Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI - HAZRET-İ EBU BEKİR SIDDÎK -Radiyallahu Anh- (16) - Ömer Öngüt
HAZRET-İ EBU BEKİR SIDDÎK -Radiyallahu Anh- (16)
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI
Dizi Yazı - Ashâb-ı Kiram -r. anhüm-
1 Eylül 2014

 

ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN
HAYATI

"Ashâbım Yıldızlar Gibidir. Hangisine Uyarsanız Hidayeti Bulmuş Olursunuz."(Beyhâkî)

HAZRET-İ EBU BEKİR SIDDÎK -Radiyallahu Anh- (16)

 

Keramet:

Sual:

Sıddık-ı Ekber -radiyallahu anh- Ashâb-ı kiram'ın en efdali olduğu halde, kendisinden hiçbir keramet görülmedi, mevzusunu dahi yapmadı.

Cevap:

– Kemâlât keramet ile kâim değildir. Sakın siz de "Keramet ehli olayım!" demeyin. Şeytanın varlık tuzağına düşersiniz, nefsiniz sizi o noktada helâk edebilir ve soyulup gidersiniz.

Keramet, veli olmanın şartı değildir. Peygamber Aleyhimüsselâm Efendilerimiz'e mucize göstermek vâcip olduğu gibi, Evliyâullah Hazerâtı'na da kerametleri gizlemek vâciptir.

Allah dostları olan bu velileri keşif ve kerametleri ile takdir etmek doğru değildir. Bir velide hiç keramet görülmeyebilir de.

Şâh-ı Nakşibend -kuddise sırruh- Hazretlerimiz'e:

"Efendim, sizden hiç keramet husule gelmiyor." denildiğinde:

"Sırtımızda taşıdığımız bunca vebal yüküne rağmen, ayakta durmamızdan büyük keramet mi olur?" diye cevap veriyorlar.

Bir defasında da bir müridi ile bir yere doğru yolculuk yapıyorlar. Gidecekleri yer uzakça, akşam da yaklaşıyor. Fakat gidiyorlar gidiyorlar akşam olmuyor. Gidecekleri yere varıyorlar, güneş birden batıveriyor. Müridine dönüyorlar ve buyuruyorlar ki:

"Oğlum bunlar tarikat oyunlarıdır. Gaye Allah'tır."

Onlardan hayatları boyunca pek az keramet husule gelmiştir.

Her şeyin fevkinde O'nun rızâsıdır. Her türlü tecelliyât, keşf-ü keramet dahi O'nun rızâsının yanında hükümsüzdür.

Tarikât-ı âliye'de birçok haller, ahvaller zuhur eder. İhlâslı kimsenin kalp gözü açılabilir. Bunlar kalbin hususiyetlerindendir. Bu gibi hallere hiç iltifat etmemek, hiç meşgul olmamak lâzımdır. Bizim iltifatımız mahviyet ve istikamettir. Bunlar tarikat oyunlarıdır.

Yusuf Hemedâni -kuddise sırruh- Hazretlerimiz:

"Bunlarla tarikatın çocuklarını yetiştirirler." buyurmuşlardır.

Bilen, gören ve yapan, kimin yaptığını gördüğü için katiyyen o yola tevessül etmez. Görmemiş, bilmemiş, yapmamış gibi görünür.

Ehl-i hakikat keramete hiç kıymet vermedi. Çünkü ona Hazret-i Allah yeter. Evet keramet de bir lütf-i ilâhîdir. Buna rağmen; "Keramet ehli" olmayı istemenin sırrını size şöyle arz edelim:

Evliyâullahtan bazılarının yüzü Hazret-i Allah'a dönüktür. O ister ki O'nun hükmü olsun. Daha doğrusu o Hazret-i Allah'ı istiyor, O'nunla olmayı istiyor. Tasavvur buyurun Mevlâ onları ne kadar temizlemiş ki, kendisinden gayri hiçbir şey istetmemiştir.

Bazılarının yüzü ise halka dönüktür. O, Hakk'ın verdiğini halka göstermek ister. Birçok veliler burada soyulmuştur. Evet Hakk'ın ihsanını gösterir, fakat halkı tercih ettiği için Hakk onu sevmez. Meğer ki lütfu ile tutsun. Helâk olmak an işi, bıraktığı an kişi helâktadır.

Keramet ehli olmayı istemek, kendini beğenmekten ileri gelir, çalışması da ona göre olur. Allah-u Teâlâ Hazretleri kulunu kendisi ile kerameti arasında bırakır, onunla imtihan eder. Her şeyin O'nun ve O'ndan olduğunu bilecek mi, yoksa kendisinin imiş gibi gösteriş mi yapacak?

Bir düşün ki birisi sana bir dükkân açıvermiş, sermaye de vermiş; "Çalış kârı senin olsun!" demiş. Doğru çalışırsan sermaye toplarsın, ihanet edersen iflâs edersin.

İlimse O'nun, irfansa O'nun, edepse O'nun, irşadsa yine O'nun, hülâsa her şey O'nun..."Benim!" dediğin zaman emanete ihanet etmiş oluyorsun, hem riyakâr hem de yalancı oluyorsun.

Keramet de bu gibidir, benimsenirse kişinin helâkına vesile olur. Velilerin soyulma noktası burasıdır. Birçok kimseler bu keramet yolunda soyulmuşlardır.


  Önceki Sonraki