"Ben Allah'ımı gördüm, başka bir şey görmedim."
•
"Hamdolsun o Allah'a ki, mahlûkatına kendisini bilmek için, kendisini bilmekten âciz olduklarını bilmekten başka bir yol vermedi."
•
Hazret-i Ali -radiyallahu anh-, Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh-e; "Bu mertebeye nasıl ulaştığını" sorduğunda şöyle cevap vermişlerdi:
"Hiçbir an Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in iki kaşının arasını gözlerimin önünden ayırmadım."
•
"Şu dört haslet kimdeyse Hazret-i Allah onu bağışlar:
Günahkârın tevbe etmesi. Gururlunun kibrini kırması. İhtiyaçlı olanın, ihtiyacının giderilmesi. Allah'tan yardım isteyen, başkasından değil! O ihtiyaç sahiplerinin yegane sığınağıdır.
•
"Hakk'ı tanıyanların kölesi ol."
•
"Ağlayabilen ağlasın, ağlayamayan ağlar gibi dursun."
•
"İdrakin aczini idrak, idrakin ta kendisidir."
•
"Unutmasından korkan Resulullah Aleyhisselâm'a çok Salât-ü selâm getirsin."
•
"Allah sevgisine mazhar olan bir kimseyi, bu sevgi dünyaya dalmaktan, insanlara karışıp onlarla ömür tüketmekten muhafaza eder."
•
"Müslümanların içinde bulundukları sıkıntı, İslâm'ın içine düştüğü çıkmaz, ancak İslâm'ın ilk günlerindeki metodun tatbikiyle düzelir."
•
"Sabır imanın yarısıdır, yakîn ise imanın tamamıdır."
•
"Hayasız insan halk içinde çıplak oturan kimse gibidir."
•
"Doğruluk üzere ol, velev ki doğruluk ölüme götürse dahi ondan ayrılma. Doğruluk bir emanettir, yalan bir hıyanettir.
•
"Mal cimrilerde, silâh korkaklarda, karar alma da zayıflarda olursa işler bozulur."
•
Allah-u Teâlâ'ya şöyle bir niyazları vardır;
"Allah'ım! Bana kâmil bir iman, hakiki ilim, sıhhat, afiyet, hayırlı niyet ihsan buyur."
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:
"Ey iman edenler! Allah'ı çok çok zikredin!" buyuruyor. (Ahzâb: 41)
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bu emr-i ilâhi'yi alınca:
"Cenâb-ı Hakk benim göğsüme ne döktüyse, ben de onu olduğu gibi Ebu Bekir'in göğsüne boşalttım." (Risâle-i Es'adiyye. 6. Fasıl)
Hadis-i şerif'i mucibince Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh-i çağırıp "Kalbî" zikri telkin ettiler. "Cehrî" zikri ise Hazret-i Ali -radiyallahu anh-e tâlim buyurdular. Onlar da Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- Hazeratı'na tebliğ ve talim ettiler. Ashâb-ı kiram -radiyallahu anhüm- da öğrendikleri usül üzere kalbi ve cehri zikirleri icrâ ettiler.
Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- bu telkin ve nispeti Resulullah Aleyhisselâm'dan teveccüh ile bâtınen almıştır. Bu nispet ona mahsustur.
"Ebu Bekir sizi orucunun ve namazının çokluğu ile değil, ancak kalbine dökülen bir şeyle geçmiştir."
Hadis-i şerif'i kalbi zikir ve murakabada Nakşibendi büyüklerinin delilidir. O ki; hakikat ehlinin rehberi, müşahede ehlinin öncüsüdür.