Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 236.SAYI - Ömer Öngüt
236.SAYI, Mayıs 2013
Hakikat 236. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Bir kul için mümkün olabilen en üstün rütbe, en büyük kazanç Allah-u Teâlâ'yı tanımak, yalnız O'nu sevmek, buyruklarına seve seve itaat etmektir.

Dostluğu kazanılmaya ve sevilmeye en lâyık olan mutlak varlık O'dur.

Âyet-i kerime'lerde şöyle buyurulmaktadır:

"Asıl dost Allah'tır." (Şûrâ: 9)

"Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler." (Mâide: 54)

En güzel dost, seni yoktan var eden, nimetlerle donatan en güzel şekilde terbiye edip sonra suret veren, namütenahi rızıklarla merzuk eden ve bütün kâinatı sana musahhar kılan, bu kadar lütuf ve ihsan içinde bulunduran Hazret-i Allah'tır. O senin en yakînin ve en güzel refikindir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde müminlerin kimlerle dost olması gerektiğini beyan buyurmaktadır:

"Sizin dostunuz ancak Allah'tır. O'nun Peygamber'idir." (Mâide: 55)

Resulullah Aleyhisselâm ise Rahmeten lil-âlemindir. Hazret-i Allah onu âlemlere hayat bahşetmek için yaratmıştır. Ondan daha güzel dost olur mu?

"Ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namaz kılan, zekât veren müminlerdir." (Mâide: 55)

Allah'a, Peygamber'e ve müminlere dost olmak, bu dostluğun dışındakileri terketmekle mümkündür. Kâfirlerle dostluk kurmak müminlere yakışmaz.

Bu Âyet-i kerime'de dost olarak sadece Allah-u Teâlâ, O'na tâbi olarak Resulullah Aleyhisselâm, Allah'a ve Resul'üne tâbi olarak da Allah'ın emirlerine boyun eğen müminler beyan edilmiştir.

Allah-u Teâlâ dilediği kulunu Zât'ına çeker. Aklını kullanan bu sevgili kullar üç yoldan Hakk'a varır: Aşk, muhabbet ve mahviyyet.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyuruyor ki:

"Bu Allah'ın fazl-u ikramıdır, kime dilerse ona verir." (Cum'a: 4)

Allah-u Teâlâ lütfetmiş, kereminden müminlerin kalp gözünü açarak, onları marifet nuruna ulaştırmış Rızâ-i Bâri'sine kavuşturmuş.

"Seni kendim için seçtim." (Tâhâ: 41)

Buradan da anlaşılıyor ki bunlar, Hakk Celle ve Alâ Hazretleri'nin kendisi için yarattığı hususi has kullarıdır. Sevmiş seçmiş, kendisine çekmiş.

Allah-u Teâlâ Hadis-i kudsî'de şöyle buyuruyor:

"Velilerimden birisine düşmanlık eden kimseye ben harp ilân ederim.

Kulumu bana en çok yaklaştıran şey, farz kıldığım ibadetleri yapmasıdır. Nâfile ibadetlerle de bana o kadar yaklaşır ki, nihayet ben o kulumu severim. Sevince de artık onun duyan kulağı olurum, o benimle işitir. Gören gözü olurum, o benimle görür. Eli olurum, o benimle dokunur. Ayağı olurum, o benimle yürür, (Kalbi olurum, o benimle anlar. Söyleyen dili olurum, o benimle konuşur.) Ne dilerse onu yerine getiririm. Herhangi bir şeyden bana sığınırsa ben onu muhafaza ederim." (Buhârî)

Allah için sevgi, Allah için buğz imanın en sağlam kulpudur. İmanın tekamülünde en büyük âmildir.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:

"Amellerin en üstünü Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir." (Ebu Dâvud)

İnsan bunu ayırdedemezse, ne kadar ibadet ederse etsin dalâlettedir. Allah-u Teâlâ ile arasında çok büyük bir uzaklık meydana gelir, rahmet-i ilâhi'den kovulur.

Kitabullah'ın hükmüne rızâ göstermeyenleri dost edinmenin insanı İslâm hudutları haricine çıkaracağı kesinlikle bilinmelidir. Bir müminin her şeyden önce dininde ve imanında samimi olması gerekir. Küfre rızâ göstermek de küfürdür.

Bu ay içerisinde başlayacak olan mübarek "Üç aylar"ınızı ve idrak edilecek olan "Regaib Kandili"nizi tebrik eder, Cenâb-ı Hakk'tan âlem-i İslâm'a hayırlara vesile olmasını niyaz ederiz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Muhabbet-i İlâhî - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Muhabbet-i İlâhî