Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 244.SAYI - Ömer Öngüt
244.SAYI, Ocak 2014
Hakikat 244. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Ulül-azm peygamberlerden olan İbrahim Aleyhisselâm'ın iki oğlu vardı. İlk oğlu Hazret-i İsmail'in annesi Hâcer, ikinci oğlu Hazret-i İshak'ın annesi ise Sâre idi.

İbrahim Aleyhisselâm Allah-u Teâlâ'nın emrine uyarak küçük yaştaki oğlu İsmail'i annesi Hâcer ile birlikte Filistin'den alıp sahraları ve çölleri geçerek Hicaz'a götürdü. Onları Mekke'deki Mescid-i Haram'ın bugün bulunduğu yerin civarında bir gölgeliğin altına bıraktı. Sonra:

"Ey Rabb'im! Bu şehri emniyetli kıl!" (İbrahim: 35)

Diyerek duâ etti ve döndü.

O zaman Mekke'de ne bina, ne insan, ne de içecek su vardı.

Hacer Vâlidemiz oğlu İsmail ile bu ıssız vadiye yerleştiler. Allah-u Teâlâ onlar için zemzem suyunu çıkardı. Daha sonra Cürhüm kabilesi gelip oraya yerleşti, evler barklar yaptılar. Mekke artık bir şehir haline gelmeye başladı. İsmail Aleyhisselâm bu kabileden bir kızla evlendi.

Allah-u Teâlâ Hazret-i İbrahim peygamberin Mekke-i mükerreme'yi emniyetli kılmasına dâir yapmış olduğu duâsını kabul buyurmuş, o beldeyi emniyetli kılmış, bütün zâlimlerin zulmünden korumuştu.

Âyet-i kerime'sinde:

"Ve bu güvenilir şehre andolsun ki!" buyuruyor. (Tîn: 3)

Emniyet, hayatın en önemli şartlarından olduğu için "Şehirlerin anası" üzerine yemin edilmiştir.

Mekke-i mükerreme ziraate elverişli olmayan, ekin ve bitki bitirmeyen kurak bir vâdide kurulmuştu.

Yine İbrahim Aleyhisselâm'ın:

"Çeşitli meyvelerden bunlara rızık ver." (İbrahim: 37)

Diyerek yaptığı duânın bereketiyle her şeyin ürünü Allah katından bir rızık olarak oraya götürülüyordu.

Bu duâlar hürmetine birçok lütuf ve ihsanlar Mekkelilere verilmiştir. Zamanla Hakk'ın şeriatına bağlı olanların azaldığı ve putlara tapmaların yaygınlaştığı Mekke şehrinde âhir zaman peygamberi Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz teşrif eder ve büyük mücadeleler başlar.

Resulullah Aleyhisselâm'ın, Hicret esnasında; "Ey şehir! Şayet senden zorla çıkarılmasaydım vallahi seni terk etmezdim." buyurarak ayrıldığı Mekke'nin yıllar sonra fethi gerçekleşmiştir.

Kıyamete kadar inananlara; Hacc için gelmeleri, ziyaret etmeleri ve ibadetlerinde Kâbe'ye yönelmeleri emredilen mübarek, mukaddes bir şehirdir ki "Mekke-i Mükerreme" denilmiştir.

Allah-u Teâlâ Nasr Sûre-i şerif'inde şöyle buyuruyor:

"Resul'üm! Allah'ın yardımı ve fetih (zafer günü) gelip de insanların akın akın, dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini görünce, Rabb'ini hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. O tevbeleri daima kabul edendir." (Nasr: 1-2-3)

Âyet-i kerime'de geçen "Fetih"ten maksat Mekke-i mükerreme'nin fethidir. Çünkü Arap yarımadasındaki kabileler: "Eğer o kendi kavmine üstün gelirse peygamberdir." diyerek İslâm'a girmek için Mekke'nin fethini gözlüyorlardı. Allah-u Teâlâ ona bu büyük zaferi nasibedince insanlar alay alay, bölük bölük Allah-u Teâlâ'nın dinine girdiler. İnsanların birer ikişer İslâm'a girdikleri günler artık geride kaldı.

Peygamber olmadan evvel de, olduktan sonra da, nice zahmetler, nice sıkıntılar çekti ve birçok iftiralara uğradı. Fakat o Hazret-i Allah'a sığınmış, her türlü zorluğa göğüs germişti. Allah-u Teâlâ ona büyük bir fetih müyesser kıldı ve bu lütfa mazhar etti.

Bu emir Resulullah Aleyhisselâm'ın şahsında Ümmet-i Muhammed'e şamildir. Nitekim Allah-u Teâlâ'nın yardımı ve zafer günü işte geldi. Bütün insanlar akın akın gelmeye başladı.

Biz de diyoruz ki; bu Nûr-i Muhammedî'yi yaymak için çalışın, çalışın, çalışın!..

Bu mübarek şehir Mekke'yi ve fethini, Âyet-i kerime'lerin ve Hadis-i şerif'lerin nur ışığı altında ayrıntılı bir şekilde izâhı yapılarak açıklanmış ve Ümmet-i Muhammed'in istifadesine arz edilmiştir.

Bu minval üzere bu ay içerisinde idrak edeceğimiz Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in dünyaya teşriflerinin sene-i devriyesi olan "Mevlid Kandili"nizi tebrik eder, Cenâb-ı Hakk'tan Ümmet-i Muhammed'e hayırlara vesile olmasını niyâz ederiz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Mekke'nin Fethi - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Mekke'nin Fethi