıktı ama düşünmeye devam ediyordu. Bugün oyun esnasında yaşananlarda bir mesaj olmalıydı. Ama neydi? İşte tam bunu düşünürken masanın üzerinde duran takvim yaprağındaki ayeti kerimeye ilişti gözleri:

"Müminler kardeştirler. Öyleyse (dargın olan) kardeşlerinizin arasını düzeltin." (Hucurât: 10)

"Demek ki mü'min kardeşlerimiz ile aramız en azından kan bağındaki gibi yürekten olmalı." diye düşünürken şu Hadisi şerif'ler geldi aklına:

"Birbirini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbilerine şefkat göstermekte mü'minlerin durumu, insan bedenine benzer. Ondan bir uzuv rahatsızlandığında, bedenin diğer uzuvları uykusuzluk, ağrı ve ateşle ona ortak olurlar."

"Siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.

Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!"

Öğretmen gayr-i ihtiyarı ve sesli bir şekilde:

"Tüm dünya mü'minlerine SELAM olsun, KARDEŞLİK ve HUZUR olsun." dedi.


  Önceki Sonraki